Giriş
(5)

Pay hamuru satiliyor mu?

wpi
Hazir pay tabani sekli verilmis, icine sadece malzemeyi dolduracagimiz turden pay hamuru ariyorum. Pasta yapmak icin hazir kek bir suru markette var ama pay hamuru goremedim. Satiliyor mu?Istanbul Avrupa yakasinda alabilecegim yer onerebilir misiniz?
Hazir pay tabani sekli verilmis, icine sadece malzemeyi dolduracagimiz turden pay hamuru ariyorum. Pasta yapmak icin hazir kek bir suru markette var ama pay hamuru goremedim. Satiliyor mu?

Istanbul Avrupa yakasinda alabilecegim yer onerebilir misiniz?
0
wpi
(22.12.08)
hiç görmedim - ama en iyi ihtimal eminönü'nde pasta malzemeleri satan dükkanlar var (br tanesi en meşhuru, ben oradan şeker hamuru, damla çikolata, sprinkles filan alıyorum). hemen hamdi'yi geçince, kahve dünyası'nın yanı.

yapmak aslında çok kolay o hamurları. hatta hazır karışımları bile var dr. oetker'in.

ulen gören de beni mütemadiyen kek pasta filan yapıyo sanacak. hiç beceremem.
0
zkurmus
(22.12.08)
Hazır pay hamuru bulabiliceğinizi pek zannetmiyorum. Tanıdık bir pastaneye rica ederseniz belki satarlar size ama o da çok düşük bir ihtimal.
0
think martini
(22.12.08)
kendim yapacagim sanirim en sonunda, ama ilk defa yapacagim icin buyuk ihtimalle guzel olmayacak. icinin malzemesini yurt disindan getirttim, heba olsun istemiyorum.

neyse, bakalim artik.

tesekkurler cevaplar icin.
0
🌸wpi
(22.12.08)
pokercim, bana ulas, hemen anlativereyim :)
0
the man who hears deepest inquisitions
(22.12.08)
Ya anlatmasi kolay, sıkıyorsa yap. Pumpkin pie yiyecem diye bekliyorum aylardir.
0
🌸wpi
(22.12.08)
(12)

en iyi 10 fransız şarkısı?

SoLfej
fransız eserleri sevenlerden ufak bir istek kendi adlarına oluşturacakları listeye en iyi 10 fransız şarkıyı yazabilirler mi acaba?teşekkür ederim. iyi geceler.
fransız eserleri sevenlerden ufak bir istek kendi adlarına oluşturacakları listeye en iyi 10 fransız şarkıyı yazabilirler mi acaba?

teşekkür ederim. iyi geceler.
0
SoLfej
(22.12.08)
Daha iyileri ve unuttuklarım vardır mutlaka ama aklıma gelenleri yazdım.

Edith Piaff - Sous le ciel de Paris

Dany Brillant - Quand J'ai Vois Tes Yeux

Worlds Apart - Quand je reve de toi

Soprano Ft Léa - Dernière Chance

Nadiya - si loin de vous

Mireille mathieu - La vie en rose

Amélie Poulin - J'y Suis Jamais Allé

Diams-La boulette

helena segara - elle tu l'aime

Noir Desir - A ton étoile
0
goodbyecruelworld
(22.12.08)
(bkz: le temps des cathedrales)
(bkz: tu vas me detruire)
(bkz: belle)

bunlarsiz olmaz..
0
la traviata
(22.12.08)
(bkz: une belle histoire) sız olmaz olamaz.
0
mi nombre es mayo
(22.12.08)
anggun var ona da bakın.
0
bryan fury
(22.12.08)
karen ann - jardin d'hiver
0
chaud
(22.12.08)
charles aznavour - la boheme
0
gutter ballet
(22.12.08)
benim fransizca olarak en begendiklerim:
manau : la tribu de dana ve bir cat stevens klasigi olan; ancak dalida'nin muhtesem fransizcasiyla seslendirdigi "lady d'arbanville"
0
trawmatolog
(22.12.08)
Diğerlerini pek bilmiyorum ama bence

Edith Piaf: La Vie en Rose
Notre Dame de Paris songs: Belle

bunları kesin dinlemelisin.
0
boktan kaleler
(22.12.08)
la soledad- pink martini
0
girl in a coma
(22.12.08)
renan luce - la lettre

damien saez - le jour se leve

bb brunes - dis moi

benabar - l'effet papillion

superbus- ca mousse

julien dore - les limites

jenifer - comme un hic
0
madrigal
(22.12.08)
Dany Brillant - Hier Encore
Je L'aime - Vaya Con Dios
Enrico Macias - Adieu Mon Pays
Enrico Macias - Le Vent Du Sud
Nacash - Il y a des jours comme ca
Edith Piaff - Je ne regrette rien
(aklıma gelenlerin bazıları yukarıda yazıldığı için listem bu kadar oldu)
0
think martini
(22.12.08)
(6)

iett öğrenci pasosu kaybolduğunda ne yapılmalı?

short
Kaybolan iett öğrenci pasosu için gazeteye ilan vermek gerekir mi? Başımıza kimlik bilgieri kullanılarak saçma sapan şeyler gelmesin diye ne yapmamız lazım?
Kaybolan iett öğrenci pasosu için gazeteye ilan vermek gerekir mi? Başımıza kimlik bilgieri kullanılarak saçma sapan şeyler gelmesin diye ne yapmamız lazım?
0
short
(21.12.08)
kayıp çalıntı durumlarında başımıza ne geleceği hiç belli olmaz. O yüzden ne olur ne olmaz, Tüketici Gazetesi'ne ilan verin bence.
0
think martini
(21.12.08)
paso kimlik olarak kullanılmadığından böyle birşeye gerek yok sadece tc kimlik numarana ulaşırlar ve buda hiçbir şey ifade etmez zaten atsan tutar elbet bir tane tc kimlik numarası. telaşa mahal yok.
0
Zaphod
(21.12.08)
Ben de kaybettim, 3 ay oluyor ilan da vermedim...
Ne zamandır soracaktım, lafı açılmışken sorayım, yenisini ne zaman alabiliriz? Okul vermiyor, internetten başvurup, hasanpaşa'dan alacağım. En son baktığımda hâlâ eski form vardı...
0
late viper
(21.12.08)
7 sene önce kaybettim pasomu, geçen yeni form getirmişler okula önceden kaybeden varsa yenisi 20 ytl felan diyor 1 kere kaybetme için, unutmuşlarmıdır yoksa yazıyormudur biryerlerde?
0
05
(21.12.08)
20 ytl; kullanım süresi içinde çıkarmak isterseniz ödeyeceğiniz tutardır. Yoksa diğer sene yenisini çıkartırken eskisi nerde diye sormuyorlar. Yeni paso ücreti de en son 5 ytl idi.
0
late viper
(21.12.08)
Ben her sene internetten başvurup gidip kendim aldım; hiç eskisini sormadılar...
Ki istanbul'da okuyanların çoğu okulundan alıyor ki onlara da eskisini sormuyorlar.
0
late viper
(23.12.08)
(7)

20'lik+grip+baş ağrısı Ölüyorum Ölüyorum!

oceano
20'lik dişim biraz ağrılı çıkıyor. Çok acıyor ve ağzımı açamıyorum. Bir yandan da b.k varmış gibi grip oldum bir de. Şimdi de başım çok ağrıyor.gelelim tedavi yöntemime..günde 3 defa remoxil ve benical alıyorum. sabah ve akşam da parol. ayrıca gün içinde ıhlamur, karışık otlardan oluşan kış çayı fil
20'lik dişim biraz ağrılı çıkıyor. Çok acıyor ve ağzımı açamıyorum. Bir yandan da b.k varmış gibi grip oldum bir de. Şimdi de başım çok ağrıyor.
gelelim tedavi yöntemime..

günde 3 defa remoxil ve benical alıyorum. sabah ve akşam da parol. ayrıca gün içinde ıhlamur, karışık otlardan oluşan kış çayı filan içiyorum. Dinlenmekten ve uyatmaktan ölücem.
Yarın işe gitmem lazım. Daha ne yapayım ben? Herhangi bir iyileşme belirtisi yok? N'oluyor bana yahu? ühühühüüh...
0
oceano
(21.12.08)
Öncelikle geçmiş olsun. Diş ağrısı hakikaten beladır. Doktor değilim, bir dişçiye gitmenizi tavsiye ettikten sonra nacizane kendi diş doktorumun, yine 20'lik diş ağrısı azabım için "Cycladol" diye bir ağrı kesici verdiğini söylemek isterim. Çok etkili bir ilaç. Doktorunuza danışıp alabilirsiniz. Ancak mideniz hassassa dikkatli olun, aç karnına almayın. Grip için ise bitki çayları, dinlenmek ve Benical Cold etkili bir kombinasyon bence.
0
think martini
(21.12.08)
teşekkür ederim.
babam diş hekimi. sabah ağrıyla uyanınca hemen aradım yanağın acıyor mu dedi, dokunamıyorum bile deyince tamam 20 lik çıkıyor deyip antibiyotik+ağrı kesici verdi. bugün 3.gün henüz hiçbir iyileşme belirtisi yok ne gripte ne dişte.
umarım daha farklı bir şey yoktur.
0
🌸oceano
(21.12.08)
süt seviyorsan
sıcak süt+pekmez yada sıcak süt+bal
0
clones
(21.12.08)
1-)oceano gecmis olsun ama aldiginiz ilaclar konusunda bir sorun var, gunde hem 3 defa benical hem de 2 defa parol alirsaniz 5x500 den 2500 mg parasetamol almis olursunuz, evet toksik doz degil, ve ust sinir noktasinda degil ama gereksiz; mamafih dedigim gibi benicalde zaten parolun icinde olan parasetamol var. Ayrica hep dusulen bir hatadir, C vitaminin grip ve nezleyi gecirecegi yanlisi gibi, benical de gribi gecirmez, sadece semptomlari azaltir, dolayisi ile hasta degil gibi olursunuz, bu hastaligimi niye gecirmiyor diye ilaca kizmayiniz sonra, oldu mu? :) ve eger calisiyorsaniz, soguk alginligi ilaclarinda klorfeniramin maleat icerikli olanlari tercih etmeyiniz, tylol hot gibi uyuturlar onlar cunku.. Ayrica remoxil 500 luk mu 1000 lik mi kullaniyorsunuz? 1000 lik ise 3 tane almaniz gereksiz. O kadar yuksek doz antibiyotik gereksiz ve anlamsiz olur.
2-) paracetamol(benical-parol-vermidon vs vs) cok iyi ates dusurucudur, ama cok cok cok iyi bir agri kesici degildir. Cumlem yanlis anlasilmasin agri keser elbette,ama yetmezse apranax, etol, nurofen, xeforapid, melox turu agri kesiciler de alabilirsiniz.
3-) Tekrardan cook gecmis olsun, 20 lik dislerim cikar cikmaz 3unu cektirmistim, o aciyi yasayanlardan bilirim, allahtan ben yasamadim.
Iyi aksamlar..

Bu kadar sey yazdim ama ben olsam raki icerdim :)
0
ciaccona
(21.12.08)
öncelikle teşekkür ederim..
valla benical deyince çevremdekiler benical'e başladım. parol'u da günde 1 defa almaya gayret ediyorum çünkü başım çok ağrıyor bazen. burnum akmadığından galiba içe akıyormuş o da başımı ağrıtıyormuş. bir arkadaşım sudafed dedi ama eczacı benical de aynı işlevi görüyor diyerek gerek olmadığını söyledi.
grip aslında mevzubahis değil. sonuçta çok grip geçirdim şimdiye kadar. işte de oraya buraya koşacak değilim ama bu diş ağrısı öldürüyor. yutkunamıyorum, konuşamıyorum, yemek yiyemiyorum. zaten dişin bir kısmı çıkmış niye durup durup ağrıyor ki bu kadar?
20'lik bi çıksın, inek kesicem. hepsini de kendim yiycem. :))
0
🌸oceano
(21.12.08)
evet yanlis soylememis, yani burun acan falan ilaclar, dekonjestanlar piyasada benical, duact, cirrus, sudafed olarak var. Yalniz sudafed ve duact daki o maddenin miktari(psuedoephedrin) 60 iken benical cold da 30, cirrus da 120 dir.
Bu arada bas agrisi eger surekli ise, kafanizi egdiginizde agri artiyorsa, burun yanlariniz ve kas ustleriniz agriyorsa ve burnunuz tikanip arkaya akinti varsa sinuzit ihtimali de olabilir.
Hepsinin sonucunda her turlu ilacin fazlasi zarardir, bu ilaclari(remoxil bitene kadar-digerleri) 4-5 gunden fazla kullanmanin geregi yok.
20 lik disinizi eger cektirmeniz gerekirse, bol bol bol sanslar dilerim; cunku kendi dis hekimimi en son hatirladigim anda dirsegine kadar kolunu agzima sokmus durumda idi, ve sonrasinda 1-2 gun rocky gibi agiz saga sarkmis, corba girecek kadar bir araliktan su ve sivi gida alarak gecirdim. O yuzden kendilerine ayri bir sevgi?! beslerim.
Gecmis olsun tekrardan, iyi aksamlar.
0
ciaccona
(21.12.08)
diş ağrısı için apranax ın üzerine tanımam, ama mideniz sağlamsa, ülser vs yoksa tabii. parolün iyi bir ağrı kesici olmadığı konusuna katılıyorum. soğuk algınlığı, ve benzeri durumlarda nurofen den fayda gördüm yakın zamanda.

20'lik diş moralinizi bozmasın. benim 3 tanesi (ayrı günlerde) beşer dakikada çekilmişti. evet, mucizelere inanın.(4. dişi anlatmıyorum moral bozmamak için, ama şöyle söyleyeyim, tamamen dişçinin hıyarlığıymış. başka bir dişçi onu da 5 dakikada çekti)
0
mermaid
(21.12.08)
(4)

Tatil

cold
ocak ayında yıllık iznimi kullanıyorum.istanbulda oturuyorum 3-4 günlük bi yerlere kaçmayı düşünüyorum.bana önerebileceğiniz yerler var mı?
ocak ayında yıllık iznimi kullanıyorum.istanbulda oturuyorum 3-4 günlük bi yerlere kaçmayı düşünüyorum.bana önerebileceğiniz yerler var mı?
0
cold
(21.12.08)
(bkz: Amasra)
0
cooper
(21.12.08)
(bkz: marmara adasi)
0
ziyade
(21.12.08)
ağva veya akçakese bu kadar kısa bir tatil için en mantıklısı .
yada trilye ye git kafa dinle barbun ye rakı iç ..
0
taylor durden
(21.12.08)
Şile ya da Ağva'da yapılacak hemen hemen hiçbir şey yok. Yani tatilde yapmak istediklerin biraz yürüyüş ve bir köşede oturup kitap, gazete vs. okuyup internete girmekten ibaret filan değilse bence buraları tercih etme. Yıllık iznini de boşuna buralarda harcama derim ben.
0
think martini
(21.12.08)
(1)

istanbul diyabet merkezi

rentts
şimdi diyabet konusunda tecrübeli bildiğiniz bir hastane falan var mı? çok kapsamlı araştırma istiyor hastamız. öyle herhangi bir diyabet merkezi deil de, sizin gittiğiniz, yakınlarınızın gittiği falan hastane falan var mıdır?
şimdi diyabet konusunda tecrübeli bildiğiniz bir hastane falan var mı? çok kapsamlı araştırma istiyor hastamız. öyle herhangi bir diyabet merkezi deil de, sizin gittiğiniz, yakınlarınızın gittiği falan hastane falan var mıdır?
0
rentts
(19.12.08)
Harbiye'de Özel Diabet Hastanesi vardır. Askeri Müze'ni karşısında kalıyor. Doktorları iyidir, birçok prof. da var bünyelerinde. Annem ve ablam gidiyordu, memnunlardı oradan. Bir bakın doktorlarına derim.
0
think martini
(20.12.08)
(13)

Ailenin battikca batmasi

ohoo
Babam elektrik muhendisi(master i da var hatta), annem de universite mezunu ebe-hemsire,onun da kadin hastaliklari konusunda ek egitimi mi ne varmis. Yaslari daha 50 yok ama yaslilarin yapmayacagi seyleri yapiyorlar bir suredir. Babam 7-8 sene once gecici diye girdigi bir iste yaklasik 1000$ gibi bi
Babam elektrik muhendisi(master i da var hatta), annem de universite mezunu ebe-hemsire,onun da kadin hastaliklari konusunda ek egitimi mi ne varmis. Yaslari daha 50 yok ama yaslilarin yapmayacagi seyleri yapiyorlar bir suredir. Babam 7-8 sene once gecici diye girdigi bir iste yaklasik 1000$ gibi bir maasla calisti durdu.Ustelik isi Muhendisten cok Teknisyen isiydi. Yeni bir is aramadi, para yetmedikce masraflari kistikca kistik. Bi noktadan sonra annem dellenip istan cikip kendi isini kurmasina ikna etti. Cikti ama sacma sapan seyler yapti. Tum karsi cikmalarima ramen araba aldi, tum karsi cikmalarima ramen plansiz programsiz milletin sozune guvenerek islere kalkisti ve batti. Aslinda kalkisti diyorum ama kalkismadi, sadece makineleri satin aldi 5-6 ay boyunca banka kredisinden elimize gecen parayi carcur etti. Tatile falan da gitmedi, sadece dusunulmedik sacma sapan harcamalar yapti ve su an araba da makinalar da elimizde, kendisi daha da dusuk bir maasla bir ise girdi. Makinalar satilamiyor(alma dedigim, alirsan soyle soyle olacak dedigim makinalar) araba zaten 2. ci el ve zaten satilsa da ele gececek para araca yapilan masrafin yarisi. Dolayisiyla banka evi cok yakinda alacak ve bu konuda hic bir sey yapmiyor, onun yerine hepimiz biraz daha kemer sikiyoruz.

Annem ayri alem, kadin son 7-8 senedir hep is arar gibi yapti. Cok is degistirdi, coguna sadece 1 ay gitti. Digelim ki babam israr etti, eve para lazim kolunu sakatladigini iddia etti, gunlerce kanser oldum ben diye agladi. Kanser bulunamadi, kolunda sislik vardi ancak doktorlar herhangi ciddi bir sey bulamadi.

Annemden biraz daha bahsetmem lazim. Bu kadin ben bildim bileli babamla devamli bir seyler icin kavga ediyor. Babam gayet buyuk bir sirkette gayet iyi bir pozisyonda calisirken de devamli bir seylerden sikayet etti devamli agladi devamli bir memnuniyetsizlik.Dedem(annemin babasi) vefaat ettiginde yine bir sekilde babami ve beni sucladi(en azindan bizim yuzumuzden babasini goremedigini falan hep soyledi). Annem ayrica benimle de her zaman kavgali. Asla ama asla sucunu kabul etmez. Eger tartismada ben ustun gelirsem yatagin ustune bayilir ve oluyorum diye aglar. Tartisma mi ne?Mesela ben sigara icmemesi gerektigini soylerim, o bunu "sen kimsin ki bana sigara icme dersin,evin tum silerini yapiyorum bana bir sigarayi cok mu gouyorsun" a cevirir. Artik bayilma numarasini yemez oldugumda, gun icerisinde baslayan kavgaya ara verir, alisverise falan gider TV izler ve babamin isten gelme saati yaklastiginda tekrara somurtmaya hatta aglamaya baslar ve babam geldiginde beni babama sikayet eder ve babam "anne kutsaldir,annene karsi cikamazsin" argumaniyla yep yeni bir kavga baslatir. Ara sira beni dinledigi oldu ve bu kez annemle cok ciddi kavgalar etmeye basladilar. Galiba benimle kavga etmek daha kolay gelmeye basladi ki dinlemeden etmeden benimle kavga eder oldu. Evde huzur yillardir yok anlayacaginiz uzere. O kadar kavgali o kadar igrenc bir evde daha fazla duramadigim icin sadece istanbul disi tercihler yapip kapagi onlardan uzak bir universiteye attim. Burada major depresyon tedavisi gormeye basladim. Tatilde eve geldigimde herhangi bir sekilde baslamis olabilen bir kavgada ne kadar kotu oldugumu hangi ilaclari kullandigimi anlatmaya ve bunun sebebinin kendisi oldugunu soylemeye calistigimda beni dinlemek yerine acaba derserimde mi basarisizim da o yuzden mi boyle oldum diye arastirmaya basladi. Sucu kendisinde gormesine olanak yok. Bu arada not duseyim, ben lisedeyken kavgalar annemin aldigi tshirt u degil de kendi aldigim tshirti giyimem, sacimi annemin begenmedigi sekilde kesmem gibi basit seylerden baslar ve benim nekadar hayirsiz oldugum konusuna geip oradan dallanip budaklanir. Babamla olan kavgalari da o sekilde,cok basit bir seyden baslar ve babamin nekadar beceriksiz oldugunu, onun yuzunden nasil dedemi son kez goremedigi gibi hassas konulara gelir ve babam karsi koymaya kalkarsa evde kiyamet kopar.

Bu arada ailem iflas ettiginde bana aylarca para yollamadilar, degisik isler yapip kendimi bir sekilde gecindirdim. Yine de o zaman hayatimin en guzel zamaniydi, annemden "oglum bu ay sana para yollayamiyoruz,sen hakliydin, cok utaniyoruz,seni cok seven annen" gibisinden bir mesaj aldim. Benden ilk kez ozur diledi. Tabi bu babam is bulana kadar surdu, sonrasi ayni tas ayni hamam.

ben lisedeyken olan bir kavgamizdan da bahsedeyim. Dogum gunumda ben bir yere gitmek istemiyordum, daha yeni annemle kavga etmistik ve kutlamak istemiyordum ve bu kavgaya sebep oldu her ciddi sorunda oldugu gibi. Bizimkiler kolumdan tutup beni bir restorana goturduler, sonra tum gece somurtmama taktilar ve akabinde cok buyuk bir kavga cikti. Kavgada babam kalp krizi gecirir gibi yapti, ben oldu saip evden kacip saatlerce babasiz kalmis olmanin acisini tattim. Eve donmeye cesaret ettigimde babamin annemle kanepede oturup beni bekledigini gordum. O gun bugundur ne zaman kavga etsek babam kalp krizi gecircek gibi yapar. Ben bu yuzden son bir kac senedir yaptiklari sacmaliklara sesimi cikaramadim ve aile bu hale geldi. Bu arada ben coktandir okuldan iyice sogmus durumdayim, her an sokakta kalacakmisim gibi geliyor,o yuzden ufak uafk isler yaparak para biriktirmeye calisiyorum. annem olacak o kadina anne demek istemiyorum. Bayramlarda falan kavga etmemek icin eve gitmiyorum. Kavgalarda annem beni o kadar asaglar ki, daha once hic kimseden duymadigim hakaretlere maruz kaliyorum ve ben okula dondugumda hic bir sey yokmus gibi arayip konusuyor. Sismanladigimdan tutun da kizlar tarafindan begenilmememe,salakligimdan tutun da beceriksizligime kadar her turlu hakareti duydum ben bu kadindan.

Su kalp krizi numarasindan sonra babami da affetmedim, kabuslarima girer,uyandigimda kendimi babasiz hissederim. Son zamanlarda aileme karsi durduk yere ofkelenmeye basladim, ya yaptiklari yada bana soyledikleri aklima gelip inanilmaz bicimde sinirleniyorum: Cevremdeki insanlarin bana bakmasindan farkettim ki kendi kendime konusuyorum. Ev arkadaslarim gece neden kufrettigimi soruyor, saba uyandigimda agzimdan cikan ilk laf kufurmus.

Artik kafami hic bir seye toplayamaz oldum, ne zaman ki ders calismak gibi ciddi bir ise kalkissam ailem aklima geliyor, sinirleniyorum ellerim titremeye basliyor sonra dalip gidiyorum.

Sonra farkettim ki anne baba dedigim bu kisilerle aramdaki tek iliski verdikleri 400YTL para. Onlari gormek istemem icin bir sebep bulamiyorum. Yani bir yerden aylik 400 lira sabit gelirim olsa onlara artik hic bir sekilde ihtiyac duymayacagim. Ama icimde bir de inanilmaz bir aile ozlemi var. Kazik kadar adam oldum, kiz arkadaslarimin anne babasiyla tanismak icin can atiyorum, yani sanki onlarin yeni anne-babam olacakmis gibi hissediyorum. Boyle iste. Su 400 lirayi keske vermeseler, kendimden git gide daha cok odun veriyorum ve oldugum yerde bitki gibi yasiyorum. Bu yasamdan kopmak istiyorum ama hic bir sey yapacak gucum de yok.
0
ohoo
(12.12.08)
hangi şehirde olduğunu söylersen sana iş bulunabilir belki, yardımcı olacak arkadaşlar olur diye düşünüyorum. nerede okuyorsun?
0
enola gay
(12.12.08)
@boilteau,

şimdi burayı foruma çevirmek istemem ama çok doğru söylüyorsun. kötünün kötüsünü görmeniz ve ona göre hareket etmeniz adına iki örnek vereyim:

1) Annemi 11, Babamı da 12 yaşında kaybettim. Birinci kaleyi kaybetmemin şaşkınlığı içinde 2.si'de gitti. Buna rağmen nasıl oluyorsa hayata sarılıp bugünlere kadar geldim. İyi sevgilim, işim var şeklinde uzatmayacağım ama insanı bu tür sorunlar yenilmez yapabiliyor.

2) Arkadaşımın babası (aile dostumuz) eşini senelerce aldattı ve sonunda batmak üzere olan dershanesinin borcunu çocuğunun üstüne verip evi terk etti. Çocuk 300 küsür milyarla tek başına kaldı.

insanın neler yaşayabileceğinin sınırı malesef ki yok. önemli olan bi nbc koruması olan hamamböceği gibi sorunların üstesinden gelebilmek.
0
enola gay
(12.12.08)
Allah kurtarsın diyeyim, aile gerçekten atsan atılmaz satsan satılmaz bi durum, bu konuda şanssızsan yapabildiğin kadar onlardan uzak durmaya çalışmaktan başka bir şansın yok.

Özel ders verebilirsin İngilizce biliyorsan. Ya da ortaokul - lise seviyesinde matematik - fizik artık ne biliyorsan o konuda ders verebilirsin. Aklıma ilk gelen şey bu ders verme olayı ama öğrenci de ha deyince bulamıyorsun, bulsan bile bir süre sonra bırakabiliyorlar. Düzenli ve garanti bir gelir değil yani.
0
joelskellington
(12.12.08)
Öncelikle Allah kolaylık versin hakikaten. Şimdi biz burada sadece sizin anlattıklarınız kadarını ve işin, sizin anlattığınız boyutlarını biliyoruz, dolayısıyla sanırım aileniz hakkında yorum yapmak bize düşmez. Sorunuz, sorununuz konusunda benim söyleyebileceğim; kendinizi sadece 400 YTL için ailenizle görüşmek zorunda hissediyorsanız bu parayı kazanabileceğiniz işler bulabilirsiniz. Yarı zamanlı olarak bir yerlerde çalışabilirsiniz, sanırım üniversitede okuyorsunuz, dersleriniz el veriyorsa part-time bi işe girin derim. Şimdi söyliyeceğim biraz tepki toplıyabilir belki ama bir süre daha, yapabiliyorsanız dişinizi sıkın derim. Bu süre zarfında da kendinize bir iş arayın, kafanızda da bu aile meselesini netleştirmeye çalışın. Boilteau'nun da dediği gibi ailelerimizi seçemiyoruz, ancak onların bizler için kurmuş oldukları düzende -en azından bir süre- yaşamak zorunda kalıyoruz. Kendi kararlarımızı alıp kendi yolumuza gidebilmemizin en önemli şartı da çoğu zaman ekonomik özgürlük oluyor. Mezun olduktan sonra sizin için pek çok şey daha kolay olabilir.
Ayrıyeten sizin bu durumunuz vasıtasıyla şunu da nacizane yazmak isterim ki hissettikleriniz çok normal. Hem bir aile özlemi içerisindesiniz, hem de kendi ailenizden soğumuşsunuz. Pek çok insan için aile, özellikle anne-babalar eleştirilmez olarak kabul ediliyor ve onları sevmek adeta bir mecburiyete dönüşüyor. Oysaki arada kan bağı olması bence insanların birbirlerini koşulsuz sevmelerini sağlamıyor. Çok insanca bir duyguyla hem bu sıcaklığa ihtiyaç duyup hem de beklediğinizi kendi ailenizden göremiyorsunuz. Umarım eşinizin ailesi size hayal ettiğiniz gibi bir aile sıcaklığı verebilir.
0
think martini
(12.12.08)
enola gay ve boilteau güzel şeylerden bahsetmişler. benim de sana tavsiyem anne ve babana tekrardan anne, baba ve bir aile olduklarını hatırlamalarını sağlayacak kitaplar yolla okusunlar. sonrasında iş bulma konusunda canını çok sıkma bulabilirsin, bir çok insanın ailesinde zaman zaman ekonomik batma durumları oluyor ama bu zamanlarda iradesini ve soğukkanlılığını koruyan insanlar gerçekten kendi geleceklerini çizebiliyorlar.

sana hiç tavsiye etmediğim bir şey var, bunu yapma tabi ama yine de muhattap olmak zorunda kalırsan ailenle, ve yine üstüne çok gelirlerse bence çak ikisine de birer tokat akılları başlarına gelebilir...
0
fedaialkolik
(12.12.08)
iş bul evet kesinlikle hatta yurt kur un kredisine başvur diyeceğim ama kesin alıyorsundur o yüzden sen iş bul ders verebilirsin olmadı cafe lerde ya da bar da falan garsonluk yapabilirsin haftanın belirli günleri cok yorucu olacaktır ama sen de demişsin kendin calıştığın zamanlar hayatnının en mutlu günleriymiş... ankara da benim bir arkadaşım bestekar sokaktaki barları tek tek dolaşıp haftad bi kaç gün calışmak istiyorum demişti gayet de iş ilanı olmamasına bakma sen de git sor.
0
sleep may be the enemy
(12.12.08)
Annem, baba tarafinin tum akrabalariyla kavgali, anne tarafindan akrabalarla da tartismasi sonucu onlar da uzun suredir misafirlige geldikleri yok. Gecen bayram da bu bayram da evde oturmuslar. Para harcamamaik ici oyle yaptik diyorlar ama bence ziyaret edecek kimseleri kalmadigi icin.


babam zeki adamdir, bazi zamanlar anlar gibi oldu beni ancak annem o zaman babamla kavga ediyor, babam bi kac kez beni korudu ama annemin cenesine dayanmak zor. En son kavgada annem iyice cirkinlesti, tum bunlari okuldaki basarisizligima mazeret olarak sundugumu iddia ediyor. Babamin kalp krizi numarasini hala atlatamadigimi anlatmaya calismam ise bos cabayla sonuclandi. "ne olmus yani" diyorlar ben israr edince numara olmasigini babamin orada kalp krizi gecirdigini iddia ediyorlar.

Oysa ki durum su, ben artik eskisi gibi degilim. Hic bir seyi yapamiyorum. Ne ders calismak ne de baska bir sey. Okuldan atilmak uzereyim ama bunu dert edemiyorum bile, tek korkum okuldan atilip o eve donme ihtimalim. Vizeler finaller geciyor ama ben hicbirini umursayamiyorum. Aklimda ailem var sadece. Kavgalar devamli aklima geliyor. Lisede Olimpiyat madalyasi aldigim bir alanda 1. sinif derslerini veremedim hala. Sabah uyandigimda hava kararana kadar bilgisayar basinda bekliyorum. Sanki zaman gecsin diye bekliyorm sanki. Derslere gidemiyorum. Hic bir sey yapamiyorum, hatta batak bile oynayamiyorum cunku o sirada aklimi kartlara veremiyorum.

Galiba zaman gecsin, ne olacaksa olsun diye bekliyorum. Anne ve babam tum varliklarini batirdiklarini gormezden geliyorlar. Babam isine gidiyor annem evde oturup is arar gibi yapiyor. Babam eve gelip yatip uyuyor. Bankadan konu acmaya calissam "biliyoruz" diyorlar bazen de kavga cikartiyorlar(benim yuzumdenmis tum bunlar, annem ben kucukken isten benim yuzumden ayrilmis o zamandan beri iyi bir is bulamiyormus) kendimi gectim 10 sene sonra bu insanlar ne yapacak bilmiyorum. Kendi adima zaten bir umudum kalmadi. Okuldan atacaklar ben mecbur eve donup lise zamanindaki kavgalara donecegim. Oyle olacagini biliyorum cunku yazin olan sey bu. Annem her hafta 2 tane buyuk kavga cikartiyor.
0
🌸ohoo
(13.12.08)
merhaba,

öncelikle zor bir durum ama içinden çıkılmayacak diye de birşey yok. kendin söylüyorsun okuldan atılırsan yine aynı ortama döneceğini, belki karşıdan demesi kolay gibi gelebilir de bu senin için bir motivasyon olmalı, kavgalı ortama girmemek için derslerine sarıl. "atılacağım nasıl olsa, umurumda değil" diyebilirsin şu anki ruh halinle ama sonradan pişman olacağın şeyler yapma derim. zor olacak ama birazcık kasmaya çalış, belki düzenli bir iş bulursan o 400ytl nin baskısı da olmaz üstünde. şehir ya da ünv. söylersen iş konusunda gerçekten yardımcı olabilecekler çıkar bence de. belki senin aklına gelmeyen çalışma imkanları vardır bulundugun yerde.
0
light beam
(13.12.08)
cevapların tamamını okumadım ama diyeceğim birkaç şey var. gerekçelendirmeyeceğim;

1. yok okulu dondur full time iş bul vs geç bunları. BİR AN EVVEL OKULUNU BİTİR!

2. ailenden nefret etme, affedilmez hataları olabilir ama onlardan nefret etme, klişe olacak ama anne baba çok farklı. onlara karşı hesabı kitabı bırakmalısın bazı şanslı çocuklar annelerine babalarına borçlu çıkarlar bu hesapların sonunda senin durumunda ise anne ve baban sana borçlu çıkabilirler ama bu hesabı yapmak, yapmış olmak ilerde çok acı verebilir insana. az görüş, yaz aylarında kendine bir iş bulmaya çalış, iş bulamasanda bir yerde gönüllü ol sabah çık evden akşam gir bir şekilde beraber yaşayın az paylaşın vs ama düzeni tutturun.
0
agk
(13.12.08)
aslında baban öncesinde normal bi adamdı, ama annen sürekli a$ağılaayarak onu da seni de sindirdi değil mi? bir benzeri bizim evde de var. allahtan ev hanımı ve eğitimi ilkokuldan ibaret. bu yüzden babamı ikna etmeye çalı$mak için aptalca $eyler iddia ediyor bize kar$ı doldururken; ama buna rağmen babamın inandığı oluyor. babanla konu$maya çalı$ derim. çünkü kan emen sülük gibi bi$ey bu. sürekli huzursuzluk çıkarma çabasında, ki ben evden ayrılabilmeyi göze alamıyorum da. buna gücün varsa, yani o gücü kendinde bulabiliyosan arkana bakmadan kaç derim. çünkü ya$anmadan bilinemeyecek bi$ey bu, her hakareti yiyip yine de suçlu kabul edilmek ki hayatta seni en çok sevmesi gereken ki$&ki$iler tarafından. bir i$ bul, kpssye gir, bankalar filan alıyo bazen eleman hep ara$tır bunları gir bi i$e ve onlara izini kaybettir. biraz acayip gelebilir dediklerim biçok ki$iye ama, çözümü sadece kaçmak için bi yol bulmak. ancak kaçmayı göze alırsan kurtulursun, ben pes ettim okuldan atılmamak için daha az dersten kalmaya çalı$ıyorum sadece.
bir de evcil hayvan al derim ku$ filan gibi -yurtta kalmıyosan- çünkü cidden enerji ve moral veriyolar insana.
0
ari maya
(13.12.08)
şu yazdığın yazıyı alıp ebeveynlerine göndermiş olsan öyle sanıyorum ki, sorununun üstesinden gelmen için ciddi bir adım atmış olurdun. sorunun diğer tarafı senin yaşadıklarından bile haberdar değilken burada 2-3 cümlene bakıp sana hazır çorba tadında cevaplar verecek insanlardan sihirli değnek beklemekte hatadır.
yaşam senin, aile de problem de...
madem ipler bu düzeyde koptu kopacak, onların kendilerini bir anda savunmalarına ve kavgaya mahal vermeyecek bir yöntem olarak ailene adam akıllı bir mektup yazıp şu olaylarını ve dahasını anlatmanı şiddetle salık veririm. ve posta ellerine ulaştığında, mektubunu tam anlamadan seni hemen arayacakları için, eğer mümkünse bir süre de telefonlarına çıkma felan.
kolay gelsin.
0
fempusay
(13.12.08)
anne ve babanın yaşadığı olumsuzluklar anlattıkların kadarıyla maalesef ruh sağlıklarını bozmuş görünüyor. ve tedaviye ihtiyaçları var. evliliklerinin ilk dönemlerinde, gençliklerinde elbette böyle değildiler. bir yuva kurmaya cesaret edip bunu başardıklarına göre ve de ikiside iyi mesleklere sahip olduklarına göre iyi ve başarılı insanlardı. dediğim gibi evliliği baltalayan en büyük etkenlerden biri maddi sıkıntılar. "iki gönül bir olunca samanlık seyran olu" lafları hikaye. iyiyi yapmaya çalışmışlar toparlamaya çalışmışlar ama karşılaştıkları sıkıntılar onları sağlıklı düşünemeyecek hale getirmiş. tavsiyem anne ve babanın olumsuz hareketlerinin bir hastalıktan ötürü olduğunu, özlerinde iyi insanlar olduklarını ama bu rahatsızlıkları sebebiyle mantıklı hareket edemediklerini düşün. maalesef ki sen tedavi görün desen kabul etmeyecekler büyük ihtimal. yaşadıkların senide üzmüş ve yıpratmış. iyi bir psikoloğa gitmeni tavsiye edicem ama maddi sıkıntı var. o yüzden güvenebileceğin, derdini dinlemekten bıkmayacak insanlara sıkıntılarını anlat. ve konuş. sıkıntılarını içinde biriktirme. gerekirse burada paylaş. reklam ajansları vs. var. buralara gidip cvni bırak. muhakkak anket, stand görevlisi vs. bir sürü iş oluyor. hafta sonları olsun, boş günlerin olsun çalışırsın. fast food firmalarıda olabilir. gidip cv doldur. bir üniversite kazanacak kadar zeki, becerikli bir insansın. özgüvenini kaybetme. birçok başarılı insanın geçmişine baktığında gençlik çocukluk yıllarında birsürü sıkıntı çektiklerini görürsün. bunlar seni güçlü kılar. ve inançlı birisen tavsiyem ve söylemim su olacak ,dünya imtihan dünyası. hepimiz hayatımızda birçok sıkıntı çekiyoruz. kimimiz eşimiz kimimiz ailemiz kimimiz çocuklarımızla ilgili sorunlar yaşıyoruz. en büyük dünya imtihanı aileyle olan ama. çünkü bizim tercihimiz değiller. allah kolaylık versin.
0
philosophia
(13.12.08)
ayrıca kariyer.net vs sitelerden çağrı merkezi ilanlarına bakabilirsin. insan kaynakları firmalarına cv. gönder, bırak. dönemsel olarak çağrı merkezi işleri olabildiği gibi, devamlı olarak özellikle akşam 6 dan 12-1 e kadar, gece çalışmak için eleman arıyorlar. okulunu gece etkileyebilir ama akşam olanlara başvurabilirsin. kendine yetecek kadar parayı bedensel olarak fazla yorulmadan kazanabilirsin böylece.
0
philosophia
(13.12.08)
(13)

istanbul' da buz pateni ?

indeed
istanbul' da buz pateni yapacak nereler var? cevahir'deki dandik yer dışında tabi. ataköy galeria' da vardı sanki bi 15 sene kadar evvel, hala duruyor mu?
istanbul' da buz pateni yapacak nereler var? cevahir'deki dandik yer dışında tabi. ataköy galeria' da vardı sanki bi 15 sene kadar evvel, hala duruyor mu?
0
indeed
(12.12.08)
0
trista
(12.12.08)
kozyatağı'nda yeni bir alışveriş merkezi açıldı orada var. optimum outlet adı. gidip göremedim nedir ne değildir bilemiyorum.
0
ozdek
(12.12.08)
metrocity'de var avrupa yakası'nda.
anadolu yakasında optimumda var.
0
head
(12.12.08)
Galeria'da olması lazım hala. Metrocity'de yoktu yaaa, yeni mi açıldı??
0
think martini
(12.12.08)
optimum outlet center da açıldı ama bu aralar halk otobüsünde eyüpsultana gider gibi. ümraniye meydan'nın ortasını da buz pistine çevirmişler.
0
trocero
(12.12.08)
bir de Kanyon'da vardı ama kutu kadar bir yerdi, bilginize
0
think martini
(12.12.08)
parkormanda vardı kocaman bişi ama kış sezonları açılıyordu. şimdi açılmıştır muhtemelen ama arayıp sormakta fayda var. bi de cevahirin alt katında küçücüuk çakma bir buz pisti var, gitmenize değmez ama bilginize.
0
wish i could fly
(12.12.08)
armonipark outlet'te var
0
bordeaux
(12.12.08)
turtle 'ın sorusuna ben de katılıyorum. bir de kursları falan var mıdır bu buz pateninin gitsek stres atsak bööle biraz?
0
yazbitmesinsipidikterlikdolabagirmesin
(12.12.08)
turtle ve yazbitmesinsipidikterlikdolabagirmesin:

boss.websitewelcome.com

burası var gebze'de. ders de veriyorlar sanırım. üyelik de varmış. ama hiç gitmedim.
0
trista
(12.12.08)
en nezih yer galeria. anadolu yakasi'nda optimum var ama pistte degil kayacak, ayakta duracak yer bile olmuyor sanirim. acayip bir sira vardi cunku.
0
schizo
(12.12.08)
umranıye tepeustu meydan alısverıs merkezınde cocuklar ıcın kucuk bır pıst var
0
asoozo
(12.12.08)
Optimum da öğrenci 10 ytl tam 15 ytl hocalı eğitim ise 35 ytl. Çok küçük değil idare eder ama kalitesini bilemem. Mesela galleria daki şap şap suydu bir kere gittim bide ufak gelmişti. Düşenin hali haraptı :)
0
ilkdefa
(12.12.08)
(13)

hayatın kötü gittiğini ne sıklıkla düşünüyorsunuz

passion rules the game
garip bir soru oldu bu. ama şöyle bir şey var. eminim herkes bir noktada hayatının kötü gittiğini düşünüyordur. sizde bu ne sıklıkla oluyor? eve gelip gece yastığa başını koyduğunda sorunsuz olduğunu düşünen var mı?
garip bir soru oldu bu. ama şöyle bir şey var. eminim herkes bir noktada hayatının kötü gittiğini düşünüyordur. sizde bu ne sıklıkla oluyor? eve gelip gece yastığa başını koyduğunda sorunsuz olduğunu düşünen var mı?
0
passion rules the game
(12.12.08)
kimin sorunu yok ki :( ben şu ara günün 24 sati hayatın kötü olduğunu düşünüyorum şahsen. ne zamandüzelir umutlumuyum onu da bilmiyorum
0
sevii
(12.12.08)
çok uzun süredir yastığa kafamı koyduğumda sorunsuz olduğumu düşünmüyorum. kötü bir dönem başlayınca bitmiyor. arada çok çok ufak mutluluklar oluyor bazen onlar da sadece 1-2 nefeslenmeyi sağlıyor. sonra tekrar rutine dönüyoruz.

şöyle bir şey de yazmıştım..

sozluk.sourtimes.org
0
dambil
(12.12.08)
kimse sorunsuz degildir. ama inisler cikislar var insan hayatinda, bir donem cok sikintida iken, dibe vurmus hissederken, bir baska donem daha umutlu olabiliyor insan. zamana birakmak gerek bazi seyleri.
0
nooneatall
(12.12.08)
çok acil çözülmesi gereken sorunlarım olmadığı için rahat uyuyup, sorun yok diye geçiştirebiliyorum. çözülmesi gereken sıkıntı, sorun varsa gece uyutmuyor bile beni.
ama genel sorunlar var tabi, ne zaman evleneceğim ben? şu işleri de bir hala yola koyamadım gibi.
0
vincenzo
(12.12.08)
insan hayatını genellikle fiziksel sorunların sonlandırdığı varsayımıyla ve aynı insanların psikolojik sorunlarıyla bir şekilde yaşayabildiğini göz önünde bulundurarak:

hayatın gidişatı hakkındaki fikirlerin, ortalaması "iyi gibi" olmak üzere standart dağılım gösterdiğini düşünüyorum
(bkz: ne dedim ben)

hayatın gidişatı hakkındaki fikirleriniz ortalamadan, olumsuz yönde 1 standart sapma (veya daha fazla) ötedeyse, şöyle derin bir nefes alıp çevrenizdeki çok şükür dedirten iyiliklerin farkına varın.
0
makineci
(12.12.08)
her zaman kotu gittigini dusunur.ve iyi olmasini ister insan oglu nankordür. mesala once oss yi kazanyim baska istemiyorum der sonra su sinavlari geciyim mezun oluyum baska birsey istemem der sonra duzgun is sonra duzgun bir es ister baska birsey istemez sonra basini sokacak bir ev ister boyle hayat biter bir bakmisin toprak olmusun.
0
imparatorolmayikolaymisandin
(12.12.08)
Düşünmüyorum zira hayat murphy yasaları üzerine inşa edilmiştir. Dolayısıyla bu konu hakkında düşünmek yersizdir; hayat hep kötü gider. İnsanı asıl düşündüren arada iyi bir şey olunca bunun acısının nereden çıkacağıdır...
0
late viper
(12.12.08)
birkac saatte bir
0
katafalk
(12.12.08)
insan garip canlıdır. ne zaman birçok güzel gelişme üst üste yaşansa hiç kimse çıkıp da "oha lan ne mutlu hayatım var" demez. anca günlerdir bulutların üzerinde olacak, öyle. mutsuzken ise iki tane kötü şey ard arda başına gelse hayatı kötüye yorumlar. iyi olan unutulur, kötü olan unutulmaz.

hayat birçok komplikasyona sahip bir kavram zaten. her açıdan sorunsuz bir hayat olması pek mümkün değil gibi. doğa bir şekilde dengeliyor bunu.
0
deckard
(12.12.08)
iş yerinde olduğum her an diyebilirim ben de:)
Ayrıca "eve gelip gece yastığa başını koyduğunda sorunsuz olduğunu düşünen" biri varsa aramızda, lütfen seminer düzenlesin, bize konferans versin:)
0
think martini
(12.12.08)
ben de her gece hayatımın ne kadar kötü gittiğini düşünüyorum. özellikle işe giderken sabahları çok mutsuz oluyorum. işimi sevmediğimden sanırım. iş değiştirmeyi düşünüyorum tabi gereken sınavı kazanabilirsem. sanki o zaman her şey yoluna girecek gibi geliyor.
0
kirmizi gul demet demet
(12.12.08)
hayatın kötü gittiğinin yanında hiç düzelmiyeceğini düşünüyorum.bunu ciddi ciddi söylüyorum.mesela ilerisi için güzel bişeyler düşünürken hayat-dünya geliyo aklıma "ama" diyorum geçiyorum.
0
naithan
(12.12.08)
mutlu anlarımızı yaşarken değil daha sonra tekrar hatırladığımızda mutlu olarak kafamızda etiketlememizden de hareketle insanlar hayatı değerlendirirken doğaları gereği biraz kötümserdir diyebilirz bence..
0
surtunme kuvveti
(12.12.08)
(8)

hazır rendelenmiş çikolata ?

betty puf puf
Pasta üstü kaplamak için rendelenmiş çikolata lazım oldu, illa biz evde mi rendeleyeceğiz yoksa hazır pakette satılanı var mı? Pek göremedim de :(yazan : tembel avrat, evet.
Pasta üstü kaplamak için rendelenmiş çikolata lazım oldu, illa biz evde mi rendeleyeceğiz yoksa hazır pakette satılanı var mı? Pek göremedim de :(

yazan : tembel avrat, evet.
0
betty puf puf
(10.12.08)
hazır satıldığını zannetmiyorum, bir paket çikolata alıp rendeliceksin
0
think martini
(10.12.08)
hazır satılanı duymadım ama olsa bile formu bozulur onun öyle kalınca heralde.
ne var yahu, zevkli bi şeydir çikolata rendelemek eminim.

bir de bitter olsa daha sert olduğundan daha kolay olmaz mı?
0
supergirl
(10.12.08)
pastanelere sorman lazım gerçi zor ama bi şansını dene
0
mr.ass
(10.12.08)
satıldığına hatta bir dönem bizde poşet poşet bulunduğuna eminim. ha nerededir bilmiyorum.
0
babatema
(10.12.08)
(bkz: mutfak robotu)
0
skatheist
(10.12.08)
satılır hazır.ama belli yerlerde pasta malzemesi satan yerler oluyor. istanbulda mesela eminönünde var.
0
likeinme
(10.12.08)
güzel bir pastaneye girip sormak akıllıca geldi bana. sorarsın bu pastaların üstünü ne ile kaplıyorsunuz, siz mi yapıyorsunuz, nerden alıyorsunuz diye. hatta belki sana bir miktar satar veya hediye bile edebilirler.
0
mea maxima culpa
(11.12.08)
şimdi efendim önce bitter çikolatayı alıyorsun ve yahut ne çeşit istersen. sonra onu buzluğa koyuyorsun bir saat felan dursun işte ardından alıyorsun çikolatayı eline bir diğer elinede tırtıklı bıçak ve yahut düz bıçak nasıl gözükmesini istersen artık sana kalmış. ama ben tırtıklı bıçak kullanırım genelde. evet son noktada bıçakla bir şey kaırmış gibi çikolatayı kazıyorsun inceliğini kalınlığınıda sen belirliyorsun nasıl arzu edersen artık...
0
bulgur
(11.12.08)
(3)

ismet inönü'nün köşkünün oralardaki yapı

tabudeviren
ismet inönü'nün şişli ya da beşiktaş'ta bir yerde köşkü var.onun yakınlarında eski bir yapı vardı. işlemeli bir çeşmeydi galiba.onun fotoğrafları lazım.ismini biliyor musunuz? bilen var mı?
ismet inönü'nün şişli ya da beşiktaş'ta bir yerde köşkü var.
onun yakınlarında eski bir yapı vardı. işlemeli bir çeşmeydi galiba.

onun fotoğrafları lazım.

ismini biliyor musunuz? bilen var mı?
0
tabudeviren
(10.12.08)
Valideçeşme'yi mi kastediyorsunuz acaba? Şurda da bir resmi var, burası olabilir mi söylediğiniz yer?
www.hurriyet.com.tr
0
think martini
(10.12.08)
bu olabilir.

acaba arkasının resmi de var mı? asıl önemli olan kısım orası şu an.
0
🌸tabudeviren
(10.12.08)
farm1.static.flickr.com
şöyle de bir resim var ama çeşmenin daha net görüldüğü bir resim bulamadım maalesef...
0
think martini
(10.12.08)
(34)

yala yala ya!

kucucuk
tam 2 saattir ariyorum. liseden bir arkadasim arayip sordu "hatirliyor musun dalga gectigimiz parcayi?" diye ve kilitledi beni. sadece "yaaaala, yala yala yalla yalla ya!" kısmını hatırlıyoruz nakaratında. ne söz, ne tarz, ne bişi.. pop ya da elektronik olduğunu ve ingilizce olduğunu sanıyorum. 90la
tam 2 saattir ariyorum. liseden bir arkadasim arayip sordu "hatirliyor musun dalga gectigimiz parcayi?" diye ve kilitledi beni. sadece "yaaaala, yala yala yalla yalla ya!" kısmını hatırlıyoruz nakaratında. ne söz, ne tarz, ne bişi.. pop ya da elektronik olduğunu ve ingilizce olduğunu sanıyorum. 90ların sonları olması lazım. bulan olursa bu kadar bilgiyle mucize olacak:)
0
kucucuk
(09.12.08)
ismini hatırlayamadığım fransızca bi şarkı vardı "aa ii valla" gibi bir nakaratı vardı onunla dalga geçerdik biz. işin ilginç yanı bu bahsettiğim şarkı daha önce soruldu ve ben cevaplamıştım :)
0
deckard
(09.12.08)
grup hepsi'nin yalan adlı şarkısı vardı, herkes "yala yala" zannederdi. yabancı demişsiniz ama bilmem işe yarar mı :P
0
trista
(09.12.08)
lilali olmasın? kim kay soyluyordu sanırım.
0
patricia teyze
(09.12.08)
eheh yok yok daha hepsi üyeleri ortaokula falan gidiyodu sanırım bu şarkı varken:)

fransızca olma ihtimali de düşük esasen, fransız lisesindeydik zira. 3-5 parça biliyoduk zaten fransızca aklımda kalırdı herhalde:) calogero'nun yalla diye bi parçası vardı, odur belki sizin söylediğiniz.

bu kısım arada nakarat gibi bişidi, bir kadın söylüodu. belki zenci?! hayalgücüm gelişti bunun sayesinde. biraz daha zorlarsam 0dan bi parça bestelicem ortasında bunun olduğu:)
0
🌸kucucuk
(09.12.08)
ahaha yoktu neyse ki. şükredicek bişi daha çıktı mübarek bayram günü eheh

bizimkilerden bazıları yala yala diyip dillerini çıkartmak gibi enteresan bir eğlence anlayışına sahipti, parça da oldukça müsaitti buna:)

lilali de değil, çok teşekkürler ama:)
0
🌸kucucuk
(09.12.08)
Bülent Ersoy'un da bir zamanlar Türkçesini söylediği şarkı olmasın sakın?! hani süt banyosu yapıodu klibinde:)
Alabina'ymış adı, bi de ona baksanız?!
0
think martini
(10.12.08)
bende var o şarkı, ama ismini hatırlayamadım. araştırmalara başlıyorum.
0
edge_nabby
(10.12.08)
gözlerim yaşardı çabalarınızdan ötürü:) o kadar imkansız ki, bir de netten olunca melodiyi söyleyemeyince dediğim gibi mucize lazım. öyle oryantal bir şey değildi sanırım, discolarda clublarda çalma olasılığı olan bi parçaydı.

hoş bu alabina da pek acayipmiş, zenci bi abimiz eşlik ediyo falan ahah
0
🌸kucucuk
(10.12.08)
özcan deniz in vardı ama o "vala vala valla yaktın beni"
sozluk.sourtimes.org
0
rentts
(10.12.08)
bulamadım ya, deli oldum.
0
edge_nabby
(10.12.08)
ahh çok teşekkür ederim ya. o zaman beri bunu mu arıyosunuz?! olur da bi gün denk gelirse beklerim, belli ki bulamiycam:) hepinize cok tesekkurler.
0
🌸kucucuk
(10.12.08)
oualalaradime olma ihtimali yok sanırsam, fransızca zira...
0
bulanti
(10.12.08)
Oualalaradime gibime geldi benim. Biz de okulda söylerdik deli gibi, eheh...
0
bitti
(10.12.08)
yok yok oualalaradime değil. ama onu da dinledim nostaljik oldu:)

@divit: fransız lisesi dediğime bakma, francophone demem lazımdı. galatasaray mezunuyum.
0
🌸kucucuk
(10.12.08)
"Melodiyi söyleme imkanı olmadığından..." gibi bir laf etmişsin. Mikrofonun varsa kaydedip, rapide atsana.
0
bitti
(10.12.08)
eheh yok alabina söylendi daha once, o degil. ben de biliyorum o parcayi yasli da sayilmam pek. musterih olun:)
0
🌸kucucuk
(10.12.08)
ya bi şarkı vardı oryantal tadında vala vala vala falan diodu belki onu yala gibi uydurmuşunuzdur :)
0
sevii
(10.12.08)
@divit: ahaha diskur geliyor.. 135:)

@bitti: aslinda cok mikrofonik bir sesim vardir (?!) ama nedense pek bi cesaret edemedim su an eheha
0
🌸kucucuk
(10.12.08)
Cesaret edecek bir şey yok yahu. Ne sesler duydu Ekşi duyuru. :)
Arkadaşına sormaktan ne farkı var ki bunun? eheh
0
bitti
(10.12.08)
valla bi an gaza geldim ama neyse ki mikrofonu diger eve goturmusum. olmadi tatil donusu son care buna basvuriim gercekten:)
0
🌸kucucuk
(10.12.08)
kucucuk cuum bi şarkı daha vardı o da arapça gibiydi. direk yazıyorum yala yala yalla yalla ya habib yalla falan die gidiodu o olmasın sakın :)
0
sevii
(10.12.08)
o kadar oryantal bi parça diil ki muhtemelen eskaza bulursak hiç birimiz inanamıcaz ne kadar alakasız bir şeyden bahsettiğime:)
0
🌸kucucuk
(10.12.08)
töbeler olsun ayy :) valla aklıma da pek gelmio peki bu dalga gçtiiniz zamanlarda hit olan bi parçamıydı ve o yıllar hangi yıllardı bilgi verir misn :)
0
sevii
(10.12.08)
ahah şu an arkadaşımı sevgiyle anıyorum gerçekten. bana ağrı verdiği yetmemiş gibi ben de sizleri kitledim:) hmm lisenin başları olabilir esasen. 90lar diil canım abartmışım, 2000 falan olabilir. parçaya dair tek hatırladığımız aradaki yala yala kısmı. onda da her zamanki elektronik müziklerde falan çıkan hiç bi özelliği olmayan bi kadın sesi söylüyo. belki başka sözü de yok parçanın. notalarını falan çıkarıp yazıcam o derece. sinir oldum. uykum geldi uyuyamıyorum!:)
0
🌸kucucuk
(10.12.08)
çokı çıldırası bi durum olduğundan eminin ama benmde aklıma maalesf bunlar gelior üzgünüm :) sizde dile peleseng ede ede yala yala etmişiniz be canım o kadar öle şey var ki insan bulamıo :) ama bulursanda yaz buraya :)
0
sevii
(10.12.08)
ahah evet evet bulursam önüme gelen herkesle paylaşıcam şu noktadan sonra:) iyi geceler.
0
🌸kucucuk
(10.12.08)
mezdeke furyasında çıkan arapça parçalardan değil mi bu?
0
annem bana kiz bul evlen dedi
(10.12.08)
belirttigin parca brezilya menseili bir parcaydi ve portekizce soyleniyordu. belki arada ingilizce bisiler de mirildaniyordur sarkiyi soyleyen hatun; sozlerini cok iyi hatirlamasam da, nakarati unutulacak cinsten degildi. cok iyi hatirliyorum. sanirim "africanism" adli grupla baglantisi olabilir. bi arastirin derim ben...
0
trawmatolog
(10.12.08)
@comptrol; aşkolsun Comptrol yaa, ben demiştim Alabina diye, tutmadı o ayrı ama kızlardan selamını esirgeme bence:)
0
think martini
(10.12.08)
yazilmamis olmasindan cesaret bulup su olabilir mi diyorum
www.youtube.com
(bkz: yalla chant)
0
supergirl
(10.12.08)
africanism - tourment d'amour!
0
the man who hears deepest inquisitions
(10.12.08)
evet, "the man who hears deepest inquisitions" buldu. Bendeki versiyonu da şu hatta: Africanism - Tourment D'Amour (feat. Salomé De Bahia) (horn dub)
0
edge_nabby
(11.12.08)
ahh inanilmazsin the man who hears deepest inquisitions!!
ben tamamen umidimi kesmistim acikcasi.
bir kahve ısmarliim sana:)
çok çok teşekkürler tekrar!
0
🌸kucucuk
(23.12.08)
bu arada trawmatolog'a da çok teşekkürler ilk africanism onerisini o yapmisti. bakinmistim da youtube'dan ama bulamamistim..
0
🌸kucucuk
(23.12.08)
(1)

nedir bu çalan şarkı?

ocanal
Bir arkadaşım televizyonda bir program izlerken duymuş bu müziği. Adını öğrenmek istiyor.Ben de dinledim güzel bişeye benziyor. Yardımcı olursanız sevinirim.http://rapidshare.com/files/170797281/Ses_klibi.mp3.html
Bir arkadaşım televizyonda bir program izlerken duymuş bu müziği. Adını öğrenmek istiyor.Ben de dinledim güzel bişeye benziyor. Yardımcı olursanız sevinirim.

rapidshare.com
0
ocanal
(06.12.08)
Chris Lawyer ft. Thomy- We Gonna Feel It
0
think martini
(06.12.08)
(4)

Turkcell 100 ve 150 Kontör ne kadar?

think martini
Soru başlıktadır. Son zamanlarda alan olduysa fiyatını yazabilir mi? Turkcell sitesinde 100 kontör 18, 150 kontör ise 26 YTL. Piyasa ile aynı mı?
Soru başlıktadır. Son zamanlarda alan olduysa fiyatını yazabilir mi? Turkcell sitesinde 100 kontör 18, 150 kontör ise 26 YTL. Piyasa ile aynı mı?
0
think martini
(05.12.08)
evet zam geldi.100 luk 18, 150 lik 26 liraymıs.turkcell extradan sordum simdi..
0
isott
(05.12.08)
@want2die; ben de oradan baktım işte ama telefoncularda kaça satılıyor onu merak ettim, genelde aynı oluyor ama internette 150 kontör için 36 YTL diyen bir site görünce dedim acaba Turkcell siteden alanlara bir güzellik mi yapıyor?:)
0
🌸think martini
(05.12.08)
telefoncudan dün 26 liraya aldım bende.
0
rastgelebirgün
(06.12.08)
tekel bayiileri ile bakkallar, çakkallar kafalarının esiş yönünde 10 liraya kadar fiyat ekleyebiliyorlar.

tabii ki yasak bu ama...
0
vital
(06.12.08)
(6)

ptt kargo

ogm
strawberrynet bana paket yolladı hong kong dan türkiyeye 2 günde geldi.ptt nin posta takip zımbırtısında istanbuldan izmire geldi ve bugün teslim edildi gözüküyor(bana).ama bana teslim edilen bir şey yok.kimliğim imzam olmadan böyle birşey mümkünmü?komşulara falana sordum onlarda almamışlar, sizce n
strawberrynet bana paket yolladı hong kong dan türkiyeye 2 günde geldi.ptt nin posta takip zımbırtısında istanbuldan izmire geldi ve bugün teslim edildi gözüküyor(bana).ama bana teslim edilen bir şey yok.kimliğim imzam olmadan böyle birşey mümkünmü?komşulara falana sordum onlarda almamışlar, sizce ne yapılmalı?hukuk benden yanamı?
0
ogm
(04.12.08)
PTT Kargo ile daha geçen gün işim oldu. Biraz savsatmak dışında fena çalışmıyorlar gibi gelmişti bana. Sistemde size mi teslim edildi görünüyor? Yani İstanbul'da onların dağıtım yaptıkları yere teslim edilmiş de olabilir, teslim alan kişinin karşısında sizin adınız mı yazıyor? İletişim için birkaç numaralarını bulmuştum ben, olmadı yarın arayın, durumu anlatın, ilgileneceklerini umuyorum.
Teslim alan kişi olarak sizin görünmeniz de garip, mesela bana işyerine getirdiler, ofiste bir arkadaşım teslim almış, sistemde de onun adı görünüyor. En basiti, niye siz teslim almadıysanız sizin adınız yazıyor, bence yarın ilk iş arayıp adamlara sorun.
0
think martini
(04.12.08)
ptt gidip sorsanız. takip zımbırtısında yazanlar bağlayıcı olmayabilir.
bence telaşlanacak bir şey yok. gelir mutlaka.
0
hollowlife
(04.12.08)
1.Sevk Edildi İSTANBUL / UPİM İZMİR / PİM, 01057 - 34158 29/11/2008 13:33:08
2.İZMİR / PİM/UÇAKServisindenDAĞITIMServisine Sevk - 35000 01/12/2008 10:37:57
3.Dağıtıcıya Teslim Edildi, İZMİR / PİM, h-kp - 35000 01/12/2008 11:56:56
4.Dağıtıcıya Teslim Edildi, İZMİR / PİM, 350022273 - 35000 02/12/2008 09:06:08
5.Teslim Edildi - 35000 03/12/2008 16:39:31


@think martini:sanırım yanlış anlattım.sadece teslim edildi gözüküyor kime teslim edildi yada sistemde bi hatamı var tam bende bilemiyorum.ama imzam ve kimliğim olmadan nasıl verebilirler birisine bu çok tuhaf yarın tabiki ptt ye gidip sorarım ama sizde ilginç bir şey söylediniz ofis arkadaşınız almış bu posta o adresteki herhangi birine verilebiliyormu ki evde de kimsecikler yoktu
0
🌸ogm
(04.12.08)
konu-komşuya, kapıcıya falan sorun. olmadı, İzmir PİM'i arayın ve tracking number vererek durumu sorgulatın. Onlar postacılarına ulaşacaklardır zaten "yanlış teslimat yapmışsın, ne iş," diye.
0
boshi
(04.12.08)
izmir posta işleme merkezini bi arayın. ya da bi numarası vardı, 169 du sanırım. oradan bi kontrol edin.
0
tom riddle
(04.12.08)
@ogm; ben de şaşırdım ama evet, PTT kargo adresteki herhangi birine paketi teslim ediyor demek ki. Siz soruyu sorduktan sonra ben de sisteme girip sorguladım, sistemde de teslim alan arkadaşımın adı yazıyor. O yüzden belki "teslim edildi" demeleri, onların dağıtıcılarına teslim edildiği anlamına gelebilir. Teslim alan kişi'nin karşısı boşsa, bence sorun yok demektir ama arayıp işi garantiye alın tabii
0
think martini
(04.12.08)
(7)

saatin kokması ! nasıl giderilir bu nalet şey ^^

busuta
ya sevgili endonezyalılar ; bıktım artık saatimin kokmasından , biraz terlesem iğrenç bi koku oluşmaya başlıyor kordonu değiştirdim yine gitmedi ... başına gelen var mı yoksa bi ben mi rahatsız oluyorum bu kokudan ? yardımlarınızı ve tecrüblerinizi anlatmanız dileğiyle...cadılar bayramınız mübarek o
ya sevgili endonezyalılar ;

bıktım artık saatimin kokmasından , biraz terlesem iğrenç bi koku oluşmaya başlıyor kordonu değiştirdim yine gitmedi ... başına gelen var mı yoksa bi ben mi rahatsız oluyorum bu kokudan ? yardımlarınızı ve tecrüblerinizi anlatmanız dileğiyle...

cadılar bayramınız mübarek olsun ^^
0
busuta
(03.12.08)
nasıl bir saat bu? metal kokar mı? kordonu derken? o nasıl birşey? deri mi?
0
mea maxima culpa
(04.12.08)
saat lacoste , kordon kauçuk , ayrıca kullandığım saatlerde de aynı sorundan şikayetçiydim , bu arada gerçekten bi benim saatim mi kokuyo acep ?
0
🌸busuta
(04.12.08)
deri olsaydı kokması normaldi ama kauçuk kayışın kokması garip. bence aldığınız mağazaya götürüp durumu anlatın.
(Bu arada fedaialkolik'in cevabı nickiyle pek uyumlu olmuş:))
0
think martini
(04.12.08)
kordon dediğin bölüme kayış deniliyor olması lazım.

terliyorsunuz ve o terden dolayı kokuyor sanırım.

hava geçirgen özelliği olan özel kayışlar var, saatçiden onu alırsanız sorun azalır diye düşünüyorum.

benim cildim biraz gereksiz hassas olduğu için keşfettim, böyle altı delikli filan o kayışların. saat taktığımda hep iz yapardı, yara sivilce filan olurdu. şimdi kalmadı o sorunlar.

şimdi baktım saatin altına aero comfort yazıyor.

lacoste filan saatin havasını bozar ama kokmayı azaltır :))
0
mea maxima culpa
(04.12.08)
Bileklerine deodorant veya parfüm sık. Saatimin kordonu deri, biraz gevşek tutuyorum, arada da ileri geri kaydırıp havalandırıyorum. Eğer kordonu kan dolaşımını kesecek kadar sıkıyorsanız ve sabahtan akşama kadar aynı yerinde hava almadan duruyorsa tuzlasanız da kokar.
0
kimlanbu
(04.12.08)
kayistan degil, cildin ve saatin cildine temas eden kismindan kaynaklaniyodur muhtemelen. cildinin metale aerjisi varsa kuvvetle muhtemel kokuyu o yapiyodur, kayistan degildir. saatin arasina oje ya da tirnak cilasi surup oyle takin, gecme ihtimali yuksek.
0
polifonik osuruk
(04.12.08)
Kokunun nedeni ellerini yıkarken ya da suyla temas ettiğin her yerde saati çıkarmıyor oluşun, koku kordondan geliyorsa değiştir metal kısmından geliyorsa saatin kasası paslanmaz çelik olmayabilir, bir miktar havalandır kullanma, bu işlemlerden sonra kullanırken suya temas ettirmeden kullan.
0
rapper134
(04.12.08)
(6)

nereye gidelim ki

kompos
kalabalık bi grup düşünün. sayı 10 ile 20 arasında değişebilir katılıma göre. bu insanların yaşları da ortalama 18 ile 50 arasında değişiyor. ve hepsi farklı mesleklerden ya da öğrenciler. ne bu derseniz, bir ingilizce kursu sınıfı. kurs dışında bir etkinlik yapacağız. ve soruyorum taksimde nereye g
kalabalık bi grup düşünün. sayı 10 ile 20 arasında değişebilir katılıma göre. bu insanların yaşları da ortalama 18 ile 50 arasında değişiyor. ve hepsi farklı mesleklerden ya da öğrenciler. ne bu derseniz, bir ingilizce kursu sınıfı. kurs dışında bir etkinlik yapacağız. ve soruyorum taksimde nereye gidebiliriz, bişeyler içip sohbet edilebilecek genel olarak kimsenin sıkılmayacağı ve fiyatların da uçuk olmadığı bir yer arıyorum... öneriler çok memnun edecektir, saygılar, sevgiler efendim...
0
kompos
(03.12.08)
hım nevizade iyidir ama sanırım biz gündüz ve daha kafevari bir yere gideceğiz.
0
🌸kompos
(03.12.08)
asmalımescitteki kafeler olabilir.
0
bordeaux
(03.12.08)
İstiklel de Mis Sokakta --United Color Magazası nın köşesindeki sokak--bi melek cafe adı galiba orası olabilir nezih biryerdir.
0
clandestino88
(03.12.08)
pano'ya gidilebilir.İngiliz Konsolosluğu'nun arkasındaki şarap evi.
0
rastgelebirgün
(04.12.08)
Ekvator'a gidebilirsiniz, Mc Donald's'ın sokağında ileride solda kalıyor, güzel bir yer, fiyatları ucuz değildir ama mekan iyidir, gündüz sakin de olabilir.
0
think martini
(04.12.08)
ya bir de öğrencilerimden biri istiklalde yeni açılan filicori adındaki yere gidebiliriz dedi. giden bilen öneren önermeyen var mıdır acaba bunu da merak ettim konuyla ilgili olarak.
0
🌸kompos
(06.12.08)
(11)

ADSL Kota Aşımı

think martini
aylık 29 YTL olan paketi aldım ama üye olduğumdan beri hiç 29 YTL ile kurtulamadım ellerinden:( bu ay 40 YTL gelmiş fatura, 990 MB kota aşımı varmış. Ya film indirmem, bütün gün zaten işteyim, modemim de kullanmadığım süre boyunca hep kapalıdır. Ne yapıyorum da kotayı aşıyorum anlamadım?! Modemin mo
aylık 29 YTL olan paketi aldım ama üye olduğumdan beri hiç 29 YTL ile kurtulamadım ellerinden:( bu ay 40 YTL gelmiş fatura, 990 MB kota aşımı varmış. Ya film indirmem, bütün gün zaten işteyim, modemim de kullanmadığım süre boyunca hep kapalıdır. Ne yapıyorum da kotayı aşıyorum anlamadım?! Modemin modelinden filan da olabilir dediler, doğru mudur? Bi tek Limewire'dan şarkı indiriyorum o kadar. Ayda ortalama kaç şarkı indirmekle kota bu kadar aşılır ki yaa??? Bi aydınlatır mısınız bu kota aşımı konusunda beni, yoksa deli oluciiiim:) Bi de "çıplak ADSL" diye bir şey gelicekmiş 2009'da, o kadar çabuk yürürlüğe girer mi acaba bu iş?
0
think martini
(30.11.08)
modeme sifre koyabildiginize emin misiniz? sadece sarki indirmekle asilmaz zira.
0
la traviata
(30.11.08)
bir şarkının boyutunu ortalama olarak 3 mb alırsak 4990 mb'a ulaşmak için yaklaşık 1660 tane şarkı indirmeniz lazım ki imkansız gibi birşey.
0
cumingsoon
(30.11.08)
@stillsoon; Ayda diil 1600, 160 şarkı bile indirmiyorumdur:)
Nasıl olabilir peki böyle bir şey?
@la traviata; modem şifreli evet. Hatta geçen gün şifreyi unutmuştum, bulana kadar canım çıktı. Ayrıca modem bütün gün kapalı, şifreli olmasa da başkaları kullanamazdı ki gün içinde.
Neden oluyor, nasıl oluyor bi akıl verin banaaa
0
🌸think martini
(30.11.08)
ben sadece matematik yaptım. "Ayda ortalama kaç şarkı indirmekle kota bu kadar aşılır ki yaa???" diye sorduğunuz için basit bi matematik hesabı. yani anlatmaya çalıştığım şey sadece şarkı indirmekle kota aşılmaz, aşılamaz.
0
cumingsoon
(30.11.08)
walla hocam ben de simdiye kadar hic 4 gb kullanmadim. mutlaka 200, 300, veya 700 mb falan asiyoruz. zaten her kisiden 2 milyon toplasa, 300-500binden 600000-1000000 lira yapar. tey teeey.
0
osuruklu
(30.11.08)
@vennus
telekom o tür programlar biraz eksik gösterir şu şu nedenden diyordu, ona da dikkat edilmeli.
0
sanal uyku
(01.12.08)
bi firewall kurun. sizin bilginiz dışında bazı programlar veri alış verişi yapıyor olabilir.
0
cruor
(01.12.08)
youtube yada oyun sitelerine falan (java uygulamalı) giriyorsanız onlarda çok etkiler.1 ay boyunca sadece youtube'a girerek kota geçilebileceğini ben yaşadım açıkcası..
0
isott
(01.12.08)
bende netlimiter programı var..baktım bende zamanında kota yı aşıyor ve buna akıl sır erdiremiyordum sonra bu programı yükledim..ve baktım ki bi kere youtube, google earth yüksek çözünürlüklü fotolar,msnde açtığın o an için düşünemediğn webcam görüntüleri, gereksiz yere yüklenen windows update leri.bunlar inanılmaz kotayı uçuruyor..
0
copy paste
(01.12.08)
port kontrolu yaptır bide bazen başkasının kontörleri de senden atabilior telekom a basvurursusan sanırım işini çözerler
0
ufuq
(01.12.08)
Öncelikle cevaplar için teşekkürler.
Youtube'a pek girmem, online oyun filan da oynamam. Bütün gün zaten ofiste bilgisayar başındayım, akşam evde sadece maillerime bakıyorum, sozluğe filan göz atıyorum, bazen şarkı indiriyorum bi de msn açık o kadar. Yani kotayı aşıcak bir şeyler yapmadığım kesin.
@ufuq; en güzeli Telekom'a başvurmak ve derdimi onlara anlatmak olacak galiba. Kazıklanıyoruz mütemadiyen, nasıl çözerler, çözmek isterler mi bilmem ama bir şeyler yapmam şart oldu:)
0
🌸think martini
(01.12.08)
(5)

sözlüğe girdiğimizde karşımıza çıkan sinir bozucu arka planlar ?

drdr
reklam amaçlı renkli menkli arka plan saçmalığı hakkında ne düşünüyorsunuz ? arkadaslar , eskiden sözlüğe girdiğimde karşıma sinir bozucu , saçmasapan reklam amaçlı arka planlar ya da themler çıkardı. hatta bu themler yüzünden sözlüğü anlattğım birçok üniversite mezunu ya da üniversite öğrencisi söz
reklam amaçlı renkli menkli arka plan saçmalığı hakkında ne düşünüyorsunuz ?
arkadaslar , eskiden sözlüğe girdiğimde karşıma sinir bozucu , saçmasapan reklam amaçlı arka planlar ya da themler çıkardı. hatta bu themler yüzünden sözlüğü anlattğım birçok üniversite mezunu ya da üniversite öğrencisi sözlüğe girdiğinde bu themlerle karşılaştığından sözlüğü terk eder ve benim sözlük hakkındaki övgülerimin hepsi boşa giderdi. galiba artık sözlüğe girdiğimizde bu tarz şeylerle karşılaşmayacağız ? yoksa sadece bugün için mi böyle ?
dön bebeğim tuşunu biliyorum ama çoğu insan bilmiyor onu da belirteyim .yani o arka planların sözlük hitini azalttığını düşünüyorum. yani bu arka planlar reklam için ise sağ tarafta bulunan reklam dizaynı çok güzel. o ciddiyetsizlik havası veren arka planlar da neymiş öyle ?
0
drdr
(27.11.08)
o reklamların bir kısmını hazırlayan bir ekibin içinde olarak bu konuda ne desem bilemiyorum:) ancak şunu söyliyebilirim ki her şeyden önce bu alana rabet çok, rezervasyon bulmak oldukça zor oluyor demek ki talep fazla, yani dikkat çekiyor. Ayrıca kampanya raporlarından görüldüğü kadarıyla da oldukça iyi geri dönüş alınıyor. Yani kullanıcılar bu reklamlardan ne kadar memnun bilmiyorum ya da markaya geri dönüşü nasıl bilemiyorum ama görüntülenme ve tıklanma oranları gayet tatmin edici. Bense bir kullanıcı olarak seninle aynı fikirdeyim, sözlüğü açar açmaz "dön bebeğim" butonuna basıyorum. Gözüm yoruluyor aksi takdirde.
0
think martini
(27.11.08)
dön bebegim
0
gdduman
(27.11.08)
benim asıl sormak istediğim konu ; arka plan bundan sonra olmayacak mı ? bugün yok mesela. inşallah artık hiç olmaz. çünkü ekşi sözlük ile birlikte bence bilgi inanılmaz keyifli hale geldi ; fakat sözlük insanların çoğuna inemiyor ,kitlelerle buluşamıyor. sözlüğe ilk kez giren biri o reklam amaçlı arka planlarla karşılaştığında siteyi direkt kapatabiliyor ve bu durumu aptalca bulabiliyor. bence o reklam amaçlı arka planlar olmassa sözlük daha fazla kişi tarafından okunur. reklam konusuna ise sağ tarafı önerebilirim ki zaten öyle yapılıyor.
0
🌸drdr
(27.11.08)
Bu tür tema entry reklamlarının kalktığını sanmıyorum. Belki bugüne has bir durumdur. Ayrıca kullanıcı sayısını azalttığını ya da siteye girenlerin reklam sayfasını görünce çıktığını pek zannetmiyorum. Sonuçta sözlüğü bilen biliyor. İlk defa giren adamın da sözlüğün formatını bildiğini varsayıyorum çünkü sözlük artık gayet iyi tanınan bir site. Kimsenin rastgele girip, tema reklamı görüp çıkması bana mantıklı gelmiyor. Kaldı ki bir tek butonla bu iş kolayca halledilebiliyor.
Sözlüğün kullanıcı sayısı da okur sayısı da çaylak sayısı da oldukça fazla. Kitlelerle buluşamama hali buysa, aylardır hala onay bekleyen çaylak olan bile o kadar çok kişi varken daha fazla buluşmasa da olur bence zaten:)
0
think martini
(27.11.08)
çok umutlanmayın, gelir yine tema reklamlar. bugüne alınmamıştır belki.
0
gerrain
(27.11.08)
(6)

saç yıkamak

banuolcay
her gün saç yıkamak saça zararlı mı? bilen?
her gün saç yıkamak saça zararlı mı? bilen?
0
banuolcay
(27.11.08)
saç dediğin meret bir alıştığı şeyi kolay kolay bırakmaz. bir müddet her gün yıkarsanız, artık sürekli her gün yıkanmak ister. aksi takdirde yağlanır. sırf bu yağlanma illetinden ötürü günde saçlarımı 2 kere yıkamaya başlamıştım. en sonunda daraldım ve kestirdim.
0
teritori
(27.11.08)
her gün yıkayan biri olarak söylemeliyim ki çok yorucu uğraştırıcı. zararına gelince, saç kendi yağıyla beslendiğinden saç kurulaşabilir, yıpranabilir, sağlıksız görünebilir/olabilir, parlaklığını kaybedebilir. hiçbir şey olmayabilir de. haftaiçi yıkanıyorsa en azından haftasonu dinlendirmek iyi olur.
0
girl in a coma
(27.11.08)
Saçının tipi de yıkama sıklığı konusunda önemli ama uzmanlar saçı her gün yıkamanın zararlı olduğunu söylüyorlar. Açıklamaları da gayet mantıklı; mesela yağlı saçı olanlar genelde çabuk yağlandığı için saçlarını her gün yıkıyorlar ancak aslında saç, o yağ ile besleniyor da. dolayısıyla her gün yıkamak saçın doğal yağıyla beslenmesine engel oluyor. En olmadı haftasonları dışarı çıkmıcaksanız yıkamayın diyorlar:)
0
think martini
(27.11.08)
zamanında cilt hastalıkları uzmanı doktorun söylediği üzere ben de sık yıkanmayı bıraktım. haftada 2 kere yıkıyorum.

ilk zamanlar alışması zor oluyor. ama bu daha sağlıklı gerçekten.
0
mea maxima culpa
(27.11.08)
ben hergün yıkıyorum malesef ve bazen özellikle de kışın bir işkenceye dönüşüyor. ama çok yağlandığı için de mecbur kalıyorum. bir dönem 1-2 ay boyunca gün aşırı yıkamayı denedim ama hala ikinci gün bildiğin yağlı saç ile dolaşıyordum. saçım gayet uzun ve hergün yıkamaktan ötürü hiç bir sorunla karşılaşmadım aksine daha parlak saçlara sahibim, ama dikkat etmeniz gereken bir husus var saç ürünlerinde bir seçici olmalısınız ve bakımını ihmal etmemelisiniz.
0
wish i could fly
(27.11.08)
bana da iki günde bir yıka saç alışır dediler ama yok, çok denedim, ancak yağlı saçla dolaşmaya alışıyor insan. Gerçi ona da alışamadım ben.
0
cy7
(28.11.08)
(19)

En gerim gerim geren korku/gerilim filmi?

menthura
Seyrederken en çok gerildiğiniz, tırstığınız korku/gerilim filmi nedir? Sağlam bir korku ya da gerilim filmi arıyorum şöyle adrenalini tavan yaptıracak.
Seyrederken en çok gerildiğiniz, tırstığınız korku/gerilim filmi nedir? Sağlam bir korku ya da gerilim filmi arıyorum şöyle adrenalini tavan yaptıracak.
0
menthura
(27.11.08)
the shining (cinnet)
bknz www.imdb.com
iyi seyirler
0
dr.ramiz
(27.11.08)
kesinlikle shining
tamböyle cevap vericekken baktımbenden önce yazmışlar
o yüzden pekiştirme amaçlı diyorum ki
shining.

spoiler: jack nicholsn un gözleri ve koridorun duvar kağıtları hala aklımda
0
ata
(27.11.08)
Ben "Blair Witch Project"'te sağlam gerildiğimi hatırlıyorum.
0
pathetique
(27.11.08)
"çılgınlığın ötesinde" süperdir!
0
girl in a coma
(27.11.08)
Ben önce Alexandre Aja'ya selam gönderip "Haute Tension" diyorum (Son derece rahatsız edici ve bol kanlı bir film). Yine Aja'nın "The Hills Have Eyes"ı da çok hoşuma gitmişti.
Rec: Uzun zamandır izlediğim en gerici filmdi. Özellikle işitsel efektler olağanüstüdür.
Ils: Ev içinde geçen sahnelerinde iyi gerilmiştim ama, filmin ikinci yarısı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Denemeye değer.
The Others: Şahane, olağanüstü ve gerçekten anlatılmaz. Ben derim ki; mutlaka ama, mutlaka izleyin.
Panic Room: Kamera kullanımı maksimum düzeydedir. Bu filmden daha iyi bir kamera kullanımının olduğu gerilim filmi bulamazsınız. Gerilirsiniz de...

Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
0
nuage
(27.11.08)
pek korku filmi sevmeyen ve izlemeyen biri olarak bu konuda size bir alternatif sunamayacağım ancak yine buradaki ve sözlükteki yorumlardan etkilenip, sınırlarımı zorlayıp Rec filmini aldım, benim gibi korku filmleriyle pek arası olmayan bir arkadaşımı da "harika bir korku filmi aldım, kesin çok korkucaz, mutlaka gel!" diyip bir gazla evime çağırdım ve sonuç; zaten çok da uzun sürmeyen filmin sonunda yerlerdeydik. Yapmış olduğum bu harika seçim için de tebrik aldım:) Özellikle bir süpürge ile kovalama sahnesi mi ne vardı, orada kelimenin tam anlamıyla koptuk. Özetle bence Rec, karanlık bir atmosferde geçmesinden başka hiçbir korku öğesi içermeyen bir komedi filmi:)
0
think martini
(27.11.08)
mrtskn ya kesinlikle katılıyorum
rec germezse hiçbişey germez sizi
0
gaza gelen
(27.11.08)
(bkz: event horizon)
seni tek geçerim bu alemde.
0
kimi raikkonen
(27.11.08)
valla rec'i böyle tavsiyeler üzerine izlemiştim. hatta odayı kapkaranlık yaptım sesi sonuna kadar açtım.
film bir rüya gibi geldi geçti, hiç bişey anlamadım. ne gerilme ne bişey. bir veya en fazla 2 sahnede irkildim hepsi o. ben pek tavsiye etmem.
0
etna
(27.11.08)
@etna

rec konusunda aynen ben de senin dediğin gibi yaptım.. Işığı kapattım, kahvemi aldım laptopun başına kuruldum ama sondaki çatı katı sahnesi dışında öyle aman aman gerilmedim.. Soruya gelince tepenin gözleri 1 fena değildir, her ne kadar pekte korku babında pek unsuru olmasa da 1408'de iyi bir gerilimdir. birde son dönemde rec ile benzer cloverfield var.
0
joehigashi
(27.11.08)
öyle kanlı, canavarlı korku filmlerini sevmediğim için (korkuyorum tamam) benim söyleyebileceklerim; 2si de hem güzel filmler hem de baya bir geriyor insanı.

(bkz: what lies beneath )
(bkz: the others)
0
light beam
(27.11.08)
el orfanato
iğrençlik yapmadan geriyor.
0
sare
(27.11.08)
0
nihilanth
(27.11.08)
(bkz: thesis)
0
bordeaux
(27.11.08)
film değil ama konu itibariyle film gibi bi dizi bölümü. masters of horror'dan john carpenter'ın cigarette burns'u. özellikle müzikleri çok başarılı. atmosfer yaratmada çok başarılı. 45 dakika ayırmak gerek.
0
dare
(27.11.08)
ben bu liv tyler'ın son filminde gerilmiştim bayaa. the visitors'dı adı. eskilerden ise suspiria'yi tek geçerim.

edit: The Strangers'mış bahsettiğim liv tyler filmi. gerçi the visitors yazarak da başka bir sağlam film öğrenmiş oldum :)
0
deckard
(27.11.08)
alien ve aliens'in sayılmamasına şaşırdım..
the cell de güzeldi bak.
0
flyalone
(27.11.08)
burdakilere ek olarak:
session 9: kansız.
masters of horror - imprint: bol kanlı

ha unutmadan das experiment var bi de. psikolojik yönü de olan şiddet de içeren güzel bi filmdi.
0
dr cucu
(28.11.08)
(3)

Maket Tavsiyesi

teritori
Akşamları eve gittiğimde uğraşabileceğim bir maket tavsiyesi istiyorum.öyle koca koca parçaları birleştirerek 1 saatte biten dalgalardan olmasın. Uğraştırsın ama hayata olan bağlarımı da koparmasın. 50 YTL civarı olsun.
Akşamları eve gittiğimde uğraşabileceğim bir maket tavsiyesi istiyorum.
öyle koca koca parçaları birleştirerek 1 saatte biten dalgalardan olmasın. Uğraştırsın ama hayata olan bağlarımı da koparmasın. 50 YTL civarı olsun.
0
teritori
(27.11.08)
Remzi kitabevinde ve D&R larda "revell" marka gemi/uçak/araba maketleri var. Normalde boyasnı, fırçasını, yapıştırıcısını da alman gerekir ama bazı kutularda dahil oluyor. Fırçasını, boyasını, yapıştıcısını veriyor yanında. Ufak paketlerden aldım ben 25 liraya, 1-1,5 günde bitti. Daha büyük boyları ve daha zor olanları var. Ben 3. seviye aldım ama herkese 4. ve üstü seviye tavsiye ederim.
0
3200
(27.11.08)
Beşiktaş Akaretler'de de bir maket dükkanı vardı ama yıllar önce gitmiştim, hala yerinde duruyor mudur dükkan bilemiyorum ama oralara yakınsan ya da uğrayabilirsen bir bak derim, çok çeşit vardı, her seviyede, her ilgi alanına uygun, fiyat aralığı da değişiyordu haliyle. Akaretlerin alt sırasında köşede Migros var, onun yanındaki sokaktan dümdüz gidersen o sokağın üzerinde olması lazım, tabii kapanmadıysa hala.
0
think martini
(27.11.08)
Türk Hava Kurumu'nun model uçakları var. Yapımı kişiye göre hayli keyifli olabiliyor. Web üzerinden de satıyorlar.
modelucak.thk.org.tr
0
yapacakbirseyyok
(27.11.08)
(15)

anlayışlı erkek ?

point guard
nedir bu ?. hani derler ya hep, kızlar anlayışlı erkek isterler..fazla uzatmayayım soruyu.anlayışlı derken kastedilen nedir ?
nedir bu ?.

hani derler ya hep, kızlar anlayışlı erkek isterler..fazla uzatmayayım soruyu.
anlayışlı derken kastedilen nedir ?
0
point guard
(27.11.08)
Ben direkt yaşadıklarımdan örnek vereyim.
Sürekli tartıştığım bir kız arkadaşım vardı. Her seferinde hatalı olsa bile, sonunda beni hatalı sayardı. Asla kendisi hatalı olmazdı. Ben de "Yine ben hatalıyım, tamam." deyince bana şunu söylerdi: "Kızlar hiçbir zaman hatalı olmazlar nuage. Bunu kafana sok!.
...

Kadınlar erkeklere göre daha alıngan ve yumuşak huylu olduklarından sanırım, "anlayışlı erkek"ten kastedilen "kadınların suyuna giden erkek" bence.

(bkz: suyuna gitmek)
0
nuage
(27.11.08)
anlayışlı erkek tamam canım demeyi bilen erkektir, alttan alır, ses cıkarmaz, koku yapmaz ne bileyim işte içgüveysi gibi bir şeydir ve aslında yoktur.
0
patricia teyze
(27.11.08)
konuşurken kızı dinlemek, ara ara "evet"/"hmm" gibi dinlediğini belirten geri besleme (feedback) vermek, sonrasında da kızın söylediklerini başka kelimelerle cümleye (paraphrase) döküp kıza geri anlatmak, akla geliyorsa çözüm sunmak (bu sonuncusu çok gerekli değil, önemli olan dinlemek)

üzüntülüyse de, sevinçliyse de izlenen şema aşağı yukarı aynı.

Bu arada bunu "taktik" olarak vermiyorum ha, gerçekten karşı tarafı dinlemek lazım, ilişki için önemli bir şey.
0
kilroy
(27.11.08)
biraz da eksi sozlukten bakarak, kizlarin dediğini ve demediğini anlama yetisi olan, kizin yapmak istedigi seyleri genellikle kabul eden erkek.

ayrica:
(bkz: anlayisli olmak)
(bkz: anlayisli sevgili)

edit: yalniz kendini isin icine katmadan tek tarafli bekleniyorsa, bir taraf anlayissiz kalir hep ve daha sonra iki taraf da anlayissiz olur, ayari kacinca da kavga kacinilmaz oluyor zaten.

sana sorulsa ne cevap verirdin?
0
ermanen
(27.11.08)
he he de gitsin..yeter bu onlara (:
0
isott
(27.11.08)
meriç o.

img137.imageshack.us

ayrıca kızlar anlayışlı erkek falan aramaz yahu geçelim bunları.
0
darkpower
(27.11.08)
"bence" anlayışlı erkek ya da kadın yoktur, anlayışlı insan vardır. ilişki diyarlarında ise kadının beklediği genelde düşüncelerinin-isteklerinin dile getirilmeden anlaşılmasıdır. bunu anlayan anlayışlı erkek olabiliyor. yine de anlayamadığınız yer varsa sorun çocuklar
bir de oscar wilde ne demiş:
women are meant to be loved, not to be understood.
0
cgcore
(27.11.08)
Spesifik olarak bir konudan bahsetmemişsiniz, o yüzden genel bir cevap vermek zor ama "anlayışlı olmak" dan kastedilen şeyin "karaktersiz ol, her dediğimi onayla, ben ne istersem onu yap, inansan da inanmasan da her zaman haklı olduğumu söyle, kısacası köle gibi ol" filan olmadığını söyliyebilirim:)
0
think martini
(27.11.08)
anlayışlı erkek dediğin kızın nazını çeken erkektir bence.
0
deckard
(27.11.08)
karşısındakinin elinde olmayan olumsuzluklar nedeniyle suçlayıcı şekilde surat asmayan erkektir mesela.
0
leylak sarabi
(27.11.08)
hayır dendiğinde hayır'ın hayır olduğunu anlayan, ısrarcı olmayan, surat asmayan, karşı taraf haksız bile olsa eğer ağlıyorsa sarılan eğer kendini savunacaksa ağlamanın bitmesini bekleyebilen, diretmeyen, gerektiği anda karşısındaki insanın duygularını kendinden önceye koyabilen kişi, kişiyi olduğu gibi kabul etmede başarılı, bencil ya da çok kompleksli olmayan er kişi.
0
olay
(27.11.08)
kedi ile köpek niye anlaşamaz biliyor musunuz, birbirlerinin dilini yanlış anlarlar.
şöyle ki, köpek, sevinince kuyruğunu sallar ya, "kedi lisanında", kuyruk, saldırmaya hazırlanırken sallanır. Yani garibim köpek, oynayalım derken kediye, kedi de, "aha saldırıyor" diye düşünür.

tam tersi, kedi mutluyken, "gırlar" ya, bu da köpekçede hırlamaya denk gelir. Yani, kedi iyi niyetli yaklaşsa, bu sefer de köpek tedirgin olur, "hayvan bana hırladı" diye.

Şimdi, kadınlara dönecek olursak (ki, erkekseniz, erkek kalın, dönmeyin aman), biz kadınlar, "paylaşan" yaratıklarız. lastik mi patladı, patron mu bağırdı, tırnağımız mı kırıldı, yazdığımız dosya mı uçtu, ararız adamı, derdimizi anlatmak isteriz.

"adamca"da (ki adam milleti, "dert paylaşmaz", çünkü, daha "sert" olmaya şartlamıştır doğa onları), birşey anlatılıyorsa ona, bunun iki anlamı vardır.
1. "Böyle bir derdim var, bunu çöz" duyarlar ve hemen çözümler üretirler.
2. "böyle bir derdim var, bu senin yüzünden oldu" duyarlar ve hemen savunmaya geçerler.

Halbuki, kızın/kadının tek istediği, bir "kulak" o anda.

"Hay allah" "vah vah", falan gibi, bir parça karşılıklı hayıflansanız, ondan sonra, "benden istediğin birşey varsa, yardım ederim" deseniz, aha bitti işte, herkes için dünya barışı.
0
cedilla
(27.11.08)
umut sarıkaya'yı bi daha anmadan geçmeyelim, img516.imageshack.us
0
caturanga
(27.11.08)
insanin halinden anlayandir
suya gidenlere de kolayliklar
0
gdduman
(27.11.08)
bir çok hatun anlayışlı derken aslında "karışmayan" demek istiyor olabilir.
0
nihilanth
(27.11.08)
(7)

geçmeyen öksürük

chavezding
1 aydan fazla oluyor grip geçirdim iyileştim ama hala öksürüyorum. geçmedi bir türlü. ne yapsam? doktora gitmeyi gerektirecek bir durum mudur? doktora vakit ayırmam kolay değil de.
1 aydan fazla oluyor grip geçirdim iyileştim ama hala öksürüyorum. geçmedi bir türlü. ne yapsam? doktora gitmeyi gerektirecek bir durum mudur? doktora vakit ayırmam kolay değil de.
0
chavezding
(26.11.08)
doktorluk kısmına bir şey diyemem de, bir miktar bala bir miktar nane karıştırıp yutun ara ara. (bkz: aynısı benim kaynımda vardı)
0
ymerdiveni
(26.11.08)
Aynı durum bende de vardı. Sanırım tam olarak iyileşememişsiniz. Ondan oluyor diye tahmin ediyorum.
Ben hiçbir şey yapmamıştım. Öylece bırakmıştım. Geçmişti.
Geçmiş olsun.
0
nuage
(26.11.08)
bitki çaylarından vazgeçme derim ben, en azından zararları yok, hatta faydaları var. Kuru öksürükse daha can sıkıcıdır, gripken antibiyotik kullandın mı bilmiyorum ama kullansaydın bu kadar uzamazdı sanki iş, Nuage'ın dediği gibi tam iyileşmemiş olabilirsin. zamanla geçer bence de, yine de bi öksürük şurubu kullan, bi de bol bol bitki çayı, özellikle ıhlamur iç derim nacizane...
0
think martini
(26.11.08)
benzer bi soruyu da ben sormuştum, şöyle cevaplar gelmişti. işinize yarar belki. geçmiş olsun.

(git: 44988)
0
inkey
(26.11.08)
bal+zencefil(toz hali)
0
kayranin kedisi
(26.11.08)
yontemler

1 - zencefil - bal - pekmez karisimi

2 - cin yagi.. aktarlarda bulunabilecek cin yagindan 1-2 damla kesme sekere damlatmak (daha fazla degil) ve onu emmek yutmak.

3 - ictiginiz adacayinin kalan demlerini icine belki biraz seker koyarak bir pet sisede saklamaniz ve bunu banyoya koymaniz, banyoda her akliniza geldiginde bununla gargara yapmaniz. (doktor da bunu onermistir tv de, ki biz yapardik zaten daha once, bizden calmis : )

dip not:
iyilesmenize kendiniz karar verdiyseniz, yine de bir kontrol ettirin doktora. belki hala vardir bir seyler az da olsa, ve antibiyotik tedavisi gerekiyordur yine de.
0
la traviata
(27.11.08)
kuru oksuruk (gıcık oksuruğu) ise: (bkz: vicks vapo syrup )
0
pandayavrusu
(27.11.08)
(7)

birden beliren dis sikmak

terp
gecen gece yatmis uyumaya calisirken farkettim ki agzimda bir gerginlik var kendimi yokladim anladim ki dislerimi sikiyorum. boyle delicesine degil ama gerginlik yaratacak sekilde. ayni sekilde sabah kalktigimda da dislerimde ve cenemde bir gerginlik hissediyorum. daha once hic boyle bir sey yasamam
gecen gece yatmis uyumaya calisirken farkettim ki agzimda bir gerginlik var kendimi yokladim anladim ki dislerimi sikiyorum. boyle delicesine degil ama gerginlik yaratacak sekilde. ayni sekilde sabah kalktigimda da dislerimde ve cenemde bir gerginlik hissediyorum. daha once hic boyle bir sey yasamamistim. hayatimda da bin kat stresli donemlerim olmustu. bunun nedeni ne olabilir, care olarak ne onerebilirsiniz?

tesekkurler..
0
terp
(26.11.08)
Genelde gerginlik, sıkıntı stres falan oluyor bunun sebebi. Ve gerginliğin şiddetini falan seçmiyor. Yani daha gergin zamanlarınızda olmamış, ama şimdi oluyor olması stresten olduğu gerçeğini pek değiştirmiyor.
Stres geçince bu da geçiyor.
Ben de yaşamıştım, 8-10 ay sürdü. Sonra o sıkıntılı dönem geçince bu da durdu. Sonra daha sıkıntılı dönemlerim de oldu ama bu olmadı bi daha. Yani neye göre seçip de oluyor, bilemiyorum pek. Uykunuzu çok etkiliyor ve baş ağrısıyla falan uyanıyorsanız bir hekimle görüşün derim...
0
delimine
(26.11.08)
(git: 33106)
0
think martini
(26.11.08)
çare olarak kafanızındaki negatif düşüncelerden bir süreliğine uzaklaşmanızı sağlayacak, gerginliğinizi alacak bir hobi vs ile uğraşmanızı öneririm. yoksa dişlerinizde çatlama olmaya başlayacak ve ağız plağı kullanmanız gerekecektir.

ne demiş atalarımız: dont worry be happy!:)geçmiş olsun
0
zelyot
(26.11.08)
daha önce yaşamadığını söylüyorsun ama belki de daha önce yaşadığın halde farkında değildin.. hatta belki gün içinde de farkında olmadan dişlerini sıkıyorsun ama sadece uyumaya çalışırken dikkatini çektiği için o zaman farkına varıyorsun..
aslında bunun gibi pek çok şeyi farkında olmadan yapıyoruz günlük hayatta.. mesela, gün içinde birşeyler ya da birileri sinirimizi bozabiliyor ve o olaydan çok sonra bile o sinir bozukluğunu farkında olmadan içimizde taşıyoruz, ve tam olarak da ifade etmediğimiz için bastırılmış bir şekilde içimizde kalıyor.. sonra da böyle diş sıkma gibi şekillerde -yine biz farkında bile olmadan- ortaya çıkabiliyor o sinir-stres..
ben bunun gibi şeylerle karşılaşınca şöyle yapıyorum: dişlerimi sıktığımı farkeder etmez hemen ağzımı gevşek bir şekilde, normal halinde tutuyorum, çok basitçe.. biraz farkında olmaya çalışarak.. ya da neden dişlerimi sıktığımı anlamaya çalışıyorum, vs.. hekimlik bir olay olduğunu sanmıyorum..
0
air guitarist
(26.11.08)
dişçiye gidebilirsin sana kalıp verir gece yatarken takarsın zarar vermez en azından. bende ağrı yapmaya başlamıştı öyle yaptım.
0
passion rules the game
(26.11.08)
borsada paramız var sanırım, bana bu dediginiz 2003 senesinde olmuştu gsdholdingden darbe yediigm günlerde, çok şükür ecbyo kurtarmıştı.
0
amarat
(27.11.08)
buna bruxism deniyor. ben de bundan feci derecede mustaribim. gece plağı (nam-ı diğer ağız plağı) dişlerinize verebileceğiniz zararı engelliyor, semptomatik bir çözüm yolu yani. diğer yandan bu olayın nasıl tümden çözülebileceğine dair en ufak bir fikrim yok (epey araştırdım halbuse). yani "basura kesin çözüm" yazan tabelalar görüyorum ama bruxism'e kesin çözüm önerenini görmedim. bir de stresle, gerginlikle çok güçlü bir korelasyonu yok kanımca çünkü insan tasasız olduğu dönemlerde de dişlerini hatır hutur yiyebiliyor. hani kendimde öyle bir neden-sonuç ilişkisi görsem "bu direkt psikiyatrinin işi," diyeceğim kendi adıma ama onu da diyemiyorum. tıp bilimi bize yardım etmesi lazım.

***Askarisle bağlantılı olup olmadığını inceleyen bir-iki makale okumuştum, hipotezler yetersiz delilden olumlanamamıştı.
0
boshi
(27.11.08)
(7)

Diş eti iltihaplanması

babatema
Diş etlerim şişmeye, ağrıyıp acımaya başladı. doktor ise şişkinlikleri patlatıp içimdeki kanı dışarı atmamızı söyledi. bir de tuzlu suyla gargara.nedir bu hastalık? başlarına gelenler neler yapıyor? bulaşıcı mıdır? diş etlerine ya da bünyeye kalıcı bir zarar verir mi? ağız kokusu yapar mı? vs. vs. v
Diş etlerim şişmeye, ağrıyıp acımaya başladı. doktor ise şişkinlikleri patlatıp içimdeki kanı dışarı atmamızı söyledi. bir de tuzlu suyla gargara.

nedir bu hastalık? başlarına gelenler neler yapıyor? bulaşıcı mıdır? diş etlerine ya da bünyeye kalıcı bir zarar verir mi? ağız kokusu yapar mı? vs. vs. vs.

bir de bünyemde bir miktar baş ağrısı ve halsizlik de var.
0
babatema
(25.11.08)
doktor tani koymak yerine niye sadece patlatma olayina girmis anlamadim, dis hekimine gitmediniz mi yoksa?
dis etinde siskinlik dis tasindan olabilir.dis etinize sertce bastiginizda (veya fircalarken baski uyguladiginizda) kanama yapar hatta. o dis taslarinin temizlenmesi gerek. dis tasi olusmasinin nedeni de iyi fircalanmayan disler, dis aralarinda kalan artiklar. bu tip durumlarda dis ipi kullanilabilir. dis hekimi degilim ama doktorum bana aynen bunlari soylemisti.
0
please dont die
(25.11.08)
ilhitabı delerek akıtan ve bunu tavsiye eden diş hekimi görmedim. önce antibiyotik, ağrı kesici falan verip ilaçla ilhitabı tedavi eder, iltihap geçince de ilhitaba neden olan şeyi tedavi eder (kanal tedavisi misal). böyle kocakarı usulü delip iltihap akıtarak diş tedavi edildiğini görmedim hiç.
0
kibritsuyu
(25.11.08)
bence de iltihap öyle kanatarak, kanı akıtarak filan tedavi edilmez. Kibritsuyu'nun da dediği gibi bir iltihap söz konusuysa önce doktorun antibiyotik verip iltihabı kurutması, sonra da sorun ne ise onu halletmesi gerekir. Başka bir doktora daha git derim ben.
0
think martini
(25.11.08)
Sanırım sorularınızdan birinin cevabı şu: (bkz: gingivit)
Geçmiş olsun.
0
nuage
(25.11.08)
doktor antibiyotik de verdi. aslında tam olarak "patlat" demedi. diş etlerini hafif kanatarak fırçala gibi bişeyler...
0
🌸babatema
(25.11.08)
antibiyotiği kullan mutlaka ama kanatarak fırçalama bence. antibiyotikle kurur zaten iltihap, sonra da daha az kanamayla gerekli olan işlem doktor tarafından yapılır. ben geçen gün diş taşı temizliği için gittiğimde bile doktor çok kanıyor diye işlemi yapamayacağını söyledi, antibiyotik verdi, kullan bitsin öyle gel dedi, sonra işlemi yaptı. Kanatmak, hem de biliçsizce fırçalayarak filan daha zaralı olabilir, diş eti çekilmesine yol açabilir.
0
think martini
(25.11.08)
diş etlerine hiç dokunmadan antibiyotik tedavisi görmen lazım. mümkünse fırçalama.
0
trista
(25.11.08)
(12)

Zeitgeist

loststone
Zeitgeist The Movie ve Zeitgeist Addendum'u izlemeyen kaldı mı yaw?Kaldıysa onlara nasıl ulaştırılabilir bu film dersiniz?
Zeitgeist The Movie ve Zeitgeist Addendum'u izlemeyen kaldı mı yaw?

Kaldıysa onlara nasıl ulaştırılabilir bu film dersiniz?
0
loststone
(23.11.08)
ben sadece zeitgeist the movie'yi izledim ama digerinin de kapsamini ve boyutunu biliyorum , o sebeple en kisa zamanda izleyecegim zaten. benden baska da kimse cikmaz galiba? aslinda bu 2 filmin oldugu gibi, richard dawkins in the root of all evil inin de alt yazisi ciksa harika olur. hatta ben cevireyim bunu yahu... iyi fikir.
0
comptrol
(23.11.08)
ben izlemedim abi, dvd yap gonder adres de vereyim.
0
bryan fury
(23.11.08)
ben de izlemedim.. ismini cokca gordum ama nasip olmadi.
0
katafalk
(23.11.08)
bilmiyorum ama rapid felan mı olsa acep?
galiba bi ben kaldım.. biraz duydum biraz araştırdım güzel şeyler okudum lakin ne indirme ne izleme fırsatım oldu..
ayıp bana..

edit:
iyi ya türünün tek örneği değilmişim..
0
p shadow
(23.11.08)
Ben de izlemedim.
Genel olarak popüler olan hemen her şeye karşı bir savunma geliştiren biri olduğumdan (Ekşi Sözlük istisna olmuş.) izlemeyi pek düşünmüyorum. Havası geçerse belki izlerim.
0
nuage
(23.11.08)
ben de izlemedim. ne kadar yasarim?
0
terp
(23.11.08)
ben de izlemedim, hatta "o ne?!" bile diyebilirim:)
0
think martini
(23.11.08)
@loststone:
O gün laf lafı açtı, pek bir verimli olamadık galiba bu filmleri kitlelere ulaştırma önerileri üretmekte.
(Bu arada, ben Gökhan. Hani bizim Ersin'in evi falan.)

Resmi sitesinde (www.zeitgeistmovie.com) online izleme linki var ama yetmez.

Yine sitede yazan "PLEASE DOWNLOAD, BURN TO CD AND GIVE AWAY" çok güzel bir seçenek aslında. Bedava CD'yi kim almaz? Alanların da yarısı izlese, kârdır. Bunun dışında, o bahsettiğiniz site kurma işine girilebilir ve bu siteden filmler direk indirilebilir. Üzerinde "Zeitgeist & Zeitgeist Addendum'u hâlâ izlemediniz mi?" yazan ve mevzubahis sitenin adresinin de yer alacağı sticker'lar, flyer'lar basılabilir. Tabii bunların hepsinin birer maliyeti olacaktır. O da fikirlerin kör noktası.

Not: Bu filmleri indirmek ve dağıtmak tamamen ücretsiz ve yasal. Aklında soru işareti oluşanların dikkatine.
0
shangrilla
(23.11.08)
ben de izlemedim daha. gecen gun arkadas cok methetti, merak ettim ama indirmeyi unuttum okuldan. sinirli adsl evet :)
0
osuruklu
(23.11.08)
Zeitgeist The Movie'nin bir kısmına baktım, o kadar saçma ve sallamasyon geldi ki, zaman kaybı olacağından izlemedim, dar görüşlere masturbasyon çektirmekten başka bir haltı yok, abartılmasının nedenide malum.
zaman kaybı, izlemeyenler zarardan kar ediyor.
0
nema problema
(23.11.08)
@loststone, seni sözlükte de sevmezdim artık duyuruda da sevmiyorum:) büyüdüğümde görüşmek üzere. (gerçi senin gibi yorum yapan birinin beğendiği filmde tam aynı zihniyetin bağnazlığındandır, ama denemeye değer).
0
nema problema
(23.11.08)
bende hiç izlemedim valla yolla da izleyelim :)
0
sevii
(24.11.08)
(1)

tüketici hakları - ben bu aral ithalatı ne yapayım?

mortifera
aral ithalatın ditribütörlüğünü yaptığı bir oyunu aldım (warhammer online: age of reckoning)oyunun cd keyi hatalı çıktı. invalid cd key hatası verdi durdu.kaç gündür aral ithalatı arıyorum, ha bire geçiştiriyorlar. güya mail atıyorlar, birşeyler atıyorlar amerika'ya da, iplemediklerini anlıyorum. şi
aral ithalatın ditribütörlüğünü yaptığı bir oyunu aldım (warhammer online: age of reckoning)

oyunun cd keyi hatalı çıktı. invalid cd key hatası verdi durdu.

kaç gündür aral ithalatı arıyorum, ha bire geçiştiriyorlar. güya mail atıyorlar, birşeyler atıyorlar amerika'ya da, iplemediklerini anlıyorum. şimdi de sorumlu kimse telefonlarıma çıkmamaya başladı.

oyunu düzgünüyle değiştirmek istiyorum diyorum, ona da olur demiyorlar, dvd'de bir bozukluk olmadığı, kitapçıktaki kodda bozukluk olduğu için. 1 ay varmış ürünü koşulsuz şartsız değiştirmeye?!

ne yapayım ben bunlara şimdi?
0
mortifera
(20.11.08)
Tehdit mehdit etsen, "şimdi sizin bu yaptığınızı sikayetvar.com'a yazıyorum, bilmemne gazetesinde de hem tüketici köşesine yazıcam hem de tanıdığım gazeteciler aracılığıyla basında da bu şikayetimin yer almasını sağlayacağım" filan diye:) Hukuki bir çözüm olmadı ama anlicakları dil buymuş gibi geldi, sonuçta onlar da profesyonelce hareket etmemişler.
0
think martini
(20.11.08)
(10)

Karides

think martini
Bu mevsim bulunur mu? Bulunursa bunu balıkçılardan temin ederken ayıklatabilir miyim yoksa kimse bu işkenceyle uğraşmaz mı? Benim bildiğim karides haşlanıp öyle ayıklanır ama alıp da böyle uğraşmak gözümde büyüdü. Balıkçılar filan ayıklanmış olarak satar mı? Adamlara "parası neyse veririm" desem çok
Bu mevsim bulunur mu? Bulunursa bunu balıkçılardan temin ederken ayıklatabilir miyim yoksa kimse bu işkenceyle uğraşmaz mı? Benim bildiğim karides haşlanıp öyle ayıklanır ama alıp da böyle uğraşmak gözümde büyüdü. Balıkçılar filan ayıklanmış olarak satar mı? Adamlara "parası neyse veririm" desem çok mu görgüsüzlük olur:) Yoksa Superfresh'in dondurulmuş olanlarından almak zorunda kalıcam, tazesini yemekle bunu yemek arasında fark var mıdır sizce?
0
think martini
(20.11.08)
Kesinlikle dondurulmuş olanlarından alma mecbur kalmazsan. Tadları saman gibi oluyor. Bu mevsim bulabilirsin. Biraz pahallıdır ama olsun. İrilewrinden seç. Balıkçıya ayıkla dersen sadece sırtındaki bağırsağı çıkarıp alır onlar. Kabuklarını ayıklatma zaten paralanır yazık olur. Evde tereyağlı sarmısaklı tavada önünü arkasını kızart.Servis esnasında ya sen ayıkla ver ya da misafirin kendisi ayıklasın.
Şahsen ben direkt mideme gidecek şeyin başkasının mıncık mıncık ellemiş olmasını istemem.
Ha misafir sarmısak yemez dersen kızgın yağa atabilirsin. Bacakları bile çıtır kıvamda olur.
0
foreign
(20.11.08)
Taze karidesi nereden almak gerek?

Bu arada karides pisirmede yapilan en buyuk hatanin fazla pisirmek oldugunu soyluyor karides satanlar. Tavada yapiyorsan iki tarafi da pembe olur olmaz tavadan al.
0
wpi
(20.11.08)
@wpi; ben Beşiktaş'taki balıkçılardan almayı düşünüyorum. Orda bulurum heralde.
Bu arada tavsiyeler için de teşekkürler, yenilerini de beklerim:)
0
🌸think martini
(20.11.08)
karides her mevsim bulunur , belirli bir zamanı olmayan deniz canlısıdır. karides ayıklamak cok kolaydır . bir porsiyonu ayıklamak 10 dakkikanızı almaz . söyleki; kafasını tutugunuz anda zaten kopacak sadece sırttan kuyruga kadar olan kısmı elınızde kalacak hemen ardından ustunde bulunan kabukları cekerek cok rahat cıkarabılırsınız. en son olarak sırtında gorecegınız derısının ıcınde sıyah solucan gibi bagırsagını deriyi bıcakla uzunlamasını cok hafif keserek cıkarmalısınız.
ayrıyetten balıkcıya aldıgınız karidesi temizlemesi icin tekrar para vermenize gerek yok , ayıklasın .

dondurulmus olanla taze olanın arasında fark ,fiyat ve lezzettir. . balıkcılarda genellıkle karidesi temızleyıp buzluga atıyorlar ,en kotu onlardan almaya calısın daha hesaplı olur . superfresh cok pahalı.
0
dodocan
(20.11.08)
Karidesi olduğu gibi atın kaynar suya. 1 dakika olmadan alın. Bir yanda da ketçap + mayonez + biraz brendi veya viskiyi karıştırın. kokteyl sos yapın. yerken temizleyip kokteyl sosa banıp banıp yiyin mis gibi. Misafire servis kaygısı varsa bacaklarını ve başlarını koparıverin haşlandıktan sonra.
0
neronas
(20.11.08)
restoranda çalıştığım dönemde bir seferde 10 kilo karides ayıklamış biri olarak söyleyebilirim ki çiğden ayıklayın kabuklarını çıtır çıtır çıkarın,sırtındaki bağırsağı da ince bir bıçakla çıkarın güzelce yıkayın kaynayan suya atıp 1 dakika sonra çıkarın.Çıkardığınız karidesleri zeytinyağı limon tuzu iyice karıştırdığınız karışımda marine edin ya da çiğden yiyeceğim derseniz fesleğen sosuna bulayıp ızgara yapın ya da acı sosla tavada az bir çevirip güvece atın kaşarlayıp fırın yapın. üşenmayin 10 kilo diyorum:)
0
guiltyconsciencegrows
(20.11.08)
dondurulmuş almayın bence de. beşiktaştaki balıkçılarda kolayca bulabilirsiniz, ama temizlerler mi orasını bilemeyeceğim, ben hiç onlara temizletmedim. temizlemesi o kadar zor değil, kabukları çıkarmak zaten basit iş. sırtındaki çizgi şeklindeki bağirsak için de ben tırnağimi kullanıyorum, bıçakla uğraşmaktan daha kolay ve hızlı halloluyor. zamanla alışırsınız.

tereyağinda biraz pulbiber ile kavurabilirsiniz, o da leziz olur.
0
flyalone
(20.11.08)
Canı çekenler için; Beşiktaş'ta baktım, kilosu 10 ve 15 YTL olmak üzere iki farklı fiyata satılıyormuş. Belki en azından bağırsaklarını ayıklatabilirim:)
0
🌸think martini
(20.11.08)
En az dört dakika kaynayan su içinde bekletmek gerekiyor, bir dakika az gelir. Ayrıca suya bir miktar sirke ve doğranmış limonla az tuz da koyun, yabancı tariflerde bira ve bol miktarda tuz da yazıyor ama sevmedim ben. Avlanma sezonu açıldıktan sonra yani eylül ve sonrası diğer aylara oranla daha ucuz olur. yerinizde olsam ya karaköy'den ya da abartıp kumkapı balık halinden alırım, hem taze olur hem de ucuz kumkapıda. Bir de taze görünsün diye garip bir şeyle boyandığını söylemişti balıkçı, turuncusu gözünüze hoş görünmezse almayın ama bu da şans işi.
0
gulden kale
(20.11.08)
cüzi bir ücrete istenmeyen karideslerinizi ayıklarım. nedense çok sevdiğim bir iştir. :)
0
24th fret
(20.11.08)
(3)

abonelere sms atmak için???

cokpissuserim
bir adet web sitemiz var bu web sitemizin kullanıcılarına her gün sms göndermek istiyoruz diyelim.nasıl oluyor bu işler?gsm operatorlerinin direk olarak bu işler için bir olayı var mı? yoksa aracı şirketler falan mı hallediyor?bi deyiverin hele...
bir adet web sitemiz var bu web sitemizin kullanıcılarına her gün sms göndermek istiyoruz diyelim.

nasıl oluyor bu işler?
gsm operatorlerinin direk olarak bu işler için bir olayı var mı? yoksa aracı şirketler falan mı hallediyor?

bi deyiverin hele...
0
cokpissuserim
(20.11.08)
(git: 47358) bu sanırım

edit: yine beceremedm duyuruya bakınız vermeyi
0
bordeaux
(20.11.08)
Galiba aracı şirketler var. Hatta bu işlerle ilgilenen bir arkadaşım var, istersen email vereyim, görüş.
0
sui
(20.11.08)
Şimdi şöyle; eğer sizin elinizde gönderimi yapacağınız kişilere dair data varsa, doğrudan Turkcell'le görüşebilirsiniz, aracı bir şirkete ihtiyacınız olmaz. Turkcell'in web sayfasında "servisler" bölümünün altında "toplu SMS gönderimi" filan diye bir seçenek vardı, oradan da detaylı bilgi alabilirsiniz. Ancak elinizde herhangi bir data yoksa, o zaman aracı şirketler devreye girer. Bunların içinde iki şirket biliyorum. İsimlerini veriyim, biraz araştırın, ulaşmak isterseniz tel nol'larını da veririm.
Bunlardan biri "Pharos" www.pharos.com.tr, diğeri ise "evo". www.evostreet.com'muş web siteleri de. Biz Pharos'la daha önce çalıştık, memnunuz ancak evo ile hiç çalışmadık, bilginize...
0
think martini
(20.11.08)
(9)

Spor/ Yemek/ İçmek Ne Zaman?

think martini
Spordan önce mi yemek yemek lazım, spordan sonra mı? Akşam gidebiliyorum spora anca, onda da akşam yemeğini hangi araya sıkıştırıcağımı ve ne yiyeceğimi şaşırdım:( Bir de portakal suyu içme konusunda da aynı soruyu sormak istiyorum. Spora başlamadan önce enerji olsun diye mi içmek gerekir yoksa spor
Spordan önce mi yemek yemek lazım, spordan sonra mı? Akşam gidebiliyorum spora anca, onda da akşam yemeğini hangi araya sıkıştırıcağımı ve ne yiyeceğimi şaşırdım:(
Bir de portakal suyu içme konusunda da aynı soruyu sormak istiyorum. Spora başlamadan önce enerji olsun diye mi içmek gerekir yoksa spordan sonra mı içilir? Öncesi daha mantıklı geliyor ama bir de sizin fikrinizi alıyım dedim.
0
think martini
(19.11.08)
genelde metabolizmaya bağlı fakat spordan 1-2 saat önce karbonhidrat ağırlıklı yiyip spordan 1 saat sonra falanda protein ağırlıklı yemek en dogrusu olacaktır diye düşünüyorum. çünkü karbonhidrattır çabuk yakılır spor vesilesiyle çalışan ve yırtılan kasların içini doldurmak içinde yapı taşımız olan protein yemek fevkalade mantıklı geliyor.
0
onlygodjudgeme
(19.11.08)
spordan sonra yiyin her zaman.spora da çok aç karnına gitmeyin düşer bayılırsınız.ayarlayın işte :)
0
szqnn
(20.11.08)
bir animla cevap vereyim:

lisede hentbol takimindayiz. maci sabahin korune koymuslar, saha da karsida... kahvalti hak getire. yolda arkadasla kiymali borek aldik. maca iki saat vardi. macta bayagi bi goz goze gelip kusma hareketi yaptik sonra.

spordan iki/uc saat once hazmi kolay enerjisi bol (= makarna) gida alin... sonra da ne yerseniz yiyin.
0
no avalon
(20.11.08)
spora ve spor yapmandaki amaca gore degisir, ama en genel haliyle soylemek gerekirse spordan en az yarim saat once, hafif ve araliklarla ye, spordan sonra daha iyi yiyebilirsin.. portakal suyu da farketmez bana gore.
0
ermanen
(20.11.08)
öncelikle aç ya da tok karna spor yapmak tavsiye edilmez bu kişiyi tamamen negatif yönde etkileyen faktörlerin başında gelir. spordan ya da müsabakadan 2.5 ile 3.5 saat önce yemek yenmesi tavsiye edilmektedir. kişisel değişkenler ve spor branşına göre ufak farklılıklar olsa da bu genel itibariyla böyledir. yani yemeğinizi sindirmiş olarak spora başlamalısınız.
yapacağınız spora yönelik yemeğin içeriği değişebilir, bu ayrıntılı bir konudur çok fazla değinmiyorum. sadece glikojen depolarınızın doygunluğu açısından karbonhidrat içeren(makarna, haşlanmış patates, pirinç pilavı, vb.) besinlere ağırlık vermeniz performansınıza olumlu etki yapar onu söyleyeyim.

bunun dışında sporda sıvı alımı performansı çok kısa sürede pozitif ya da negatif yönde etkileyebildiği için önemli bir konudur. siz spor yapmıyorken bile gün içinde alacağınız sıvı miktarı sizin yapacağınız egzersize/spora etkide bulunacaktır. bunun yanı sıra antrenman yada egzersizinizden 1 saat önceye kadar içebildiğiniz kadar su tüketebilirsiniz. egzersiz sırasında da sizi rahatsız etmeyecek şekilde 15-20 dakika aralıklarla küçük bir pet şişenin yarısı ya da 1/3'i kadar su alabilirsiniz. eskilerde öğretildiği üzere müsabaka ya da spor sırasında su alınmaz zırvasının yanlışlığına burada değinmeden geçmeyeceğim. sakın sıvı almaktan çekinmeyin, aksini söyleyenleri de budaklı meşe odunuyla kovalayın efendim.
portakal suyu yazmışsınız öyleyse sıvının içeriğini es geçmeyeyim. öncelikle egzersiz öncesi ve sırasında gazlı içeceklerden uzak kalmayı tercih edin. bunun yanı sıra ayrıntı ama önemli bir konu (teknik detaya girmeden anlatmaya çalışacağım) eğer su harici sıvı almak istiyorsanız aldığınız sıvının şeker oranının çok fazla olmamasına dikkat edin. bu emilimde sorunlar yaratacağı gibi ihtiyacınız olan bileşenleri almanıza da çok yardımcı olmayacak belki de dehidrasyona sebep verebilecektir. siz en iyisimi suyu ya da ağır egzersiz yapıyorsanız piyasada güvenirliliği kanıtlanmış sporcu içeceklerini kullanın. konuya vakıfım diyorsanız kendi sporcu içeceğinizi de hazırlayabilirsiniz tabi..
0
o ben degilim
(20.11.08)
spordan sonra bildiğim kadarıyla mineral (ve belki vitamin) kaybı olurmuş.Portakal suyu onu gidermek için spordan biraz sonra içilebilir.
Önce hele bi duşunuzu alın tabi
0
natnan
(20.11.08)
spordan önce bir meyve artı meyve suyu ve su iyidir. enerji verir.

başka şeyler yerseniz rahatsız ediyor. (yapacağınız sporun zorluğuna göre bu değişir tabii) ağırlık yapıyor mideye, bir de gaz yapabiliyor. oysa meyvenin hazmı kolay ve ağırlık yapmıyor.
0
mea maxima culpa
(20.11.08)
Öncelikle verilen cevaplar için çok teşekkürler:) buradan şu sonuca vardım ki spordan birkaç saat önce karbonhidrat almak lazım, spordan sonra da belki salata ve ızagara et filan mı? Bir de şu soru takıldı aklıma; spordan önce karbonhidrat alıcaksam öğle yemeğinde almamak daha mantıklı değil mi? Yani spordan önce makarna yiyeceksem öğle öğününde salata filan yiyip günde iki defa karbonhidrat tüketmemiş olmak daha doğru galiba değil mi?
0
🌸think martini
(20.11.08)
portakal suyu fruktoz içerir. spor sonrası için yeterince yüksek bir glisemik indeksi yoktur. üzüm suyu tercih et.
fruktozun zararı yavaş kana karışmasına rağmen hala şeker olduğu için kas glikojenine çevrilemeyen kısmının sana yağ olarak dönmesi.
öğleden sonra kompleks karb ve protein açısından zengin bir öğün tüketirsen işten çıkmadan yiyeceğin bir avuç fındık senin için yeterli olacaktır. antreman sonrası da üzüm suyu ve bence aminoasit desteği alsan yarım saat sonra da yemeğini yesen süper olur.
0
arnold schwarzeneger
(20.11.08)
(4)

goethe institut kayıp kitap

imparatorolmayikolaymisandin
beyoğlu goethe'den aldığım 3 kitapı kaybettim bunu napabiliriz bana mail atmışlar kitapları getirin diye parasını versek olur mu var mı bilen eden ?
beyoğlu goethe'den aldığım 3 kitapı kaybettim bunu napabiliriz bana mail atmışlar kitapları getirin diye parasını versek olur mu var mı bilen eden ?
0
imparatorolmayikolaymisandin
(17.11.08)
genelde kütüphaneler, kaybedilen kitaplar için belli bir ücret talep ediyorlar, Goethe'de usul nedir bilmem ama canını alıcak halleri yok, kaybettiysen parasını ödetirler, pahalıya mal olur belki ama başka çözümü olucağını sanmam.
0
think martini
(17.11.08)
bunlar alman valla ne yapacaklari belli olmaz da üyelik yaparken bisey imzaliyorduk orada böyle böyle yapariz, kitabi gec getirdiginiz gün basina 10 lira filan tarzi bir seyler vardi sanki, tam olarak da bilemedim. ama cingar cikartirlar orasi kesin
0
zeykur valekov
(18.11.08)
eğer ileride almanya'ya gidecekseniz, büyük sorunlar yaşatabilir bu durum size.
0
sirrikadem2
(06.12.08)
cevap : 4 ay aylık gecikme olmasına rağmen özürdileyerek attığım mail e nazikce cevap verdiler. sadece kitapların yenisin alınmasını istediler.
0
🌸imparatorolmayikolaymisandin
(04.01.09)
(7)

Son Nesil Çaylakların Durumu

balikci filozof
Yaklaşık 1 sene önce alımı başlanan son çaylakların (9 ve 10. nesil) yazarlık durumu tahminen ne zaman belli olacaktır? Sorunun öncelikle ve kesinlikle ssg tarafından cevaplanması en büyük umuttur. Umut çaylağın tesellisi oldu bile. Sorunun muhattabı olarak kendini görerek cevap vereceklerin lafı do
Yaklaşık 1 sene önce alımı başlanan son çaylakların (9 ve 10. nesil) yazarlık durumu tahminen ne zaman belli olacaktır?

Sorunun öncelikle ve kesinlikle ssg tarafından cevaplanması en büyük umuttur. Umut çaylağın tesellisi oldu bile.

Sorunun muhattabı olarak kendini görerek cevap vereceklerin lafı dolandırmadan cevaplaması önemle rica olunur.

Sessizlik ise olabilecek en kötü cevap olacaktır.



Not: Kurallara uygun biçimde, yorumlanması bazen göreceli olan kurallara diyelim, 10 entryi 1 sene önce giren bir çaylağım.
0
balikci filozof
(17.11.08)
bir yıl önce alımına başlananlar yedinci ve sekizinci nesiller. daha onlar yeni bitti söylenenen göre. üstelik onay beklemeyen, yani 10 entry'i henüz girmeyen yedinci ve sekizinci nesil çaylaklar 10 entry'sini bugün tamamlarlarsa zart diye önünüze geçiyorlar. isterseniz entry'lerinizi bir yere yükleyip link verin bir de biz yeni yazar danışma gönüllüleri inceleyelim. belki bir arıza vardır, sona atılmıştır. ya da sıra gelmemiştir (muhtemelen sıra gelmemiştir). kırk bin tane çaylak onay bekliyor ve bunların neredeyse tamamı dokuzuncu ve onuncu nesil.
0
kibritsuyu
(17.11.08)
benim gördüğüm şu; yeni moderatörler de eklendikten sonra dokuzuncu nesil sayısında bir fırlama oldu. dokuzuncu nesil çaylaklar her an yazar olmayı bekleyebilirler yani. onuncu nesil içinse moderatörler bile umutlu değil.
0
rectoa
(17.11.08)
ssg'nin algoritmasından bir şey çaktım ki çaylak accountunuz ile login oldukça sıra yükseliyorsunuz yani çaylak olduktan sonra sözlüğü hiç iplemezseniz bekliyorsunuz da bekliyorsunuz login olup sözlük okuyun bence. (9. nesil için geçerli bu tabi)
0
yuto
(17.11.08)
Öncelikle verilen cevaplar için teşekküler.

1- 1 yıl önce 7 ve 8.nesillerin alımı başlamış olabilir, bilmiyorum. Ama aynı dönemde 9. nesil olarak bizlerden de alım başladı.

2- Entrylerimi inceleme önerisine teşekkürler. Ancak a) 10 entryden fazla yazıp uyarı ile entry sayımı 10'a indireli neredeyse 12 ay oldu. b) Entrylerimin hepsi bilgi içerikli ve kurallara uygun tanım ve bkz.ler içeriyor.

3- ssg'nin şu ünlü algoritmasını da açıkçası tavım. Efsane oldu. Eğer denildiği gibi sözlüğü ziyaret yukarı çıkmaksa, ki durumumu öğrenmek için değil tersine bilgi almak için hemen hergün sözlüğe girerim, yukarı çıkmış olmam gerekir. Hadi ben çıkamadım, benim eşim benden daha çok kullanır sözlüğü, onun yukarı çıkmış olması gerekiyor.

Ama eğer cidden ssg'nin algortimasında sözlüğe girmek çaylak incelemesinde yukarı çıkmaksa, bir zahmet bunu yazar olma şartı olarak ilan etsinler. Sözlük kullanmak yazar olma şartıdır diye. "Yazılan ile uygulananın farklı olması" zihniyetinin her yerde olduğunun bri göstergesi olur bu durum ancak. Yani polise kimlik sorma hakkınız vardır ama sorarsanız dayak yersiniz gibi.
Bu hali doğru ise bir oyun gibi geliyor bana.

ben hala son alımların ciddi bir yüze bulaştırma olduğunu düşünüyorum.

ama zamanını ayırıp cevap veren arkadaşlara cidden teşekkür ederim.
0
🌸balikci filozof
(17.11.08)
Aynı dertten(!) mustaribim. 9. nesil çaylak olmama rağmen hâlâ onay beklemekteyim. 1 sene oldu, ne gelen var ne giden. Dayanamıyorum, birşeyler silip birşeyler ekleyeceğim, belki bir kıpırdanma olur. Yerim ben böyle algoritmayı.

Bir de merak ettiğim başka bir husus; kontrol edilip de yazarlığa uygun bulunmayanların akıbeti ne oluyor? Tanım içermeyen dandik entry'leri mi siliniyor, okur hesapları mı uçuruluyor, yoksa hiçbirşey olmamış gibi kendi hallerine mi bırakılıyorlar yine? 1 seneden beri hakkımızda bir hüküm olmamasından, daha kontrol edilmediğimiz çıkarımını yapabilir miyiz ki?
0
shangrilla
(17.11.08)
@Shangrilla; geçen gün Yeni Yazar Danışma Bürosu'nda sorulmuştu galiba bu soru. Eğer entry'lerin okunmuş ve beğenilmişse yazarlığın onaylanıyor, birkaç tanesinde sorun varsa onları çöpünde görüyormuşsun ki editleyip formata uygun hale getirip tekrar sıraya girebil. Sözlük formatına aykırı olanlar ise doğrudan uçurulmana sebep oluyormuş. Yani henüz herhangi bir gelişme olmadığına göre bizlerin durumunda, bize daha sıra gelmedi diye düşünebiliriz sanırım.
0
think martini
(17.11.08)
valla çok ağladığımdan mıdır nedir gün itibari ile sözlük yazarı olmuş bir kişiyim.

Eleştirilerim bakidir.
0
🌸balikci filozof
(18.11.08)
(4)

Tavernacı Hayko

hlathguth
Çeşitli tavernalarda leziz parçalar söyleyen Hayko vardı, ne oldu bu adama? Soyadı nedir? "Hayko" diye arayınca müziğini pek beğenemediğim Hayko Cepkin çıktığı için buraya sorayım edim.
Çeşitli tavernalarda leziz parçalar söyleyen Hayko vardı, ne oldu bu adama? Soyadı nedir? "Hayko" diye arayınca müziğini pek beğenemediğim Hayko Cepkin çıktığı için buraya sorayım edim.
0
hlathguth
(16.11.08)
metalden jazza, oradan da tavernaya gecisin enteresan olmus, hlathguth'um :)
0
darth maul
(16.11.08)
@darth: Ahah, yok abi ben cazda kaldım. Taverna müziği sadece "meraksal" :)
0
🌸hlathguth
(16.11.08)
soyadı "Tataryan" mış. Gerçek adı da "Haykaram Tataryan" mış ama böyle aratırsan hiç birşey bulabiliceğini sanmıyorum. En son Zorba'da çıkıyordu ama şimdi ne yapıyor bilemiyorum. Oğlu daha çok ortalarda.
0
think martini
(16.11.08)
program çıkışı oglunu yakalayıp " hacı, baban nasıl hiç gözükmüyor ortalıkta" diye sorabiliriz ama riskleri var tabii.
0
patricia teyze
(16.11.08)
(5)

"kadın stajyer olmak"

oceano
hellolar olsun sözlük insanları!"kadın stajyer olmak" diye bir yazı kaleme almıştı bir kadın yazar. neslihan acu ya da balçiçek pamir'di pek hatırlamıyorum. ama medyatava'da yayınlandığını hatırlıyorum fakat aramama rağmen ne google'da ne medyatava'da bulabildim.çok okuyasım var be sözlük. bi el at
hellolar olsun sözlük insanları!

"kadın stajyer olmak" diye bir yazı kaleme almıştı bir kadın yazar. neslihan acu ya da balçiçek pamir'di pek hatırlamıyorum. ama medyatava'da yayınlandığını hatırlıyorum fakat aramama rağmen ne google'da ne medyatava'da bulabildim.

çok okuyasım var be sözlük. bi el at be. n'olur be..
0
oceano
(15.11.08)
yok bu değil maalesef :(
başlıkta direkt kadın stajyer olmak gibi bir şey vardı. ühühühü...
0
🌸oceano
(15.11.08)
valla arıyorum bir saattir ama yok hakikaten böyle bir yazı:( bu iki yazardan birine ait olduğuna emin misin?
0
think martini
(15.11.08)
yani öyle hatırlıyorum ama farklı biri de olabilir. bu iki isim kalmış aklımda sadece. ama başlık bu ya da buna çok yakın: "kadın stajyer olmak"
0
🌸oceano
(16.11.08)
www.medyatava.net şöyle bir şey var, Balçiçek Pamir ile yapılmış bir röportaj. Bi bunu bulabildim, pes ediyorum ama:)
0
think martini
(16.11.08)
buna da şükür :)
0
🌸oceano
(16.11.08)
(10)

ugg

bubamara
şu ugg denilen koyun derisi botlar türkiye'de homestore da satılıyomuş. fiyatı hakkında bilgisi olan var mı ? merak ettim de.
şu ugg denilen koyun derisi botlar türkiye'de homestore da satılıyomuş.
fiyatı hakkında bilgisi olan var mı ? merak ettim de.
0
bubamara
(15.11.08)
650 YTL ile 1000 YTL arası değişiyor diye biliyorum.
0
think martini
(15.11.08)
oh ne güzel. sekiz on tane almak lazım.
teşekkürler..
0
🌸bubamara
(15.11.08)
ne yapacaksınız 8-10 taneyi! ben 10 yıl önce rüyamda almıştım bir çift, hala bana mısın demedi*
0
44
(15.11.08)
bana da pek bi özellikli gelmediler. zaten bayan için. gitmez bana. :) meraktan sormuştum. sözlükte çok pahalı falan yazıyor da hakkında ondan şeettim.
0
🌸bubamara
(16.11.08)
soru bu değil ama bence çirkin ya onlar :D
0
sleep may be the enemy
(16.11.08)
ebay'den almak en mantıklısı.
onun dışında, neofly mağazalarında 450 ytl civarında satılıyor.
0
girl in a coma
(16.11.08)
homestore larda satılanlar çin malı mı? yoksa ben mi etiketinde yanlış okudum
0
winsome
(16.11.08)
çinden getirtebilme imkanım var gibi gibi. birebir kopyası, mantıklı değil zaten tomarla para vermeye. maksimum 50 lira bir şey tutar diye tahmin ediyorum.
0
radikalherif
(16.11.08)
dün deriden mağazalarında 595 ytl ye gördüm ben de. adam krizden dolayı fiyat kırdık fln diyodu bi de bayan bir müşteriye.
0
nerdeyim ben
(16.11.08)
su geçiriyormuş bunlar.
0
head
(16.11.08)
(11)

pink martini ve pink

forumtrak
aynı kişi midir?
aynı kişi midir?
0
forumtrak
(14.11.08)
hayır
0
kisisel bir ileti yaz
(14.11.08)
pink martini bir "kişi" değil, gruptur zaten.
0
think martini
(14.11.08)
@ think martini;

bir gruptur evet fakat, aynı zamanda sözlük yazarıdır. zannediyorum ki bu sebepten sordu. yoksa böyle birşey yapacağını zannetmiyorum.
0
kendinikertenkelebek
(14.11.08)
@kendinikertenkelebek; umarım dediğin gibidir, ben sazanlamış olmayı tercih ederim:)
0
think martini
(14.11.08)
pink de kişi değil, şarkı zaten
0
desdinova
(14.11.08)
hepsinden birkac tane var, o yuzden durum ve soru karmasik
0
ermanen
(14.11.08)
gelmeyin üstüme gari pink martini'nin grup olduğunu şimdi öğrendim tımam mı? limewire ve türevleri programlar pink martini yazması uzun(?) diye pink yazmışlar diye süpersonik bir mantık kurmuşum sadece :)
0
🌸forumtrak
(14.11.08)
pink martini latin, klasik, caz, lounge gibi müzik türlerinde eserler seslendiren amerikalı bir gruptur.
pink ise amerikalı bir pop rock şarkıcısıdır. asıl adı da alecia beth moore'dur.
0
jack of hearts
(14.11.08)
pink martini "donde estas yolanda" der, pink ne der bilmiyorum bile :)
0
tranko buskas
(14.11.08)
think martini sevilen bir eksi duyuru yazari ve caylaktir.
0
comptrol
(15.11.08)
pink pinktir, pink martini de alkollü pinktir.

evet bunu yaptım. :)
0
thefirstfbli
(15.11.08)
(4)

garanti bonus size de bedava dağıtıyor mu?

tranko buskas
az önce bir market alış-verişi yaptım efenim. ayıptır söylemesi abur cubur aldım. 15 küsur ytl tuttu. başka bir kart veriyorken fikrimi değiştirdim ve bonus'u uzattım. pos'a kartı sokan kasiyer bonus kullanmak ister misiniz diye sordu. ben de son sanal alışverişimde tamamını harcamamdan mütevellit b
az önce bir market alış-verişi yaptım efenim. ayıptır söylemesi abur cubur aldım. 15 küsur ytl tuttu. başka bir kart veriyorken fikrimi değiştirdim ve bonus'u uzattım. pos'a kartı sokan kasiyer bonus kullanmak ister misiniz diye sordu. ben de son sanal alışverişimde tamamını harcamamdan mütevellit bonusum olmadığını söyledim. kasiyer ise ısrarla bana 48 küsur ytl bonusum olduğunu söyledi. ben de pos ekranında doğru söylediğini görünce "iyi kullanalım bari, zaten önünde sonunda yine benden çıkacak o yanlışlık" dedim ve bonusla bedava alış-veriş yaptım. slipte ise hala 33 küsur ytl bonusum kaldığı yazılı.
tabii büyük bir şaşkınlıkla eve gelip de internetten bakacağım ana kadar bir sürü şey düşündüm.

-marketin pos'u bozulmuş olabilir (ki pos yazılımı yapan bir arkadaşıma sorup düşük bir olasılık olduğunu öğrendim)
-bana bir sebepten çekilişle vs. hediye bonus yüklemiş olabilirler
-biri kart numaramı çaldı ve sanaldan yüklü bir alış-veriş yaptı ki böyle bir bonus yüklendi...

eve gelip de internet şubesinde hiçbir değişiklik olmadığını ve sadece 2 ykr (evet 0,02 ytl) bonusum olduğunu görünce "dur bunu eşe dosta duyurayım da bedava alış veriş çılgınlığı başlasın dedim :))"

şimdi garanti kredi kartlarında (ya da eşdeğer birimin adı her ne ise orada) nöbetçi sıfatıyla çalışan pos'çu arkadaş burayı da takip ediyorsa durumdan vazife çıkarabilir, benim kimliğimi bile tespit etmiş olabilir hatta artık o beklediği terfiyi alıp müdür bile olabilir :)

ben biliyorum benden o parayı çıkarmaya çalışacaklar ama ben de "sonuna kadar çamur" felsefesiyle kaptırmamaya çalışıcam, slip elimde, internette kaydı da yok, açık provizyonda da yok. bedava yahu. siz de deneyin :)

şimdi bu "çok kısıtlı, dar alanda gerçekleşmiş" bir hata olabilir elbette ama ya değilse :) hele bir de orantıyla bonus veriyorsa yaşadınız. ben 2 kuruşa 48 yt aldım. sizi düşünemiyorum :)
0
tranko buskas
(14.11.08)
valla yeni bir kampanya vs diilse çok şanslısınız çünkü ben daha birkaç gün önce kendimce yüklü birkaç alışveriş yaptım ancak öyle abartı miktarda bonus filan kazanmadım :(
0
think martini
(14.11.08)
malum garanti pek bonus vermiyor, cimri biraz. gerçi bankaların hepsi cimrileşti ya neyse...
benim son 1 yılda biriktirdiğim bonus da buna yakın bir meblağdı. geçenlerde harcadım gitti, dediğim gibi hala da kazanılmış bonus gözükmemekte. muhtemelen tekrar bedava alış-veriş yapmak için aynı markete gideceğim :)
ama parayı markete yıkarlarsa (ki puanları üye işyerlerinden çıkarıyorlar) ödeme durumuna girerim herhalde. haram yemeye niyetim yok. aldıklarım da hep gıdaydı zaten :)
0
🌸tranko buskas
(14.11.08)
marketten çalınca haram bankadan çalınca sevap mı oluyor :d sonuçta bedava alışverişin parasını biri ödeyecek. (ben parayı markete de vermem o ayrı)
0
507
(15.11.08)
bankadan puan olarak alınca hediye oluyor (hayatta geri vermem) çünkü onlar benim sırtımdan dünya kadar para kazandılar zaten ama marketten alınca çalmak oluyor bence. ben 6 ayda bir e-ekstre'ye geçiş ve iptal işlemiyle bonustan zaten 5'er ytl alıyorum. bir kere daha alıcam, bankaya puan bırakmam ama marketin suçu yok, onlardan komisyon kesiyor bankalar zaten bir de puanı kesmesin...
0
🌸tranko buskas
(15.11.08)
(5)

Yine Kulturtv

think martini
15 Kasım'da yeni bir kampanyaları olacakmış. Önceki kampanyadan kitap alanlar teslimat vs sürecini nasıl değerlendiriyor? Kitaplar sorunsuz elinize ulaştı mı? Baskılarında vs. hata var mıydı? Bir de bu defa 100YTL üzerindeki alışverişlerde PTT Kargo'yu seçerseniz kargo ücreti bizden diyorlar. PTT Ka
15 Kasım'da yeni bir kampanyaları olacakmış. Önceki kampanyadan kitap alanlar teslimat vs sürecini nasıl değerlendiriyor? Kitaplar sorunsuz elinize ulaştı mı? Baskılarında vs. hata var mıydı? Bir de bu defa 100YTL üzerindeki alışverişlerde PTT Kargo'yu seçerseniz kargo ücreti bizden diyorlar. PTT Kargo'yu tercih etmemizin herhangi bir dezavantajı olur mu? UPS ya da Yurtiçi kargoya oranla teslimat daha geç olur filan gibi sorunlar yaşanır mı acaba? Bir de bu defa "kapıda ödeme" seçeneğinden bahsetmemişler, iptal mi ettiler acaba bu seçeneği, bilgisi olan var mı?
Not: Adamlarla görüştüm, bu kampanyada kapıda ödeme seçenekleri yokmuş. Bilginiz olsun istedim.
0
think martini
(13.11.08)
önceki kampanyada 180 liralik spariş vermiştim kapıda ödeme seçeneği ile. yaklaşık 2 hafta sonra bir mail attılar "kapıda ödeme seçeneği suistimal edildiği için kaldırıyoruz. normal ödemeye döndürülmeyen siparişleri iptal ediyoruz." şeklinde. ben de tabi bu kadar gayri ciddi bir firmaya güvenmeyerek siparişimi değiştirmedim. neticede iptal ettiler tamamen.
0
chavezding
(13.11.08)
ya herkes çok şikayet etti ama ben sipariş vermiştim 60 ytl'lik, on gün sonra aradım, dedim yedi gün içinde göndeririz dediniz diye güvenmiştim ama hala yola çıkmamış, benim de yurtdışına çıkmam gerek, iki gün içinde göndermeniz mümkün mü, yoksa mecburen iptal etmeliyim, onlar da ertesi gün gönderdiler valla. iki tane kitap eksikti, ama ben demiştim temin edemedikleriniz varsa kalsın diye, onların da parasını hemen hesabıma yatırdılar. kitaplar gayet düzgün geldi, içinden bir de defterimsi bişey çıktı, hani şu not almak için olanlardan adını hatırlayamadım. bence acemiliklerine geldi geçen kampanya, yoksa kötü niyetli olduklarını düşünmüyorum.
0
opucuk baligi
(13.11.08)
bundan önceki kampanyalarından 5 adet -6 da olabilir- yaklaşık 60 milyonluk alışveriş yaptım, gayet sorunsuz ve güzel bir şekilde ups ile göndermişlerdi. kredi kartıyla öde yapmış olup, kitapları 3 gün sonra elime almıştım. duyanlar şaşırıyor ama yapacak bir şey yok. bana 3 günde gönderdiler :)

2. emre kadar çok seviyorum bunları.
0
xellent
(13.11.08)
arkadaslar ben kredi karti kullanicisi degilim...sorum su :
100 YTL ve uzeri alisveriste halen kapida odeme mumkun mu ? eger kapida odeme mumkun degilse benim bu kampanyadan yararlanmam icin ne yapmam gerekir ?
(yaklasik 200 ytl`lik bir alisveris yapicam!!)
0
leonidas300
(14.11.08)
@leonidas300; artık kapıda ödeme kabul etmiyorlar. Sitelerine gir bak, hesaplarının olduğu bankalara havale yapabilirsin ya da PTT ile havale yapabilirsin.
0
🌸think martini
(14.11.08)
(6)

yahoo mail

dare
evet yahoo mail. birkaç saattir açılmıyor bende. sayfa hata veriyor. "...unavailable..." şeklinde. ben mi takozum, internet bağlantısı mı yoksa yoksa...? var mı başka açamayan acep? başka sayfalara erişmede herhangi bir sorun yok.
evet yahoo mail. birkaç saattir açılmıyor bende. sayfa hata veriyor. "...unavailable..." şeklinde. ben mi takozum, internet bağlantısı mı yoksa yoksa...? var mı başka açamayan acep? başka sayfalara erişmede herhangi bir sorun yok.
0
dare
(12.11.08)
ben de giremiyorum son birkaç saattir. Sorun siteden kaynaklanıyor heralde.
0
think martini
(12.11.08)
yok açılmıyor. mailimi kullanmam lazım fıtık oldum. yahoo yapmazdı böyle.
0
robin crusoe
(12.11.08)
@robin crusoe; ktunnel de mi fayda etmiyor?
0
p shadow
(13.11.08)
evet ktunnel ile açıldı. yalnız ne iş anlamadım. niye ktunnel ile giriyoruz?

dns yi değiştirdim artık giriyorum normal olarak.
0
robin crusoe
(13.11.08)
tr.mail.yahoo.com 'dan deneseniz?
0
metal revolution
(13.11.08)
"millet gizli işler çeviriyor bize söylemiyor" diye engellemiş olabilirler..
ya da çok şikayet maili gönderiyorda olabiliriz..
sırada hotmail var.. sabredin..
0
p shadow
(13.11.08)
(25)

dahi anlamındaki de'ler

tranko buskas
yıllardır türkçe konuşuyorum, hatta bu dilde yazıyorum -yanlış anlaşılmasın efenim anadilim olduğundan- şu dahi anlamındaki de bağlacının önceki sözcüğe bitişik yazılmasındaki mantığı anlayamıyorum.hayır nedir bu ısrar? neden? özellikle mi yapılıyor? daha çok yeni (yakın) nesillerde (nesil derken sö
yıllardır türkçe konuşuyorum, hatta bu dilde yazıyorum -yanlış anlaşılmasın efenim anadilim olduğundan- şu dahi anlamındaki de bağlacının önceki sözcüğe bitişik yazılmasındaki mantığı anlayamıyorum.
hayır nedir bu ısrar? neden? özellikle mi yapılıyor? daha çok yeni (yakın) nesillerde (nesil derken sözlüğü kastetmiyorum) gözlemliyorum ama yetişkin, olgun insanlarda da var.
bizim zamanımızda lisede türk dili ve edebiyatı dersi vardı, sanırım şimdi edebiyat ayrı, türk dili ayrı ya da herneyse aynı görevi gören bir ders var sonuçta. ortaokulda da dil bilgisi vardı türkçe dersi içinde.
o dil bilgisi dersinde de sözlükte bu kadar çok takılan "fiillerde çatı" (burda ettirgen ekolünü kastediyorum) kurallarının yanı sıra "de" bağlaçları da görülüyordu, öğretiliyordu ama nedense sözlükte de'lerin doğru kullanımına ayrılığına bu denli özen gösterilmiyor.
hani herkes taşın altına elini soksa, "biraz daha özen göstersek nasıl olur?" diye soracaktım ben.
0
tranko buskas
(12.11.08)
bu dahi anlamındaki -de yazılımına dikkat etmeyi takıntı olarak görenler var. hatta başlığı görünce, yine biri dikkat edenlere laf mı etti ki, diye düşündüm. ama anlam değişiyor kardeşim. "kardeşim de" ile "kardeşimde" arasında dağlar kadar fark var.

yeni nesil diyoruz, sms mantığı diyoruz, ama olmuyor.

elcevap: süper olur, dünya barışına yaklaşırız bence.
0
lovemyself
(12.11.08)
öss'ye odaklı eğitilen ve okuma alışkanlığı olmayan nesillerin çok da şaşırtıcı olmayan bir problemi bu. (sayın agamemnon, sizin durumunuzu ayrı tutuyorum tabii burada)
yani, bana da uyar :)
0
kobuzchu kiz
(12.11.08)
dahi anlamındaki de'ler, bağlaç anlamındaki ki'ler falan hep yanlış yazılıyor sözlükte zati. o benim de gözümü rahatsız ediyor ama sonuçta bu işin de bir temeli var. adam okulda öğrenmediyse bu saatten sonra öğretemeyiz. hadi bir kişiye öğrettik, binlerce kişi var daha.

el alışkanlığı olmuş artık.
0
rectoa
(12.11.08)
bence asıl öss'ye hazırlanan bir nesilin bilmesi şart olan bir kural bu. eşek gibi bilmeleri gerekiyor zira öss'de en az 3 soru çıkardı bu kuraldan. ha benim dediğim sınavların üzerinden yıllar geçti. şimdi bilemem sistemi. ama şu da var ki bu kuralı uymayanlara tekmeyle dalasın geliyor ve evet takıntı düzeyinde bu bende.
0
teritori
(12.11.08)
@agamemnon

şimdi benim yazdığım "n'olucak" biraz farklı bir konumda. o da şöyle. "ne olacak" ifadesinin konuşma dilindeki karşılığı. hatta biraz da karikatür yazımı diyebiliriz. (o da apostrofla ayrılması kısmı tabii, yoksa öyle apostrofla ayrılan sözcük de yok türkçe'de...)

ama temelde türkçe'nin tam da yazıldığı gibi konuşulan bir dil olmadığını (öyle ama %100 değil) gösteren işaretlerden biri.

türkçe'de bazı sözcükleri yazıldığı gibi okuyabilirsin, sorun olmaz ama kulağa hoş gelmez. o yüzden de okunuşu biraz farklılaşabilir. n'olucak da bunlardan biri. "yapmayacağız" demek yerine "yapmiycaz" demek gibi. yoksa tansu çiller ağzıyla türkçe konuşursun. "olacak mı? olucak mı? "olmayacak-olmiycak" yapabilecek miyiz? yapabilicek miyiz?" gibi. örnekler çoğaltılabilir. ha benim yaptığım n'olucak da doğru bir yazım kullanımı değil tabii ki ama ben biraz da karikatürsel olsun istedim :)
0
🌸tranko buskas
(12.11.08)
yazım yanlışları yapılmış metinleri hatta arkadaşlarımdan gelen mesajları okuyamıyorum, sanki karşımda koyun kesiyorlarmış gibi gözümü kaçırıyorum, bakamıyorum bile :)

okulda zorla okutulan birkaç kitap dışında kitap okumamış çocuklar tanıyorum.
insanlar dilbilgisi gibi sıkıcı şeyler üstüne düşünmek bile istemiyor, yazıveriyor öylesine, o insanlar zaten öylesine yaşıyor. el sürçmesi bir yana, yanlış yazdığını bile farketmeden sürekli yazım yanlışı yapanları ciddiye alamıyorum açıkçası. takıntıysa takıntı!

@agamemnon
n'olucak yanlış, n'olacak doğru.
0
zen spider
(12.11.08)
0
zen spider
(12.11.08)
"Her neyse" de ayrı yazılıyor mesela. Lisede dilbilgisi de görmüşsünüz halbuki. Sonra "burda" değil "burada" falan... Oluyor böyle hatalar, fazla takmamak lazım.
0
leylak sarabi
(12.11.08)
"dede de" de; de, ayri yazilmalidir.
0
ermanen
(12.11.08)
"dilbilgisi" de ayrı yazılıyor örneğin. "dil bilgisi" diye, siz de ukalalık yapmışsınız hesapta...
konuşma dilinde "burada" sözcüğünü "burda" diye telaffuz edersin de, dil bilgisi'ni dilbilgisi diye telaffuz edemezsin. o bariz yazım hatasıdır. bir diğeri ise konuşma dili rahatlığıdır. ha yanlıştır o ayrı.

ayrıca herneyse, herhangi bir, hiçbir şey, birkaç gibi sözcüklerin ayrı ya da bitişikliği türk dil kurumu'nun başına geçen yönetimlerin geldiği ideolojilerine göre dönem dönem değişmekte. bilmem 1980 bir şey hatırlatıyor mu, tevellüt yeterse tabii. takıldığın noktayı iyi seçmek lazım...
0
🌸tranko buskas
(12.11.08)
süpersin valla, bence DE biraz daha hassasiyet göstersek harika olur:)
0
think martini
(12.11.08)
bu kadar kolay bir kurala yaygın olarak uyulmamasının sebebinin altında şu vardır:

"dahi anlamındaki" ifadesi günümüz insanı için pek bir şey ifade etmiyor. (yanlışım varsa düzeltin lütfen)

çünkü biz günümüzde "dahi" kelimesini "bile" anlamında kullanıyoruz. ve "bile anlamına gelen de eki" kimseye hiç bir şey ifade etmiyor.

bu hatayı "dahi anlamındaki de" durumuna indirgeyenler durumu nasıl açıklıyor, merak ediyorum.

zira zaten bu kural ayrı yazılacak -de, -da eklerini belirlemeye yeterli bile değil ki...

bakınız dahi anlamındaki de ayrı yazılır başlığına pascha c zamanında ne yazmış:

-----------------------
aslında eksik bir önermedir. doğrusu "bulunma durumu belirtmeyen bütün de'ler ayrı yazılır" olmalıydı.
örneğin,
ortam güzel bir restoran:
+ eh geldik işte! sen ne yiyeceksin?
- ben sadece kola alayım.
+ ama nasıl olur? bu restorana gelinir de iskender yenmez mi?

bu diyalogda gördüğümüz gibi "gelinir de"deki de bağlacı dahi anlamına gelmemektedir. bambaşka bir anlamı vardır. demek ki doğru önerme yukarıda da belirttiğim gibi "bulunma durumu belirtmeyen bütün de'ler ayrı yazılır" olmalıydı. aslında bu eksik önermede türk eğitim sistemin kolaycı, ezberci tutumunu görebiliriz.
--------------------

durum bu iken hala "bile" anlamında kullandığımız "dahi" anlamındaki de ekinin ayrılması gerektiğini insanların kafasına kakarak yol katedebileceğimizi sanımıyorum. En basit örnek:

kurukafa da gelecekmiş.
kurukafa bile gelecekmiş.
kurukafa dahi gelecekmiş.

bu üç cümle kimse için aynı anlama gelmiyor, bu yüzden kimseye hiç bir şey ifade etmiyor. bu yüzden "dahi anlamındaki de ayrı yazılır" diye insanların etrafında zıplayan kişilerin ne demek istediklerini anlamlandıramıyorum. ve neden bahsettiklerini bildikleri konusunda şüphelerim var. dahi kelimesinin herkesin bildiği ama benim bilmediğim güncel bir anlamı var ise biri bana açıklayabilir mi?

Ben bu kuralı ilkokulda öğretmenimin söylediği bir yöntem ile öğrendim, insanlara öğretmek istiyorsanız bence kolay ve akılda kalıcı bir yöntemdir:

bir -de -da ekini cümleden çıkarttığımızda cümle gramer açısından hatalı bir cümle haline dönüşmüyorsa ( anlam bozulabilir sorun değil) bu ek ayrı yazılır. bakalım:

kurukafa da gelecekmiş.

eki atıyoruz:

kurukafa gelecekmiş.

iki cümle de anlamları farklı ancak gayet makul cümleler. bitişik bir örnek:

baba ben bu akşam kurukafa'larda kalacağım.

eki atıyoruz:

baba ben bu akşam kurukafa'lar kalacağım.

gördüğümüz gibi ikinci cümlede hatalı bri gramer sözkonusu. bu yüzden eki bitişik yazıyoruz. bunu bir kaç kere yazarken sorgulayan ve kendini düzelten/onaylayan kişi içsel olarak durumu anlaıyor ve daha fazla "dahi anlamındaki de imiş" yok şuymuş buymuş diye düşünmesine gerek kalmıyor. ben bu kurala istisna bir durum olabileceğini düşünüyorum ama aklıma gelmiyor, biliyorsanız söyleyin ama en azından insanları netrafında "dahi anlamındaki de ekini ayrı yazacağını öğrenemedin mi??" diye dolaşmayın, rica edeceğim.

edit: okuduğuma göre söylediğim yöntem her şeyi kapsamasına rağmen gerçek dahi/bile anlamındaki eklerde çuvallıyormuş. o durumlarda ekstra olarak "bile anlamındaki de ayrı yazılır" kuralı da eklenebilir. ama bu "dahi anlamındaki de" durumu, diğer durumlara göre çok nadir gerçekleştiğinden, ek bir bilgi olarak verilmesinde yarar var derim, nacizane.
0
kurukafa
(12.11.08)
nedense türk dil kurumu sizin ısrarla birbirinden ayırmaya çalıştığınız dahi anlamındaki de ile bile anlamındaki de’yi aynı kefeye koyuyor. ikisini de dahi sözcüğünün karşılığı olarak vermiş sözlüğünde. bunun için güncel türkçe sözlüğe “dahi” yazmak yeterli oluyor.

yani dahi anlamındaki de dediğimizde o bile anlamındaki de’yi de kapsıyor. kendimizi zorlamamıza veya durumu başka bir duruma indirgememize gerek kalmıyor böylece.

ayrıca söz konusu ifadenin yaygın kullanımının dahi anlamı olması da “bulundurma anlamında olmayan” demeyişimizin basit bir gerekçesi olabilir pekala. bunu anlamamız da zor olmasa gerek. türk dili uzmanlarına bile sorduğunuzda –ki bu durum için özel olarak sordum- ayrı yazılan de bağlacının “dahi anlamındaki de” olduğu yanıtını alırsınız.

yani kuralı adlandırmanın yanlış olduğu ve bundan dolayı bu kurala uyulmuyor olmasının gerçekçi olması kadar da ironik bir yaklaşım da “bulunma belirtmeyen butun de ler ayri yazilir” başlığı kadar paylaşılır ve taraf bulur. bakmayan için o başlıkta tek entry olduğu görülebilir ama tek başımıza dilin kurallarını ve hatta bunların adlandırılmalarını değiştirmeye çalışıyoruzdur; o zaman başarılar.
0
🌸tranko buskas
(12.11.08)
insanların "biraz daha özen" göstermesini istiyorsun, bunu da o insanların ne anlama geldiğini bilmediği bir kelime "anlamındaki" eki ayrı yazmalarını isteyerek sağlamaya çalışıyorsun. ben de sana başarılar dilerim.

dahi kelimesini herkes "bile" anlamında kullanıyor, ve "dahi anlamındaki de ayrı yazılır" diye çırpınan kişilerin yarısından fazlasının dahi kelimesinin bu kuralın ismi türetilirken bilinen anlamından haberdar olmadığından eminim.

özetle "dahi anlamındaki de ayrı yazılır" isimli kural, doğru anlaşılsa bile, zaten senin ve benim gibilerin rahatsız olduğu eklerin(de, da ekleri) yanlış bir şekilde bitişik veya ayrı yazılması durumunun yarısını dahi kapsayacak bir kural değil. insanlar bu eklerin yanlış yazıldığını gördükleri anda "dahi anlamındaki de ayrı yazılır!" diye milletin kafasına kakıyorlar ama oradaki ek dahi anlamına gelmiyor bile... herkes ezberden okuyor. ve ben "dahi" ve "bile" anlamını ayırmıyorum. sadece günümüzde "dahi" kelimesi artık sadece "bile" anlamında kullanılıyor. o kadar türk dili uzmanı tarafından, ve ilkokuldan beri sınıf geçmek için diğer derslerden ayrı olarak kesinlikle geçilmesi gereken türkçe/türk dili dersinde 11 sene boyunca "dahi anlamındaki de" diye anlatılan ve her kompozisyon sınavı ertesinde tekrar tekrar kafaya kakıla kakıla bu şekilde anlatılan bu basit kural anlaşılmıyorsa, muhtemelen senin gibi "oo kuralın ismini mi değiştiriceksin şimdi" diyenler yüzünden anlaşılmıyordur.

örnek:
"o filme seninlede gitmek istiyorum ama sinemaya giripte beğenmezsin diye korkuyorum."

gibi bir cümle yazan kişiye yaptığı hata olarak sadece "dahi anlamındaki de eklerini ayırmalısın" diyorsan, korkarım boşa kürek çekiyorsundur. zira bahsettiğin kural burada yapılan hatayı kapsamadığı gibi, kapsadığı yerdeki anlamı bile dahi kelimesinin genel olarak bilinen anlamı ile beraber düşünüldüğünde hiçbir şey ifade etmiyor.

o gösterilmesini istediğin "biraz daha özen" içinde kendi tarafında durumu daha anlaşılır kılmak gibi bir kaygın olmadığı sürece ben insanların bu "dahi anlamındaki de ekini ayrı yaz" korosunu acı bir sırıtma ile izlemeye devam edeceğim.

ışık ve sevgiyle
0
kurukafa
(13.11.08)
sen muhtemelen onbinlerce insandan oluşan ve saf olduklarına kendilerini inandırmaya çalıştığın bir insan güruhuna yüzünde acı bir gülümsemeyle bakıyor olarak kalacaksın.

çünkü durumu kendi bakış açınla açıklamaya çalıştığın sırada bile -belki de isteyerek- anlaşılmaz olmaya çabalamışsın sanki.

yazdıklarını tekrar tekrar okudum ama gerçekten de derli toplu bir şey anlamadım. sadece ısrarla bu kuralın adının "dahi anlamına gelen de olmaması" ve öyle adlandıran insanların da sadece kendi pencerelerinden bakan hatta at gözlüğü takmış insanlarmış gibi adlandırılabilecekleri gibi imalar sezinledim.

ısrarla da dahi sözcüğünün ya da bu anlamdaki de'lerin bile anlamına gelmesi de var.
ben de ilave edeyim zarf olarak kullanıldığında üstelik gibi, pekiştirme gibi anlamları da vardır de ekinin ama bunlar bile anlamına da gelen dahi sözcüğünün türev anlamları.

yani bizim o at gözlüğüyle baktığımız ve 80 sonrası eğitim anlayışıyla yorumladığımız 11 yıl boyunca başımıza kakılan, senin ille de kural ismi dediğin "anımsama" şekli çok da değişmiyor.

benim senin yazdığın iki mesajın arasında yazdığım ve açık-anlaşılır olduğunu düşündüğüm mesaj mı anlaşılmıyordu anlayamadım gerçekten de. orda referans da vermiştim üstelik. sadece kendi düşüncelerim de değil ki bunları salt hezeyan olarak değerlendirelim.
tdk dedim, filolog görüşü dedim, "pascha c" adlı arkadaşın görüşünün yalnızlığı ve hatta tikelliği dedim.

ben de aydınlık günler dilerim...
0
🌸tranko buskas
(13.11.08)
@galadnikov

oradaki eskimiş nerede yazıyor dikkatini çekerim. dahi'nin yanında yazıyor. de da anlamının karşılığının verildiği satırda değil. ilk anlamının de da olduğu ikinci anlamının bile olduğu yazılı orada.

eskimiş olan "dahi" kullanımı. anlamları değil. nasıl sadece bile anlamına geldiğini anlamak da oldukça güç!..

ben de referans alacağım dilcilere sorduğumu söylemeliyim :) necmiye alpay da elbette iyidir işinde eminim ondan da...

edit: sözlükleri doğru okumakta fayda var sanırım. eskimiş dediği anlamı değil, sözcüğün kendisi. kullanımı eskimiş ve şu anlamlara geliyor diyor. tdk gayet açık ve en sağlam referans.
0
🌸tranko buskas
(13.11.08)
tdk sözlüğünde de -de -da anlamlarının karşılıklarında eskimiş ibaresi yok dikkatini çekerim. dahi sözcüğünde var eskimiş ibaresi. hangisinin türk dili açısından daha geçerli bir referans olduğu konusunda tartışmaya ben de gerek duymuyorum.
ayrıca evet ben dahi geleceğim eski bir kullanım elbette. kimse de yeni oldğunu iddia edemez ancak kullanıl(a)mayan olduğunu da kimse iddia edemez. bazı anlar geliyor ben dahi sözcüğünü de kullanıyorum.
cümle içindeki anlamı bile ya da -de -da'nın tam karşılayamadığı durumlar oluyor zira...
0
🌸tranko buskas
(13.11.08)
şimdi ordaki tireler karıştırılmaması içindi (bir de ekinden ve bir de de bağlacından sonra yazdığımdan dolayı). yukarıda yazdıklarıma bakarsan karıştırılmayacak olan yerlerde kullanmadığımı görürsün.

gelelim necmiye alpay'ın verdiği örneklere. ben örnekleri çoğaltabilirim de az bile vermiş. o örneklerin hiçbirinde dahi anlamında kullanılmıyor. ama kurukafa'nın da ve sanırım sizin de takıldığınız nokta bu kuralı adlandırma kısmı oluyor.

de bağlacı ayrı bir sözcük olmasına rağmen ilk çıkış noktası o eskimiş ve zamanla başka anlamlar da kazanmış olan dahi sözcüğü olduğundan "dahi anlamındaki de" olarak isimlendiriliyor. neden bu noktaya bu kadar takılındı anlamak güç.

yoksa "hem... hem de...", "ne... ne de", sürerlilik, azımsama, tehdit etme, hayret-şaşırma, inanmama, artma-yükselme, tariz sanatı örneklemesi gibi anlamlara da gelebiliyor...
0
🌸tranko buskas
(13.11.08)
bu da ayrdıldığımız bir nokta işte. sözlükte de çok yaygın olmakla birlikte de'nin kendinden önce gelen sözcüğe bitişik yazımı kadar benim gözümü alan ve antipati uyandıran çok az nokta oluyor. tahayyül diyemeyip de taayyül diyeni hatta muğlak yerine muallak diyeni bile anlayabiliyorum ama çok temel bir dil bilgisi kuralını ezen geçen insanı anlamakta güçlük çekiyorum.
kendini ifadesi de, yazdıklarını savunması da o denli güçleşiyor çünkü. kalemi de o denli zayıf kalıyor işte. o yüzden de'yi bitişik yazan adamı benim gibi ayar veren bir adamdan daha saygın bulman onların yararına değil, zararına oluyor.
bir moderatör olarak işiniz madem sözlüğü çok daha güzel bir yer haline getirmek, keşke dil bilgisi kurallarına uyan insanların yazmasını sağlamak da bunun (ağırlıklı) bir parçası olsa.
kolay gelsin ayrıca.
0
🌸tranko buskas
(13.11.08)
kısa bir türkçe dersi; eğer bir kelime kullanıyorsanız ve sonunda -de varsa, şöyle yapın;

örnek kelimemiz; "benimde böyle bir şikayetim var" (yazımı yanlış mı hep birlikte bakalım)

"de" gençen yerdeki ekin dahi anlamına geldiğini şu şekilde kontrol edebiliriz, -de yerine "dahi" kullanarak; "benim dahi böyle bir şikayetim var" ( a aa kelime cuk oturdu ) o zaman bu "dahi" anlamına geliyor. yani ne yapmalıyız ayrı yazmalıyız.

kusursuzlaşan örnek; "benim de böyle bir şikayetim var."

konuya ek olarak,

(bkz: yalnisi yanlis yazmak)
(bkz: bağlaç olan ki ayrı yazılır)
0
kendinikertenkelebek
(13.11.08)
anlıyorum. zaten sözlüğün benim anlayamadığım uygulamaları da var (birçoğu da formatın birer parçası olan). neyse, gönüllü yapılan bir iş için zaman gerektirmekte. kolay gelsin tekrar.
0
🌸tranko buskas
(13.11.08)
galadnikov, söylemeye çalıştığım şeyi benden daha iyi ifade etmişsin, teşekkür ederim.

tranko buskas, sormuşsun ya en başta "nedir bu ısrar, neden, özellikle mi yapılıyor?" diye. çok basit bir argümanla çıkılmış karşına: çünkü "dahi anlamındaki de ayrı yazılır" şeklinde yapılan bir başa kakma, veya bir ezber veya başka bir şey, bu ekleri bitişik yazıp seni gıcık eden insanlar için HİÇBİR ŞEY ifade etmiyor. çünkü dahi kelimesinin bu "eskimiş" veya "eskimemiş" anlamını bilmiyorlar. bu yüzden de öğrenemiyorlar. bu kadar basit.

yine de hadi herkes dahi kelimesinin bu artık pek de kullanılmayan anlamını biliyor olsun, böyle aşmış insanlar düşün, bunu bile biliyorlar ama tek sorunları eklerle. sözkonusu kural doğru şekilde anlaşıldığında bile, bu eklerin yerine göre nasıl yazılacağı ile ilgili durumların kısıtlı bir bölümüne açıklama getirebiliyor. yani aslında insanların yanlış yere ayrı veya bitişik yazılmasından şikayetçi oldukları ek "dahi" anlamında olmuyor çoğu zaman, ancak bu eklerin ne zaman nasıl yazılacağını bilen kişilerin büyük bir bölümü bile böyle bir durumla karşılaştıklarında "dahi anlamındaki de ayrı yazılır" diye çıkışıyorlar, yanlış yere. oradaki anlamı "dahi" kelimesinin eskimiş anlamına bile karşılık gelmiyor yani, ama herkes kurulmuş saat gibi bu cümleyi tekrarlayıp duruyor!

sen bunu insanlara daha düzgün bir şekilde anlatmaya gönüllü değilsen, bu durumun düzelmesi isteğindeki samimiyetine şüpheyle bakarım, samimiysen de yaptığın şeye anlam veremem. bu ekleri ayırmayı bilmeden bir kelimenin bu kadar nadir kullanılan ve eski bir anlamını bilmelerini beklemeni de gerçekçi bulmam.

...derim ve çekilirim, sana kolay gelsin.
0
kurukafa
(13.11.08)
hala daha aynı şeyi konuşur olup kalmışız kurukafa.

galadnikov'la konuştuğumuz ve ona da ifade ettiğim şey -ki tdk güncel sözlüğünün de söylediği gibi- dahi sözcüğünün "dahi" şeklindeki kullanımının eskimiş olduğu idi. ama sen hala eskimiş anlamı deyip duruyorsun. dahi sözcüğünün "dahi" anlamına gelen eskiyen bir karşılığı yok. o "de" sözcüğü ve o da çok kullanılıyor. hatta yukarıda -eğer baktıysan- necmiye alpay'ın vermediği örneklerle de "de" sözcüğünün hangi anlamlara da hizmet ettiğini anlatmaya çalıştım. ve o anlamların hepsinden daha fazla ve hala en çok kullanılan anlamı da dahi anlamı. bu sayfada yazdıklarımızdaki de da'ları bile saysan en çok dahi anlamına geldiklerini görürsün. deneyebilirsin...
yani senin savunduğunun maalesef aksine çoğu zaman da dahi anlamında kullanılıyor. o eskimiş dediğin anlamda.
sanırım sırf bu yüzden de dahi anlamındaki de diye adlandırılması çok garip değil.
zaten bu sayfaya yazan 10 küsur kişi ile okuyan yüzlerce kişi bunu anlamakta zorluk çekmiyor emin ol.
bir kaç kişinin farklı adlandırması da onları müstesna yapmaktan öteye gitmez kanımca...
0
🌸tranko buskas
(13.11.08)
evet aynı şey devam ediyor çünkü aynı bir şey ifade etmeyen karşılığı veriyorsun. o yüzden şöyle bir yöntem düşündüm, tek bir soruya cevap istiyorum:

"o filme seninlede gitmek istiyorum ama sinemaya giripte beğenmezsin diye korkuyorum."

gibi bir cümle yazan kişiyi nasıl uyarırsın? ve bu ekleri nasıl yazacağını bilen insanların nasıl uyardığını/yardımcı olmayaçalıştığını gözlemliyorsun?

iki bölümlü tek soru, 100 puan. gidiş yolundan puan yok.
süre başladı. :)
0
kurukafa
(14.11.08)
ben sana gidiş yolundan da puan alabileceğin bir yol göstermişken senin elindekileri hunharca harcaman pek iyi olmamış. senin zararına... artık sana bir şey öğretebileceğimi hiç sanmıyorum.
ama senin cevabını tahmin edebiliyorum. "de gördüğüm her yere bile koyarım"... :)
sen devam et...
olmadı sayfadakileri tekrar oku. temcit pilavı gibi tekrar açıklamayacağım...
0
🌸tranko buskas
(14.11.08)
(1)

ıssız adam - çağan ırmak

angel13
film çok güzel... film hakkında bilgi edinmek için sitesine girebilirsiniz fakat filme çalınan şarkılar hakkında bilgi verilmeliydi bence. çok güzel şarkılar içeriyor fakat iki tanesini bulabildim diğerleri hakkında bilgisi olan varsa paylaşırsa çok sevinirim...michel fugain - une belle histoireayla
film çok güzel... film hakkında bilgi edinmek için sitesine girebilirsiniz fakat filme çalınan şarkılar hakkında bilgi verilmeliydi bence. çok güzel şarkılar içeriyor fakat iki tanesini bulabildim diğerleri hakkında bilgisi olan varsa paylaşırsa çok sevinirim...
michel fugain - une belle histoire
ayla dikmen - anlamazdın
0
angel13
(10.11.08)
filmi henuz izlemedim ama Semiramis Pekkan'ın "bana yalan söylediler" ve Nil Burak'ın "yalnızım ben" şarkılarının da olduğunu okumuştum.
0
think martini
(10.11.08)
(2)

ellerimin derisi dökülüyor?

tannhauser
haftasonu lavabodaki tıkanıklığı gidermek için verdiğim uğraşlar esnasında ellerim bol miktarda lavabo açıcı kimyasala maruz kaldı. işimi bitirdikten sonra bol suyun altına tuttum ama başka herhangi bir uygulama yapmadım. bugün itibariyle avuç içlerim ve parmak aralarımdan başlamak üzere döküntüler
haftasonu lavabodaki tıkanıklığı gidermek için verdiğim uğraşlar esnasında ellerim bol miktarda lavabo açıcı kimyasala maruz kaldı. işimi bitirdikten sonra bol suyun altına tuttum ama başka herhangi bir uygulama yapmadım. bugün itibariyle avuç içlerim ve parmak aralarımdan başlamak üzere döküntüler görüyorum. rahatsızlık vermiyor ama akşam salatada kendi derimi yemek istemem doğrusu (evet eldiven kullanacağım) bu yüzden bu işlemi hızlandıracak kremdir, pomattır ne olabilir?

(bkz: lavabo aç)
0
tannhauser
(10.11.08)
bol bol el kremi sür diyicem ama böyle durumlarda eller kendi kendilerini zamanla toparlıyorlar:) Neutrogena'nın el kremi iyidir mesela, aslında bu durumda sana çok yağlı (arko gibi) bir krem iyi gelebilir belki ama onu sürdükten sonra da ellerin yağlı oluyor, pek iş yapamıyorsun. en rahatı ellerine gece yatarken iyi bir el kremi sür ve eline kışlık eldivenlerini geçirip yat. Bir yerden sonra çok sıkılırsın belki ama birkaç saat dursa bile kardır.
0
think martini
(10.11.08)
vazelin öneririm. gül kokulu falanı değil. tüp içinde saf vazelin. yatarken sürün. çok iyi geliyor. çok da ucuz.

eczacı erotik anlamlar yükleyip "voheyy anal sekis mi yapacan la" bakışı atmıyor korkmayın.
0
kibritsuyu
(10.11.08)
(8)

Kıvırcık, Sert ve Elektriklenen

shangrilla
Tahmin edebileceğiniz gibi "saç"tan, daha doğrusu saçlarımdan bahsediyorum. Başlıktaki kelimelere haiz saçlara sahibim. Bir çok şampuan, saç kremi vs. denedim ama nihayetinde yine aynı yine aynı.Kuruduktan sonra elektriklenmeyen, yumuşak ama kabarmayacak kadar da sert ve bukleleri belirgin saçlar is
Tahmin edebileceğiniz gibi "saç"tan, daha doğrusu saçlarımdan bahsediyorum. Başlıktaki kelimelere haiz saçlara sahibim. Bir çok şampuan, saç kremi vs. denedim ama nihayetinde yine aynı yine aynı.

Kuruduktan sonra elektriklenmeyen, yumuşak ama kabarmayacak kadar da sert ve bukleleri belirgin saçlar istiyorum. Tiril tiril olsun saçlarım. Şampuan, saç kremi, bakım ürünü, vb. tavsiyelerinin yolları hasretle gözlenmektedir. Fikir vermesi açısından ufak da bir foto ekliyor ve şimdiden teşekkürler ediyorum.
0
shangrilla
(10.11.08)
ben gliss'in silk satin filan gibi bir saç kremini ve tigi'nin bed hair peppermint treatment saç maskesini kullanıyorum. çok memnunum. gliss süpermarketlerde bulunuyor. tigi için ise kuaföre gidebilirsiniz, ya da strawberrynet.com'dan sipariş verebilirsiniz...
0
kahvegibi
(10.11.08)
ben piyasaya çıktığından beri pantene'in "mükemmel bukleler" serisinin ürünlerini kullanıyorum. çok memnun kaldım. şampuanı, saç kremi, 7/24 bakım kremi var, hatta jölesi de vardı ama piyasadan kalkdı :( son dönemde şampuanı ikisi birarada yapınca şampuan olarak elidor'un "hareketli bukleler" şampuanını kullanmaya başladım o da iyi.

şu an saç şekillendirmek için l'oreal'in "curl power" isimli köpüğünü kullanıyorum.

bu ürünler kıvırcık-dalgalı saçlar içn yapıldığından elektriklenmeyi ortadan kaldırıyor. hatta saçı dalgalı olmayan arkadaşlarım bile benim evimde kaldıklarında şampuanı kullandıktan sonra ne güzel birşeymiş, saçımı çok iyi yaptı dediler.

banyodan sonra saçını kurutmadan 7/24 bakım kremini unutma, o çok iyi geliyor.
0
mea maxima culpa
(10.11.08)
@snowflake; frizz ease serisini nerede bulabiliriz? sen yazınca merak ettim şimdi.
0
think martini
(10.11.08)
herşeyi denedikten sonra bambaşka bir amaçla sadece sabun( zeytinyağlı) kullanıyorum ve artık biraz kabarsınlar bile istiyorum o denli etkili oldu ben de, hatta saclarım yaglandi ben de inanamiorum ama böyle
0
gdduman
(10.11.08)
toni & guy'ın ürünleri watsons da 3 al 2 öde. biraz pahalı ama ben beach curl spreyini pek beğeniyorum, ıslakken sık, öyle kuruyor bukle bukle kuzu kibin.
0
zkurmus
(10.11.08)
@zkurmus watsons neresi?

bahsettiğin ürünleri sen nereden alıyorsun?
0
mea maxima culpa
(10.11.08)
tşk. benim gezdiğim yerlerde yokmuş, o yüzden farketmemişim.

ordaki markalara da bakmak istiyorum.
0
mea maxima culpa
(11.11.08)
Saolun, var olun. İstanbul'a döndüğümde yardıracağımdır.
0
🌸shangrilla
(16.11.08)
(2)

"Mükemmel Bir Gün"de çalan bir şarkı

think martini
Bu filmde, kuru temizlemecide geçen sahnede iki kadın konuşurken fonda çalan parçayı merak ettim. Bir adam söylüyor ama sözlerini filan hiç sormayın, İtalyanca'ydı, bilmiyorum. Filmi izleyip bu şarkıyı bilen varsa yardımına muhtacım:)
Bu filmde, kuru temizlemecide geçen sahnede iki kadın konuşurken fonda çalan parçayı merak ettim. Bir adam söylüyor ama sözlerini filan hiç sormayın, İtalyanca'ydı, bilmiyorum. Filmi izleyip bu şarkıyı bilen varsa yardımına muhtacım:)
0
think martini
(09.11.08)
"un altro cielo" olabilir.
filmde yanilmiyorsam bir ermeni soyluyordu.

youtube ya da yasaktube'dan bu isimle arayip dinleyiniz bir.
0
la traviata
(09.11.08)
sanki bundan daha slow bi parcaydı ama belki de oradaki enstrumantal versıyonuydu ya da ben sarkıyı, filmin de etkisiyle daha da yavaslattım kafamda:)
0
🌸think martini
(09.11.08)
(6)

Beşiktaş pazarı hala var mı?

cha
efenim bir ara kaldırıldı falan deniodu. şimdi hala var mı? varsa hanki gün nerde falan?
efenim bir ara kaldırıldı falan deniodu. şimdi hala var mı? varsa hanki gün nerde falan?
0
cha
(03.11.08)
evet hala var. cumartesi gunleri nikah dairesinin karsısındaki üstü kapalı alanda. iki katlı oluyor artık. üst kay giyim vs alt kat gıda pazarı. eskisinden daha güzel oldu böyle.
0
bordeaux
(03.11.08)
teşekkürler. peki başka içinde giyim de barındıran pazar var mı? salı kadıköyde olurdu o kalktıydı. yine salı biyerde var diye duymuştum. pazar gezmeyi seven bir yakinim soruyor da nerde ne pazar var diye. ben de internette bilgi bulamadım.
0
🌸cha
(03.11.08)
cuma gunleri fındıkzade pazarı var. orası da güzel.
0
bordeaux
(03.11.08)
pazartesi bahçelievlerde vardı kalkmış olabilir, salı kadıköy ama kalkmış olabilir, çarşamba bostancı(yeri değişti sanırım), perşembe erenköy, cuma fındıkzade, üsküdar, kadıköyde aynı yerde ama daha küçük, cumartesi pendikte, beşiktaş ta var, bakırköyde var bakırköydeki daha büyük, pazar mecidiyeköy de var.

bu söylediklerim büyük pazarlardır, üç aydır pek çıkmıyorum pazarlara, yerleri değişmiş veya kalkmış olabilirler...
0
yazark
(04.11.08)
fatih çar$amba pazarı.
0
robinbook
(04.11.08)
salı günleri 4.Levent'te de pazar kuruluyordu eğer kaldırmadılarsa.
0
think martini
(04.11.08)
(13)

Nemlendirici Aranıyor

kahvegibi
Selamlar,cildime uygun nemlendiriciyi bir türlü bulamadım. kozmetikçilerdeki tipler de eczacı kalfaları da tatmin edemedi beni. çünkü genelde daha yüksek komisyon aldııkları ürünleri satmaya uğraşııyorlar...cildim karma denilen tipte. yani t bölgesi (alın burun çene) yağlı hatta hafif siyah noktalı,
Selamlar,

cildime uygun nemlendiriciyi bir türlü bulamadım. kozmetikçilerdeki tipler de eczacı kalfaları da tatmin edemedi beni. çünkü genelde daha yüksek komisyon aldııkları ürünleri satmaya uğraşııyorlar...

cildim karma denilen tipte. yani t bölgesi (alın burun çene) yağlı hatta hafif siyah noktalı, yanaklarım kuru. bunların arasında birşey bulmak istiyorum. her türlü tavsiyeye açığım.

teşekkürler
0
kahvegibi
(03.11.08)
her türlü tavsiyeyi yaparız da bütçe önemlidir.

:)) eczacı kalfalarını geç. kozmetikçilerde de sevil parfümeriye gidersen her markanın kendi uzmanı var, kendi ürünlerini satmak isterler. tekin acarda ise markanın çalışanları yok, sadece mağazanın elemanları var. orası daha iyi o açıdan.

önereceğim makyaj malzemesi de yapan markaların ürünlerini almaman. sadece cilt bakım ürünü yapan markalar daha ciddi yaklaşıyorlar işe. (örneğin la colline, la praire gibi)

hatta daha bir kalitelileri özel olarak güzellik ve esterik merkezlerinde satılıyor. ordaki estetisyenler tavsiye ediyor. ben böyle bir yerden amerikadan gelen bir markanın ürünlerini alıyorum.
0
mea maxima culpa
(03.11.08)
benim cildim de sizinkine benzer

ben babe aloe gel kullanıyorum
www.farmasaglik.net
aha şurada gorduğunuz reklam gibi olmasın ama. bir kere hem güneş sonrası için hem de genel nemlendirme için inanılmaz. çok az miktarlarda çok uzun süre gidebiliyor. asla yağlı bir his bırakmıyor. onun yanında temizleme vs gibi şeyler için de neutrogena şimdiye kadar en memnun kaldığım marka. alcohol-free toner la da mükemmel bir üçlü oluyor.
0
random blonde
(03.11.08)
nivea visage young serisinin control it nemlendiricisi baya iyi idi
0
sleep may be the enemy
(03.11.08)
shiseido - skincare serisi. pahalı ama yüzyıllarca gidiyor.
0
pyro clustic flow
(03.11.08)
aynı cilt yapısına sahibim, daha dün akşam diadermine'in bi nemlendiricisini aldım. su bazlı bir nemlendiriciymiş. bir kere kullandım bu sabah ilk izlenim güzel..
www.pinokozmetik.com
0
girl in a coma
(03.11.08)
aynı cildin extradan hassasına sahibim. Clinique - 2.nolu cilt tipi için olan seriyi kullanmaya başladım, memnunum. nemlendiricisi hafif ve güzel.
0
islakkedicorbasi
(03.11.08)
excipial hydro'yu denemenizi tavsiye ederim. kozmetik değil, medikal su bazlı bir nemlendirici bu. yüzünüz de dahil olmak üzere tüm vücudunuzda kullanabiliyorsunuz. eczanelerde 4-5 liraya filan satılıyor olması lazım.
0
kıpkızıl
(03.11.08)
pahalıca ama bence la roche posay'ın effeclair'i güzel, bi de dermalogica active moist. yurt dışından tanıdık varsa stila tinted illuminating moisturizer ın üstüne hiçbişi yok ama bu dünyada - gündüz için muhteşem.
0
zkurmus
(03.11.08)
ben de clinique 2 numaralı seriyi kullanıyorum, nemlendiricisi çok hafif.
@kıpkızıl;excipial hydro'yu cilt doktorları vucut için veriyorlar genelde, belki yüz için de kullanılır bilmiyorum ama kokusu fenadır:)
0
think martini
(03.11.08)
l'occitane, creme de miel. çok hafif tabaka yapmıyor ve doğal malzemeden üretiliyor.senelerce heves edip aldığım kremlerin hiçbirini bitiremedim, bozuldu attım. üç yıldır bunu kullanıyorum. neredeyse mükemmel.
0
synick
(03.11.08)
eğer yağlı bölümlerdeki parlamalara da engel olsun ama kuru yerleri de nemlendirsin diyosanız kesinlikle shiseido!

www.cosme-de.com linkinden satın aldım ben, türkiyeye ücretsiz gönderiyo hemi de.
0
charm
(03.11.08)
bir de ben bulaşayım hepten kafanız karışsın:)
la roche posay veya avene iyidir, kokusuz ve antiallaerjiktir. ne çok pahalı ne de çok ucuz segmenttedir. bunlardan bağımsız olarak, 50ml'lik bir nemlendirici kullanım sıklığına bağlı olarak 6 ile 1 yıl arası kullanılabilmektedir.
0
susannah
(04.11.08)
avène cleanence emulsion muhteşem bir nemlendirici. t bölgesini yağlandırmadığı gibi kuruyup irrite olmuş yanak ve burun kenarlarını da yatıştırıp nemlendiriyor.
0
sare
(22.11.08)
(4)

kolera günlerinde aşk'ta çalan bir şarkı soruyorum

goodbyecruelworld
filmin sonuna doğru teknedelerken çalan şarkı nedir bilen var mı?
filmin sonuna doğru teknedelerken çalan şarkı nedir bilen var mı?
0
goodbyecruelworld
(02.11.08)
www.imdb.com

sunlardan biri olsa gerek.
0
la traviata
(02.11.08)
@la traviata tesekkürler ama cok fazla sarki var filmi izleyen ve sarkiyi bilen birisi bana da söylerse gercekten cok mutlu olacagim yani
0
🌸goodbyecruelworld
(02.11.08)
shakira - hay amores olabilir mi?
0
quinza
(02.11.08)
quinza'nın cevabı doğrudur. Benden önce davranmışsın hain, filmi sana veren bendim halbuki:)
0
think martini
(02.11.08)
(20)

acı. kızarık göz. sakinleştirici.

darkprin
güzel bir ilişkiyi bombok ettim ve bitti her şey. şimdi çok kötüyüm. iş yerindeyim ve gerek oturduğum yerde, gerek wc de, gerek bilumum metrekarelerde ağlayıp duruyorum. suratım kıpkırmızı. üstelik acı çekiyorum. kalbim çok yanıyor. vicdanım da tabi.sakinleşmem lazım. ağlayıp durmamam lazım. şu ara
güzel bir ilişkiyi bombok ettim ve bitti her şey. şimdi çok kötüyüm. iş yerindeyim ve gerek oturduğum yerde, gerek wc de, gerek bilumum metrekarelerde ağlayıp duruyorum. suratım kıpkırmızı. üstelik acı çekiyorum. kalbim çok yanıyor. vicdanım da tabi.

sakinleşmem lazım. ağlayıp durmamam lazım. şu ara doktora filan gidemem. bana ağır olmayan rahatlıkla alabileceğim bir sakinleştirici lazım.

sakinleştirici+öneriler de lazım tabi.

off. ben bu adamı nasıl yapsam da geri döndürsem. bok ettim her şeyi. şu hale bak.
0
darkprin
(02.11.08)
geçmiş olsun. durumunuzu anlayabiliyoruz. hepimizin başına geliyor bu olaylar.

öncelikle sakinleşmeniz lazım. sakin kafa ile neler yapacağınızı düşünün. eğer erkek arkadaşınız sizi seviyorsa düzeltebilirsiniz bunu unutmayın. onunla samimi bir şekilde konuşursanız sizi dinleyeceğine eminim.

bu arada biraz sakinleşmek için arada mümkünse dışarı çıkın temiz hava alın, pencereyi açın içeri temiz hava girsin.

ben pek sevmem ama bazı bitki çayları iyi gelebilir sakinleşmek için.

ayrıca bence hemen makyaj yapın. yüzünüze biraz renk gelsin. toparlayın. tekrar ağlarsanız göz makyajı bozulabilir ama yüzünüzü toparlarsınız.

eve gittiğinizde güzel bir banyo yapın, kendinize bakın.

üzüntünüzü anlıyorum ama sakin bir şekilde düşünmeye çalışın. moral bozukluğu ve bir çeşit vicdan azabı ile kendinizi üzmekten başka birşey yapamazsınız. üzülmek ve suçlamak da kendimize yapabileceğimiz en kötü şey. hatanız varsa onu görmeye, anlamaya ve kabul etmeye çalışın. bunun için gerekiyorsa özür dileyin ve bir daha yapmayacağınızı söyleyin. dediğim gibi eğer sizi seviyorsa samimi konuşmanızdan sonra size bir şans daha verecektir.

ve eğer telafi edilmeyecek bir şeyse, sizin dinlemek istemiyorsa filan üzülmeyin, canı cehenneme. böyle insanlar için üzülmeye değmez.
0
mea maxima culpa
(02.11.08)
çok paniklemişsiniz birazcık sakinleşin eğer geri döndürmek istiyorsanız sürekli ağlayarak iyi bir plan yapamazsınız yapabileceğiniz şey sadece ağlayarak aramak karşısına cıkmak konuşmaya çalışmak falan olur ki aman aman sakın uzak durun o tarz eylemlerden. unutmayın herkesin başına gelebilir böyle şeler. çok çocukca gelebilir şu an size ama " bi daha yapmıcam" olayı gerçekten sizi seviyorsa işe yarayabilir ama bunu bile etraflıca düşünmeniz lazım,terkedilmenin etkisiyle vicdanınıza ve kendinize çok yüklenmeyin yazıktır, zaten ayrılmanın acısı var bi de suçluluk psikoljisi ile eziyet etmeyin kendinize.önce kendinizi toparlayın düzgün bir halde düşünmeye bir şeyler bulmaya çalışın bulamazsanız burdan yardım isteyin :). önce eve gidin güzeeeel bir duş alın sonra vurun kafayı yatın saatlerce uyuyun hafif bir müzik koyun arka fona hatta. uyanınca biraz daha sakinleşirsiniz belki.
0
sleep may be the enemy
(02.11.08)
benzer şeyler yaşamış biri olarak, 10 mglık laroxyl tavsiye ediyorum. azıcık uyku getiriyor ama tüm endişeyi ve o yoğun ağlama isteğini alıp götürüyor.

o günlerde insan sağlıklı ve sakin düşünemiyor ama üzerinden biraz zaman geçtikten sonra sonuç ne olursa olsun, hiç bir şeyin ve hiç kimsenin insanın kendisini bu kadar yıpratmasına değmeyeceğini anlıyorsun. tez zamanda geçer işallah...
0
kizillik
(02.11.08)
geçmiş olsun :( içinde bulunduğun ruh halini ve şu an hissettiklerini anlayabiliyorum, çok hafiftir ama bence Passiflora al. Bir kaşık pek tesir etmez ama birkaç kaşık alırsan belki biraz olsun sakinleşebilirsin. Uzun zamanlı bir çözüm değil tabii benim bu söylediğim, anı kurtarabilir sadece. Eve gidince de biraz bitki çayı ya da bir kaç kadeh bir şey içip vur kafayı yat derim ben. Düşündükçe kafayı yiyiceğini unutma, o yüzden çalışıyor olman aslında senin için bir avantaj. Sakin olmaya çalış, belki de gerçekten yolun sonuna gelmemişsinizdir, kendine ve ona biraz zaman ver.
0
think martini
(02.11.08)
sakinleştiri ilaçları şu an düşünme derim. onun yerine vitamin al, bol bol meyva ye, çünkü şu an yaşadığın stres yüzünden zaten büyük ihtimalle uykun altüst olmuştur ve metabolizmanın işleyişinin, düzenin bozulması psikolojini de daha beter yapar. sakinleşirici ilaçların çoğunun etkisi geçtikten sonra aynı duruma geleceksin ve hatta vücudun dışarıdan bir müdahale olduğunu farkedip uyum sağlamamak için daha da saçmalayabilir. alışkın değilsen ilaçlara ki hiç aklına gelmemesinden bunu anlıyorum zaten alma. güzel bir yemek ye, kendine iyi davran zaten ilaçlar da bu işe yarıyor. hem ilaç aldığını fln bileceksin bu seni daha melankolik bir hale de sokacaktır eminim.

işteyim demişsin bu halde işte olman zor tabii. hasta olduğunu söyleyip, rahatsızlandığını söyleyip bir süre işe gitme, izinlerini kullan eğer şansın varsa. şansın yoksa da işte de kendini kasma o kadar. herkes sevgilisinden ayrılabiliyor, kavga edebiliyor, gayet insan davranışları ve tecrübeleri bunlar. kimse sana deli bu ay yazık fln gözüyle bakmayacaktır. işten arkadaşların destek bile olabilir.

bu süreyi de kendine ayır ama yalnız kalma. arkadaşlarınla ol ama ilişkini konuşmayın kafa dağıtacak birşeyler yapın yeter. daha sonra sağlam kafa olduğunda olan biteni tane tane gözden geçir, objectif olarak bakmaları için en yakın arkadaşlarından çok fazla tanımadığın insanlara bile anlatıp fikir almayı deneyebilirsin.

bir hatayla bütün bir ilişkiyi mahvetmek de zordur. biraz durulsun ortalık. eğer suçun sende olduğunu düşünüyorsan arayıp kibarca özür dilersin ve neden hata yaptığını kendince açıklamaya çalışırsın. o da kendi savlarını söyler ve bir süre daha düşünürsünüz. iki tarafta kafasında günün sıcaklığını geçiştirdikten sonra eğer ortada sevgi aşk dostluk arkadaşlık da varsa anlaşarak konuşarak halledebilir sorunu. acele etme daha da beter olur, söylemek istemediklerini söylersin, duyarsın.

şimdi işten çıkmışsındır heralde. arka arkaya sabun filmler izle biraz, kitap oku, arkadaşlarını vs. davet et eve kahve içip eğlenceli bir film seyredin. ay nooldu diye soran olursa da sonra konuşuruz de geçiştir. hemen ne kendi ne de onun üstüne gitme.

ağlamak istiyorsan da ağla at içinden. ağlamak kötü birşey değildir. stres altındasın, bu stresin etkilerini ne kadar azaltabilirsen azaltmalısın. ağlaman sağlıklı bir bünyen olduğunun habercisidir. bilincin stresi boşaltmak için ağlamanı istiyor, biraz uy ona ve onun istediklerini yap.
0
random blonde
(02.11.08)
hepinize minnettarım.
çok güzel şeyler yazmışsınız.
dün de bir arkadaşımla buluştum hemen ve uzun uzun konuştuk. o da benle benzer bir durumda.

benim çıkmazlarım daha fazla ama. yaş farkı, evli olması vs vs vs. bunlar içimi yeterince acıtıyor zaten. evet dediğiniz gibi o hataları yapmaya beni iten şeyler vardı. yalnızdım, o her akşam karısının yanına giderken ben yalnızdım. ne kadar tapsa da sevse de sonuçta akşam o eve gidiyor işte.

onun da hataları var. bunu görmeye başladım. dünkü kadar kendimi suçlamıyorum.
bütün gece kabuslar gördüm. sabah kalktım ve aradım. sakin bir sesle onunla konuşmak istediğimi söyledim. ki ben telini açmasını bile beklemiyordum çünkü birbirimizin hayatından tamamen çıkmıştık ve gördüğün yerde beni tanıma diyordu dün. ne garip..
1 saat içinde gidicem konuşmaya. iki taraf da yanlışlarını hatalarını dökmeli diycem, yani böyle olmadı hadi kaçalım birbirimizden demekle olmaz ki..

hep benzer şeyler yaşıyoruz aslında değil mi? aldatma, evli biriyle beraber olma, söz verme, söz tutmama.
dün arkadaşım bir şey söyledi.ki çok güzeldi. "her şey çok basit aslında. sana aşıksa seni seviyorsa kalkıp sana gelir. her şey çok basit inan. ve bunun böyle olduğuna inanınca her şey çok kolaylaşıyor."

hep aynı şeyleri yaşıyoruz. sadece isimleri, konumları, görünüşleri değişiyor.

minnettarım hepinize.
0
🌸darkprin
(03.11.08)
arkadaşım, adam evliyse nasıl güzel bir ilişki olabilir ki?

bence hemen bırak onu. bir daha da arkana bakma.

zamanını harcama böyle birisi ile. sonra çok ama çok pişman olursun. ancak giden zaman ve gençliğin geri gelmez. :((

kendini bunları yaşamaya mı layık görüyorsun? senin de düzgün ve özgürce bir ilişki yaşamaya hakkın yok mu?
0
mea maxima culpa
(03.11.08)
terk edilen hakaret edilen ben oldum yine.
şimdiyse beni hayatından tamamen çıkaracakmış. yüzümü dahi görmek istemiyormuş ve en çok içimi acıtan da karısını -vurguluyorum- BENLE aldattığı için çok iğrençmiş. telafi edecekmiş bunu.
içim çok yanıyor. içim çok acıyor. tamam bir sürü haksızlıklar yaptım ama ben hep 2.kadındım. hep ödün verilen taraftım.
çok kötü hissediyorum. çok kötü. kalbim çok acıyor. bu acı geçer mi? ya da nasıl geçer? anılar beynimde dönüp duruyor. kendimi suçlayıp duruyorum.
bu acı nasıl geçecek?
0
🌸darkprin
(03.11.08)
evli bir adamın seni terketmesine üzülmeni anlamıyorum.

sevinmen lazım. hatalı bir ilişki içindeydim, bir şekilde kurtuldum şükür demen lazım.

bence adam bir başkasını bulmuştur. anladığım kadarıyla rahat bir insan.

lütfen biraz kendine gel. adam tabii ki sana hakaret eder. evli bir adamlar beraber olmayı kabul ediyorsun, ikinci kadın olmayı kabul ediyorsun. bu ilişkiyi daha da sürdürmek istiyorsun.

niye kendine böyle bir ilişki layık gördün??? dünya üzerinde milyonlarca evli olmayan, aklı başında düzgün insan var. bunlarla neden beraber olmak istemiyorsun.

karısını aldatan bir insan sana saygı mı duyacak. bunu bekleyemezsin.
0
mea maxima culpa
(03.11.08)
başkasını bulmak değil de sadece benim yaptığım hataları gördü. bir keresinde yakın bir akrabam "istediğinle birlikte olursun ne var ki. evli o!" dedi.
bu adam beni sevdi. sevdiğine inanıyorum ama mutluluk, coşku, keyif hayatında yeniden beliren bütün güzellikleri ona ben açmışım. yani sırtıma öyle bir yük bindirdi ki ezildim büzüldüm.
dün canımı çok acıttı. evet sayende anladım ki ben eve (karıma) çok iğrençlik yaptım. hem de seninle birlikte olarak yaptım. bunu düzelticem, dedi. çok canım yandı.
farkında diil miydi bunca zamandır yani. ben senleyken karımı aldatmış gibi hissetmiyordum. çünkü sevgiye ihtiyacım vardı ve sevgiyi sende bulmuştum ama sen bana bir sürü yalanlar söyledin söylediklerinin %99.5'i yalan dedi.
kendi açımdan içim çok rahat. şimdi yüzünü bile görmek istemiyorum. seni hayatımdan tamamen kazımalıyım. dedi. bana dair her şeyi yok ediyor hayatında. ben bunu hak edecek ne yaptım? allahaşkına ne yaptım?
her akşam eve koşmasına göz yumdum, bana 2 günlük tatili çok görürken karısını tatile götürmesine göz yumdum, bir türlü gerçekleşmeyen buluşmalarımıza ve öğle aralarına sıkışan buluşmalarımıza göz yumdum.

ben bunu hak edecek ne yaptım?
şimdiyse sanki herkes yalan söylüyormuş, herkesin ilgisi sevgisi sahteymiş gibi geliyor. sanki korkunç bir girdap dünya. ben o noktadayım işte. beni o noktaya getirdi.
0
🌸darkprin
(04.11.08)
@darkpin yazdıklarını okuyorum, ama pek birşey anlamıyorum. karman çorman yazmışsın.

bir kavram kargaşası içindesin. bence otur bir kafanı toparla. gerekirse psikoloğa git. bişiler yap yani.

ahlakçı birisi değilim, başkasını rahatsız etmedikçe herkes istediğini yapsın ama evli bir insanla olmaz. adam ikili bir hayat yaşıyor. bunlar sana söyledikleri, peki eşine ne söylüyor acaba?

bir de çok ciddi bir ilişkiniz yokmuş ki? adam her gün muntazam evine gidiyor, hafta sonu evine gidiyor, ailesi ile tatilini yapıyormuş. seninle de iki arada bir derede görüşüyormuş.

niye kendine böyle bir hayatı layık görüyorsun??? evli ve yalancı bir adamla birlikte çarpık bir ilişki içindeydim demiyorsun da ay benim ne hatam varmış, ben fedakarlık yaptım, niye ayrıldı filan diyorsun. hayretler içindeyim.

böyle bir hayata devam etmek mi istiyorsun? yarım yamalak ve yalan dolu.

o zaman tutmayalım...
0
mea maxima culpa
(04.11.08)
(öncelikle kusura bakmayın belki biraz ağır olacak ve hatta çok da haddim değil ama yine de yazayım dedim) sürekli ben katlandım ben ettim ben bekledim o geceleri karısına gitti demişsiniz ne bekliyordunuz böyle bir adamın kafasından "eveet bu çok çekti çok katlandı yav" diyip size hak vermesini mi? e açıkcası zaten asıl olması gerektiği yer karısının yanıydı adamın, ya da karısından ayrılıp sizin yanınızdı... ikinizi birden idare etti ve siz bilincinde olmanıza rağmen göz yumdunuz, şimdi de sizin canınızı yakmak için böyle cümleler kuruyor umarım farkındasınızdır. doğru düzgün olan bir adam böyle yanlış bir ilişkiden ayrıldıktan sonra bile karşısında bir şeyler paylaştığı birine böyle şeyler demez...kendisi sütten cıkmış ak kaşık olmayan bir insanın karşınızda oturup bunları rahatca söylemesi canınızı baya yakma isteğine dalalet bence işte alın size bu adamın bu ilişkinin yanlış olduğuna dair başka bir örnek. arkadaşınızın dediği de gayet her şeyi açıklıyor eğer sizi seviyorsa size gelirdi... açıkcası ne diyelim bence başından beri hataymış bu ilişki şimdi de yaşadınız gördünüz bence hariika bir şekilde yabaş yavaş geçmişe sünger çekin, bundan sonra da ilişkinizi özgürce yaşayabilceğiniz geceleri yanında uyuyabileceğiniz birilerini hayatınıza alma kararı alın.
0
sleep may be the enemy
(05.11.08)
bütün söylediklerinizde haklısınız. ben "normal" bir ilişki gibi görüp ona göre hatalarımı doğrularımı tartmaya çalışıyordum. bunu anladım.
ama ilişkinin her tarafı eğri. biz birbirimizi çok sevdik. ben en çok onun tarafından sevildim ve korundum şimdiye kadar. sevildim ama sevilmekle olmuyormuş sadece. ne kadar sevse de bırakıp bana gelemedi.
bizim gittikçe ciddileşen bi ilişkimiz vardı ve ciddileştikçe geçmişte yaşadığı deneyimleri "aman şunu yapma aman bunu yapma" diyerek bana yükledi. ezildim. yapmamı korktuğu şeylerin ve bana yüklediği misyonların altında ezildim. ama en çok da karısının ağırlığı altında ezildim. kaç kere söyledim o kadını hayatımda istemiyorum diye. ama noldu? her seferinde olduğu gibi hiç!
bir haftadır her gün konuşuyoruz hala. hala bana karşı suçlamaları devam ediyor. üstelik bununla da sınırlı kalmadı. hakaretlere varan sözler ve attığı iftira da cabası. yapmadığım bişeyi sırf kendi mantığı öyle olması gerektiğini söylediği için yapmışım gibi davranıyor.
kızgınlıktan sinirlenmekten ilişkinin yasını tutamadım daha. şuan yas tutacak halim de yok. her gün bağırış çağırış her gün öfke her gün hakaretler.
ben neyi isteyip neyi istemediğimi görmeye başladım artık. söylediği gibi belki de onun kadar seven ve koruyan birini bulamam kim bilir ama en azından sadece benim olan birini bulabilirim. sinemaya gidebileceğim, saat 6 dan sonra da görebileceğim, sadece bana bakan, benimle olan birini bulabilirim.
daha umutluyum. geçen haftaya göre çok daha fazla umutluyum. bu da hem sizlerin hem de bu bir haftadır yaşadıklarım sayesinde. bana çok şey gösterdiniz. kör olan gözlerimi açtınız, en umutsuz anımda aslında salt hatanın bende olmadığını gösterdiniz.
şuan ne kadar minnettarım anlatamam. eğer vaktinizi ayırıp bunları yazmasaydınız, ben hala onun peşinde sürünüyordum. hem de onca hakarete, onca iftiraya ve küfre rağmen.

@sleep may be the enemy: inan yazdıkların hiç ağır değil.aksine benim görmeye çalışıp da göremediğim her şeyi yazmışsın. hem de en güzel şekilde. benim canımı acıtmak istiyor evet. benim canımı -iftiralarla, suçlamalarla- acıtmaya çalışırken, "evet işte o sahtekar yalancı ve şeytan" diye düşünerek kendini de rahatlatmaya çalışıyor. çünkü benden vazgeçmesi için bunlara inanması lazım. benden vazgeçemediğini hala söylüyor. kaç sefer de vazgeçemedi zaten. bana ettiği tüm hakaretler, iftiralar, suçlamalar zaten kendini rahatlatmak için. eskiden olsa yalvar yakar çürütmeye çalışırdım iddiaları. ama artık yok. artık güçlüyüm ve o ne kadar iğrençleşiyorsa karşımda, ben de onun karşısında o kadar iğrençleşiyorum ve altta kalmıyorum.
yeter artık di mi?

mea maxima culpa, snowflake, sleep may be the enemy ve diğer yorum yazan arkadaşlar..
size olan minnettimi ve borçlu olduğum teşekkürü burya ne kadar yazsam da anlatamam.. insan başkalarına ahkam keserken kendine yardım edemiyormuş. ben bunu yaşadım kendimde. ama sayenizde güçlüyüm yeniden. sakinleştiriciye de ihtiyacım yok valla ;)
çok sağolun.....
0
🌸darkprin
(06.11.08)
@darkpin yazdıklarını okudum da görüyorum ki biraz kendine gelmişsin. inşallah yakın zamanda kendini toparlarsın.

kimsenin ilişkisi hakkında birşey söyleyip yorum yapmak haddimize değil, ancak bir taraf evliyse ve karşı tarafı resmen kullanıyorsa bu sağlıklı bir ilişki değil. kadınlar için bu ömür törpüsünden başka birşey değil. erkekler ne yazık ki kadınların bazı zayıflıklarından yararlanarak böyle bir ilişkiyi sürdürüyorlar. karılarını bırakmayı kesinlikle düşünmemelerine rağmen işte ben karımı sevmiyorum, ayrılcaz zaten diyorlar ama eşinden ayrılanların sayısı üçtür, beştir.

ben şu an seni yargılayıp kötülemiyorum. çünkü böyle bir ilişkinin içine girip kendini kaptırınca artık değer yargılarımız karışıyor, doğru ve yanlışı ayırd edemiyoruz. yaşarken göremiyoruz.

o yüzden sana o adamla konuşmayı bırak. bir kafanı dinle. kendine zaman tanı diyorum. zaten saçma bir ilişkiye kendini kaptırmışsın, şimdi de adam kendini ve dejenere yaşantısını haklı çıkartmak için üstüne geliyor ve sana kendini suçlu hissettirmeye çalışıyor. lütfen onu dinleme artık. dinledikçe batarsın.

hem onunla konuşmaya devam ederek ne elde edeceksin ki? koca bir hiç. kafanı karıştırıp sinirini bozmaktan başka bir şey geçmez eline. adam kendini belli etmiş. karısını bırakmayacak, şimdi de kendini haklı çıkartıp rahatlamak için abuk subuk konuşuyor seninle.

lütfen onunla konuşmayı bırak. zararın neresinden dönersen kardır.

ben evli birisi ile ilişki yaşamadım ama saçma şeyler yaptığım değersiz insanlara çok değer verdiğim oldu. ve yaşadıklarımdan biliyorum ki insan böyle saçma bir ilişkinin içinde olduğu zaman kendini kaptırıyor, ne yaptığının farkına varamıyor,değer yargıları karışıyor. ancak sonraları yahu ne yapmışım ben, nasıl kendimi böyle kaptırmışım. aptal da değilim, nasıl oldu diyor.

lütfen kendini de suçlama. kendini kaptırmışsın. adamın hastalıklı sevgisini gerçek sevgi sanmışsın. o kadar çok sevgiye ihtiyacımız var ki böyle sahtekarlara inanıyoruz.

ve lütfen herşeyin en güzelini hakettiğini bil. hiçbir zaman değersiz insanları hakettiğini düşünme. herşeyiyle sana denk, doğru dürüst bir insanı iste. etrafta milyonlarca insan varken böyle birisiyle neden beraber olmayasın.
0
mea maxima culpa
(06.11.08)
valla çok çok daha iyi durumda olmanıza çok sevindim. Adamın gerçek yüzünün farkına varmanız da çok güzel bundan sonra olması gereken bir tek şey var kazandıklarınızı,çıkardığınız dersleri yanınıza alın ve tamamen o adamı hayatınızdan silin ona ait şeyleri de ayrıca. ararsa açmayın cevap vermeyin görüşmeyin hatta en güzel tabirle "muhattap bile olmayın" yaptığı hataların ağırlığını güya sevdiğini iddaa ettiği kadına yıkmaya çalışan bi herifle daha ne kavganız olabilir ki? fakat dikkatli olun siz de demişsiniz benden vazgeçemez diye, korkum şudur ki siz ilişiğinizi kesince cıldırması daha çok arayıp sorması "aman da nerdesin neden cevaplamıyorsun" diye üstünüze düşmesi. bu vazgeçememe durumu başınıza ilerde dert açmadan böyle bir belayı tekrar başınıza sarmadan güzel ve özgür günlere yelken açın ve kendisini silin sonuçta sizin hayatınız ve ne güzeldir ki hatalar da sizin hatalarınız onun bu kısımlara karışmasına izin vermeyin. sizi kimsenin daha çok sevemeyecek olması fikrine gelince... güldürmesin yahu böyle bir şey kendi içinde çelişiyor, size iftira atarken küfrederken kavga cıkarıp saldırırken nerdeymiş o büyük sevgisi? ya da akşam karısının yanına gittiğinde o büyüüük sevgisi de yanında mıymış allah aşkına... kendisi sanırım hayatına heycanı katmış falan şimdi de sucu size yıkmaya kötü kadınmışsınız gibi görmeye göstermeye çalışıyor.Kadınların aşık olunca yaptıkları hatalar çok çeşitlidir elbet yani
mea maxima culpa ya sonuna kadar katılıyorum bu adamın hastalıklı sevgisi ya da karısı dışında güzel bir şeye sahip olup onu şekillendirme dürtüsünü gerçek sevgiyle karıştırmışsın bence.son olarak dediğim gibi benim önerim kendinize büyük bir iyilik yapmakla başlayın ve bu adamı hemen yok edin, bırakın sizin kötü olduğunuz fikrine kaptırmaya devam etsin küçük dünyasında ve hayatında inandığı şeyleriyle ve yerlerde sürünen değerleriyle ve hergün yalan söylediği zavallı karısıyla mutlu olsun... size bundan sonra bu adamın sahip olacağından çok daha güzel günler düşüyor emin olun... güzel ve özgür aşk(lar) dileğiyle kendinizi üzmeyin...
0
sleep may be the enemy
(06.11.08)
valla sayenizde çok çok iyiyim.
hani bir an gelir, ne konuda olursa olsun "eeeh" dersiniz ve o andan itibaren çabaladığınız önemsediğiniz her ne ise boşverirsiniz. gözünüzdeki değeri kaybediverir. bir eşikten atlarsınız sanki. hah işte ben henüz o eşikte değilim bunu anladım. yani "eeeh" deme noktasına gelmedim henüz.
ama şunu anladım ki artık daha az tahammüllüyüm. yani o bağırıyorsa ben daha çok bağırıyorum ve artık sinirden nerdeysekendimi kaybediyorum. susuyor, bekliyor. sonra arıyor iyi misin diye. bu da bir gelişme.
düşüncelerim değişmedi. sayenizde depresyondan kurtuldum. bunalımdan kurtuldum. bugün güleryüzlüysem, keyifliysem sizin sayenizde.
çok sağolun....
0
🌸darkprin
(11.11.08)
haklıymışsınız. her şey söylediğinizden eksik değilmiş hatta fazlaymış. ama hani o "eeeh" deme noktası var ya..
evet şimdi o noktadayım. çünkü yine hakaret etti 3 kere uyarmama rağmen ağır küfretti, ardından küfrünü haklı çıkarmaya çalıştı özür bile dilemedi.
sonra artık konuşacak hiçbir şeyimiz yok deyip beni suçladı yine.
yine yine ve yine..
ve ben en son o kadar çıldırmışım ki, siktir git! diye bağırıp telefonu kapatmışım. o kadar kendimde değildim ve o kadar bunalmışım.
kendime yeni bir yol çizmem lazım.
ilk olarak da kendime sevdiğim bir yemek ısmarladım. bugün gidip canım yeğenimi görücem ve ardından akşam yazdıklarınızı tek tek bir daha okuycam.
aslında her şey bu kadar basitmiş işte. yok evli ama beni seviyor, seviyor ama bırakamıyor filan gibi şeyler sadece işi karmaşıklaştıran şeylermiş..
0
🌸darkprin
(13.11.08)
lütfen bu adamlar görüşmeyi kesin artık. nasıl şirret ve terbiyesi olmayan birisiymiş ki hala arıyor, sizi küfür ettirecek kadar hala sinirlendirebiliyor.

lütfen biraz kafanızı dinleyin artık. onunla görüşeye devam ettikçe yine aynı şeylerin içinde debeleneceksiniz.

kendinize biraz zaman verin, yani o insan mükemmel ve normal birisi bile olsa arada insanın kendisine biraz zaman vermesi, kendisini dinlemesi gerekiyor. durun bir kendinizi dinleyin.

hayatta ne istiyorsunuz, ne yapabilirsiniz bir bakın.

değişik şeylerle ilgilenin. o adamla ilgili, onu hatırlatacak şeylerle uğraşmayın. hatta ufak bir tatile çıkın hafta sonu. şehir içinde veya şehir dışına. iyi geleceğine eminim.

daha fazla yazmıyorum. gerisi kendi bileceğiniz iş.
0
mea maxima culpa
(13.11.08)
o "eeeeh" noktasına gelmeyi neden bekliyorsunuz yahu o noktaya gelmek sizin çok daha yıprandığınızı gösterir ki beklemeyin eğer bi gün yine o noktada olmadığınızı düşünürseniz yani. artık bırakın o adamla görüşmeyi o hesap böyle konuşarak kapanmıyor demekki görmüş oldunuz. boşverin gitsin... lütfen.
0
sleep may be the enemy
(13.11.08)
şimdi her satırı tek tek okudum tekrar. ağlayarak kimi zaman, kimi zaman fonda "siktir git. sahhhhtekar! yalancıııı!" sözleriyle.
yine aynı terane. biz hala kopamadık. bu güçsüzlüğümden mi, çok mu seviyorum, yoksa bağımlılık mı bilemiyorum.
üstelik bu sefer birini eve aldığımı filan iddia ediyor. oysaki telefon kayıtlarını filan alsak kanıtlıycam.
ama ne şerefsizliğim, ne kaltaklığım, ne iğrençliğim kaldı.

ben bilmiyorum bu halden, bu ilişkiden, bu adamdan kurtulabilir miyim..
artık zaten ona inancım yok ama kendime de inancım yok. bi yandan özlüyorum bir yandan kızıyorum bi yandan söyledikleri ve iftiralarını sindiremiyorum, bir yandan da eziliyorum. her lafına hala susup hala "ben bir şey yapmadım. kanıtlayabilirim" diye iddia ettiğim için.
param olsa psikoloğa gidicem. gücüm cesaretim güvenim olsa karşısına çıkıcam. yok.. hiçbiri yok.
10 gün sonra ufak bi yurtdışı seyahatim var. o güne kadar daha iyi olmam kafamı toplamam lazım.

ama benim kendime artık hiç inancım yok.
0
🌸darkprin
(06.02.09)
(12)

eski sevgili suali - gerçekten ne kadar orjinal bir mevzu!!! -

kafamdaki tilkiler
Şimdi bu sualim "gönül mevzusu" kadar basit bir konu gibi gelecek ama aslında pek öyle değil. Ekşi duyuruya girip başka rumuz aldıracak kadar hayatımı etkilemekte.Bundan 1.5 sene kadar evvel 3+ sene beraber olduğum kız arkdaşımdan sadece kendi hatalarım nedeniyle (epey büyük hatalar) bir daha bir ar
Şimdi bu sualim "gönül mevzusu" kadar basit bir konu gibi gelecek ama aslında pek öyle değil. Ekşi duyuruya girip başka rumuz aldıracak kadar hayatımı etkilemekte.

Bundan 1.5 sene kadar evvel 3+ sene beraber olduğum kız arkdaşımdan sadece kendi hatalarım nedeniyle (epey büyük hatalar) bir daha bir araya gelemeyecek şekilde ayrıldık. O kendi hayatına devam etti, 1 seneye de yakın ne görüşüyoruz ne konuşuyoruz.

Arada kendi hatalarımı anladım, çok pişman oldum. Ama dönüşü yoktu (bundan eminim) Bitti gitti yani.

Zaten zor bir sene geçiriyor olmamın etkisiyle -afedersiniz- kafayı hafiften de çizdim. Ana mevzu bu olsa da, yanına eklenenler sağolsun, 6 ay boyunca (epey)ağır ilaç ve psikiyatr tedavisi gördüm. Sonrasında psikiyatrı ve ilaçları yavaş yavaş kendi isteğimle bıraktım, ki zaten büyük bir faydası olduğunu sanmıyorum.
Unuturum, unuturum diye bekledim. Olmadı. Kendimi artık eskisi kadar fazla öldüresiye suçlamasam da, yine bir köşede hep kaldı. (Eşek kadar da adamım, öyle 17-18 yaşında da değilim, kendime bile garip geliyor.)

Gün içinde eskisi kadar çok düşünmüyorum. Her saniye aklımda değil. Günlük hayatıma devam edebiliyorum, lakin neredeyse her gece hala rüyamda görüyorum;

Normal ve ufak bir sorunmuş gibi gelebilir de, sabah kalktığımda hakikaten şaftımı kaydırıyor bu benim. Zaten rüyalardan fazlasıyla etkilenen bir tipim, rüya ile gerçeği birbirinden ayırt edemediğiniz o 3-5 dakika bazen günümün yarısını yiyebiliyor.

Yeni bir ilişkiye başlayamıyorum. Bu şekilde zaten başlanmaz.
Arkadaşlarıma anlatamıyorum. Çünkü -afedersiniz- kafalarını aylar boyunca fazlasıyla siktim. Bana bu konu hakkında bir şey sorduklarında "oooo, bitti gitti yahu..." tarzında cevap veriyorum genelde, iyiyim diyorum.

Psikolog veya psikiyatr ile artık işim olmaz. Bunlar biraz seçenek dışı. Ama yani, artık en azından, her gece rüyamda görmek istemiyorum. Bilinçaltımdan çekip çıkarmak, olmamış gibi devam etmek, silip atmak istiyorum. (ve bunu da ilaç kullanmadan yapmak istiyorum)

1 seneyi geçti hala hala hala aklımda. beraber olmayacağımıza da eminim bir daha, öyle bir umudum da yok. kafayı yiyeceğim. her gece her gece rüyada...

var mıdır bir yolu? neredeyse her şeye açığım? normalde zırvalık olarak göreceğim şeyler bile mantıklı gelecek şu an yani.

(daha 1 saat önce uyandım ve yine rüyamdaydı, buna istinaden gaza gelip soruyu yazabildim)
0
kafamdaki tilkiler
(29.10.08)
bi geyik vardır ya, birini unutmak için birlikte olduğunuz sürenin yarısı kadar zaman geçmesi gerekir diye. çok da geyik diyl aslında.
hem sayılı gün çabuk geçer :)

bence insanlardan size "e bi daha deneyin?" gibi bir tavsiye gelmesini beklemeyin. yani eğer bilinç dışı olsa da böyle bir düşünceniz varsa, ki olabilir, doğaldır, ama ne yazık ki sağlıklı olmaz. denenmişi denemek pek bi işe yaramıyor ne de olsa.

üstelik diğer taraftan yaşadığınız gayet normal bir süreç. 1 sene çok da uzun bi süre sayılmaz yaşadığınız ilişkinin uzunluğu ve yoğunluğu söz konusu olduğunda. ancak saplantı haline gelmememesi için kendinizi şartlamanız gerek. bittiğine inandırmanız, başkalarıyla birlikte olabileceğinize inandırmanız, dünyada gerçekten size uygun ve aynı ya da daha güzel bir ilişki kıvamını yakalayabileceğiniz başkaları olabileceği fikrini kabul etmeniz. boktan bi durum evet. minimum hasarla nasıl atlatabilirim sorusunun cevabı ise aslında sadece sizde. zihni meşgul etmek ise tabi ki en iyi şey. üstelik zırva da diil. bakınız: (bkz: amigdala/@insensitive) beyninizi biraz oyuna getirin kısaca :)
0
insensitive
(29.10.08)
çözüm bizde değil sende. ne desek boş. ya yeni kız, ya da yoğunlaşabileceğin bir hobi bul. kelebek etkisi, itörnıl sanşayn of dı sıpotles maynd izle iyice moralin bozulsun.
0
cha
(29.10.08)
belki de sadece bir takıntı olmuştur artık kendisi senin için. zira aşk, sevgi, tutku gibi duyguların bu kadar uzun ve bu kadar yoğun yaşanacağına inanmıyorum.

ben olsam, sorunun üzerine giderdim. kendisi ile konuşma, görüşme şansın varsa konuş, görüş derim hatta. yeniden bir ilişkiye başlayın demiyorum, zaten bence de olmaz. ama en azından ara sıra vakit geçirince, takıntı yapmaya değmeyecek biri olduğunu anlayabilirsin.

geçmiş zaman oldu, bi keresinde ayrıldığım sevgilim ile bir kaç kez görüşmüştüm de ayrıldıktan sonra. hala seviyordum ve fakat en son gördüğümde artık sevmediğime karar vermiştim mesela. böyle bir aydınlanma anı yaşarsın belki de, kimbilir?
0
mavikedi
(29.10.08)
bu rüya mevzu çok kötü. insan feci etkisinde kalıyor.

psikoloğa gitmem artık, arkadaşlara da anlatamam, sevgili de hikaye oldu diyorsunuz ve pek seçenek kalmıyor.

o zaman öncelikle bir hobi bulacaksınız. misal resim dersi, misal dans dersi bunlar güzel şeyler. evden çıkmanızı sağlar.

bir de puzzle öneriyorum. 1000lik, 1500lük bir puzzle alın. feci şekilde beyni boşaltıyor, insan dünyayı unutuyor yaparken.

benzer şeyler bulabilirsiniz.

veya haftanın uygun bir günü çocuk esirgeme kurumuna gidin, ordaki yavrulara yardım edin. biraz çıkın bu çemberin içinden.
0
mea maxima culpa
(29.10.08)
neyle geçer bilmem de 1000lik puzzle ile geçeceğini sanmam pek.
0
mortifera
(29.10.08)
bir erkek olduğunuzu varsayarak yazıyorum,

madem aradan 1,5 sene geçmesine rağmen unutamadınız, madem yaptığınız hataların farkına vardınız eski sevgilinizi bundan haberdar edin derim. yalnız telafi etmek gibi bir niyetiniz varsa arayın tabi ki. sadece konuşup, kendinizi rahatlatacak ve belki aynı hataları yapmaya devam edecekseniz bu işleri daha da berbat eder. ilk önce iyi niyetle kabul edilecek olan görüşme teklifiniz, aynı sorunlar devam edecek olursa mutlaka laf sokmalara karşılıklı birbirini yıpratmaya dönüşecektir.

tabi burada kızın bu 1,5 sene içersinde neler yaşadığı, hayatına birinin girip girmediği de çok önemli. eğer böyle bir durum yoksa, ne olursa olsun mutlaka görüşme teklifinizi kabul edecektir. başka hiç bir sebebi olmasa bile meraktan kabul eder insan. ve bir erkeğin hatasını anlayıp telafi etmeye çalışması bir kadın için her zaman önemli bir referanstır. o zamanlarda yaşadığınız kötü durumları anlatırsınız, üzgün olduğunuzu söylersiniz ve bundan sonrasında çaba harcayacağınıza ikna edersiniz. denenmişi denemek evet akıl karı bir iş değil genelde ama istisnai durumlar her zaman vardır. denemeye değer bence...

diyelim ki, tekrar yapamayacağınıza karar verdiniz sonuçta. konuştuğunuz için rahatlayacak, en azından ileride hala yapabileceğiniz bir şeyler varken yapmadığınız için pişman olmayacaksınız.

son olarak "hayır benim niyetim kesinlikle tekrar denemek, telafi etmek değil" diyorsanız, bol bol film izlemenizi ve kitap okumanızı öneririm. dizi de olur. maksat gerçek hayattan soyutlanmaksa ard arda izlenen filmler diziler bunda gayet başarılı olmanızı sağlıyorlar.

geçmiş olsun ve kolay gelsin.
0
kizillik
(29.10.08)
Hipnoz ile unutulur mu ki? Tam bilgim yok bu konuda ama bilinçatlından silmek falan deyince direk o geldi aklıma...
0
inugard
(29.10.08)
bir daha beraber olma umudunuz olmasa da en azından içinizi dökmek amacıyla konuşmayı deneyin bence. ayrıldıktan sonra yaşadıklarınızı duygu sömürüsü yapmadan anlatın (şu an yapıyorsunuz diye demiyorum yanlış anlamayın arada çok ince bir çizgi var da ondan söyledim). onun neler yaptığını, mutlu olup olmadığını, hayatında bir insan olup olmadığını vs. öğrenin, konuşun yani her şeyden. tabi tekrar bir araya gelmek ikiniz için de makul bir çözüm olursa o da ayrı bir güzel olur ancak öyle bir beklenti olmadan uzun uzun konuşmak iç dökmek bence bir nebze yardımcı olur diye düşünüyorum.

konuştuktan sonra da güzel şarkılar eşliğinde hayaller kurarsınız, geleceğinizle ilgili iyimser hayaller, bir hobi olsun iş olsun kendinizi yoğunluğa kaptırırsınız biraz, bi süre sonra bi bakarsınız her şey yoluna girmiş. umarım bir an önce olur, kolay gelsin.
0
thejester
(29.10.08)
@thejester önerisi güzel.

rica edin karşılıklı oturun konuşun. belki söylemeyip içinize attığınız şeyler yüzünden bu kadar çok rüya görüyorsunuzdur. bunları ifade edince ortadan kalkabilir.

rüyalar sonuçta yaşanmamış şeyleri yaşamak için görülür. gerçek hayatta eksik kalan şeyleri tamamlamak için.
0
mea maxima culpa
(29.10.08)
insan bir şeylerle ilgilenince hakkaten acısı hafifliyor. ya kız arkadaşını karşına al bi konuş, derdini anlat. en azından vicdan azabın hafifler ya da reddederse olmayacağını iyice görürsün. ya da hiç konuşma ve hobiler bul. ne bileyim dans kursuna git, tiyatroya git, konserlere git, evde yalnız kalma yani.
senin kadar olmasa da ben de kötü dönemler yaşadım. vidan azabı+kötü olaylar üst üste geldi. bu süreçte çalışıyor olmasaydım eminim kafayı yerdim. ama işte olmam çok fayda sağladı.
hobi bul, bir şeylerle ilgilen. hiç olmadı alışverişe çık.
0
oceano
(29.10.08)
kafanızı meşgul ederek en azından gün içinde onu düşünmekten kendinizi alıkoyabilmeniz mümkün tabii. Gece rüyalarınıza girmesi bence gün içinde farkında olmadan onu düşünmeyi geri plana atıyor olmanızdan olabilir, mesela ben etkilendiğim ancak fazla dile getirmediğim olaylarla çoğunlulla rüyamda boğuşurum, sabah kalktığımda fark ederim aslında ne kadar çok kafama takıldığını.
Hobi bulmak, spor yapmak, arkadaşlarla bol bol takılmak vs. en azından başka şeylere kanalize eder sizi ancak tamamen unutabilmenin kesin bir çözümü yok tabii. yukarıda söylenen "eski kız arkadaşınızı karşınıza alıp konuşun" önerisi iki ucu keskin bıçak gibi. İyi ihtimalle onu görür, onunla içinizden geçenleri paylaşınca belki içten içe çektiğiniz vicdan azabı ya da pişmanlık da hafifler, söyleyecek bir şeyiniz kalamadığında da kafanızdan silinebilir her şey. Ancak onun hayatında biri varsa, ya da gördüğünüzde tekrar ondan etkilenir, onu hala sevdiğinizi filan fark ederseniz işiniz daha zorlaşabilir. Bazı insanlar işi son noktasına getirince arınırlar. Sizin için de bu konuda işin son noktası onunla asla olamayacağınızı görmek, ama burada "birlikte olamamak"tan kastım artık ona karşı eskisi gibi bir şeyler hissetmediğinizi anlamanız ya da değiştiğini, artık aynı dili konuşamadığınızı fark etmeniz demek. Bu durumda tamamen aklınızdan çıkartabilirsiniz onu ancak eğer görüşürseniz ve hiçbir şeyin değişmediğini, onun hala sevdiğiniz kişi olduğunu anlarsanız daha fena:)
Kendisinden ne kadar haber alabiliyorsunuz bilmiyorum ancak hayatında biri var mı yok mu, mutlu mu değil mi bilmeden bu görüşmeyi yapmak cesaret ister. Keşke hiç "bir dahası olmaz" durumunuz olmasaydı ama madem var, o zaman üstesinden gelmek için kendinizi zorlayın. Rüyalarınıza giriyorsa girsin, karşınıza yeniden aşık olacağınız biri çıkmadan eski kız arkadaşınızı tamamen silmeniz mümkün değil bence. "Gidin başkasını bulun" çok sığ ve anlamsız bir öneri, dolayısıyla hiç bu konuya girmicem, şanslıysanız karşınıza yeni bir başlangıç yapmanızı sağlıyacak biri çıkar, ama bu da bekleyerek ya da umut ederek olmuyor. En olmadı sakin sakin oturup içinizden, aklınızdan geçenleri kağıda dökün. Bir sayfa, üç sayfa, on sayfa neyse. Bilinçakışı ile aklınıza bu konuda gelen her şeyi yazın, belki farkında olmadan geriye atmaya çalıştıklarınız da çıkar ortaya ve bir nebze rahatlarsınız. Hemen herkes böyle süreçlerden uzun ya da kısa zamanlı olarak geçiyor, bence en önemlisi kendinize bu hakkı vermeniz, saçma sapan gün geçirme çabaları ile kendinizi daha da yormamanız.
0
think martini
(29.10.08)
ne unutmak ne de hatırlamak zorunda degilsin ama
sanirim daha fazla da bununla birlikte yasamak da stemiyorsun diye algiliyorum yazdiklarindan
sadece ama sadece kendini affetmek icin eski kiz arkadasindan af dile ve artik kendini affet
yaptiklarini bir daha yapar misin düsün
pismanliktan, takintiya dogru yol alma
unutamadıgın ne ya da sürekli hatırladıgın sey
hayatinin tama merkezine koymani saglayan duygu ne
yoksa gercekten içinde patlayacak gibi görünüyor
zira sadece gönül mevzusundan uzaaaak duruyor buradan bakinca
istersen buraya yazmaya devam et
istersen baska yerlere ama iyice irdele kendini
yoksa ben de uzunca bir süre unutmadim, unutmayi da pek denemedim (rüyalar,anilar,sarkilar tam bir melankoli,ani ağlama krizlerifalan filan)
ama yine de hayatima kattiği dayanlmz ağirliktan kurtulmayi da istedim ama daha fazlasina izin vermedim
sen daha derinlerinde baska yerlere de sizmasina izin vermissin
0
gdduman
(30.10.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.